Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yaşadığınız her an, hayattan eksilmiş, harcanmış bir andır. Ömrünüzün her günkü işi, ölüm binasını kurmaktır. Hayatın içinde iken ölümün de içindesiniz, çünkü hayattan çıkınca ölümden de çıkmış oluyorsunuz. Yahut şöyle diyelim isterseniz; hayattan sonra ölümdesiniz, ama hayatta iken ölmektesiniz. Ölümün, ölmekte olana ettiği ise, ölmüş olana ettiğinden daha acı, daha derin, daha can yakıcıdır. Hayattan edeceğiniz kârı ettiyseniz, doya doya yaşadıysanız, güle güle gidin. “Niçin hayat sofrasından, karnı doymuş bir davetli gibi kalkıp gidemiyorsun? Niçin günlerine, yine sefalet içinde yaşanacak, yine boşuna geçip gidecek daha başka günler katmak istiyorsun? Lucretius.” Hayat kendiliğinden ne iyi ne fenadır, ona iyiliği ve fenalığı katan sizsiniz. Bir gün yaşadıysanız her şeyi görmüş sayılırsınız. Bir gün bütün günlerin eşidir. Başka bir gündüz, başka bir gece yoktur. Atalarınızın gördüğü, torunlarınızın göreceği hep bu güneş, bu ay, bu yıldızlar, bu düzendir.
Ölüm ÜzerineKitabı okudu
''Sen hiç bir mayıs akşamı, bir gül ağacına, bir dileğini asmadın mı, diyor bir ses. Ne dileği, diyor öbür ses. Hangi dilek? Hangi gül dalına? Ne zaman? Nasıl? Niçin? Nerde? Herhangi bir dileğin için, diyor o ses. Örneğin bahçe içinde sessiz bir yuva. Örneğin anaç bir kadın, yatağını ısıtacak. Örneğin senin adını yaşatacak bir çocuğunun olması.
Reklam
"Aşk var mı aşk, sen ondan haber ver ? Boş ver be yaşı başı! Gönlün ne kadar şık, sen ondan haber ver? Şöyle atıp koyu grileri -siyahları sabahtan, Sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver? Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını. Gelene geçene yol verme girsin diye içeri, ama gömme başını toprağa bir çift
Sayfa 8
"Peki, santuru nasıl öğrendin?" "Yirmi yaşımdaydım. Ta Olympos'un dibindeki köyümde açılan bir panayırda, santuru ilk kez dinlemiştim. Soluğum tutuldu o zaman. Üç gün ağzıma lokma koymadım. Tanrı ruhunu bağışlasın, babam: 'Neyin var, ulan?' diye sordu. 'Ben santur öğrenmek istiyorum.' 'Utanmıyor musun ulan? Sen Çingene misin? Çalgı mı çalacaksın?' 'Ben santur öğrenmek istiyorum. 'Vakti gelince evleneyim diye biraz para biriktirmiştim. Görüyorsun ya, çocukluk! Kanım kaynıyordu, bir de bir de o sersemliğimle evlenmek istiyordum! Neyim var, neyim yoksa hepsini verip bir santur satın aldım. Nah işte, şu gördüğün. Santurumu alıp Selanik'e kaçtım. Recep Efendi adında, santur hocası, meraklı bir Türk'ü buldum. Ayaklarına kapandım. 'Ne istiyorsun ulan, Rumoğlu?' diye sordu. 'Ben santur öğrenmek istiyorum!' 'Peki ama, neden ayaklarıma kapanıyorsun?' 'Sana verecek param yok da ondan!' 'Santura çok mu meraklısın?' 'Çok meraklıyım!' 'Peki ulan, otur, ben para falan istemem.' Bir yıl yanında kaldım. Öğrendim. Tanrı kemiklerini aziz etsin, şimdi ölmüştür. Tanrı, cennete soksun Recep Efendi'yi! Santuru öğrendiğimden beri başka adam oldum.
Yalnızlığına kaç, dostum! Seni büyük adamların gürültüsünden sersemlemiş, küçüklerin iğneleriyle de delik deşik olmuş görüyorum. Seninle nasıl susulacağını pek iyi bilir orman ve kaya. O sevdiğin ağaca benze yine sen, o geniş dallıya: sessiz ve dinlercesine sarkar o, denizin üstüne. Yalnızlığın bittiği yerde, pazar yeri başlar; pazar yerinin
"Ben benzemek istedim. Bırak benzemeyi kendimi nasıl kendim yaparım, onu da halledemedim. Niye inat edip yoruyorsun kendini? Boş ver, bırak dağınık kalayım, sana ne. Bizi aldın koydun bu iskeleye, her şey şıp diye değişsin istiyorsun. Aradan yirmi yıl geçti, inatla beni tamir etmeye çalışıyorsun. Ben senin oyuncağın mıyım? Yoksa başka bir şey mi var? Hı? Cevap versene. Bende sana ait bir şey mi var, onu mu kurtarmaya çalışıyorsun?"
Sayfa 110 - MetisKitabı okudu
Reklam
"Sen yapabilirsin. En büyük meziyetin dağılıp tekrar şekil almak. Bütün dertlerini son kullanma tarihini doldurmadan tüketiyorsun. Ateşte erisen, başka şekil alırsın. Kendini kullanma kılavuzun var senin. Daha ne istiyorsun? Al tepe tepe çalıştır, bozulunca söker yenisini yaparsın. Ama ben bildiğin lastik top gibi bi şeyim. Duvardan seker yere düşerim, suya atlar yüzeye çıkarım. Her yere zıplar, aynı biçim geri dönerim. Sen şimdi bu topu alıp uçan balon falan yapmaya kalkıyorsun. Hayatta en illet olduğum şey, tekrar etmek. Eh niye beni tekrarlayıp duruyorsun canımın içi! Yoksa bende sana ait bir şey mi var?"
Sayfa 111 - MetisKitabı okudu
Hayatta hiçbir şey,uğruna ölmek için istenmez.Her şey yaşamamız için var olmalıdır.Hatta biraz ileri gideyim,kendi yaşamamız için...Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki ,derhal uğrunda can feda edecek bir şey arayarak ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun!Yaşamak,herkesten daha iyi,herkesten daha üstün yaşamak,insanlara hakim olarak,kuvvetli,belkide biraz zalim olarak yaşamak...Dünyada bundan başka istenecek ne vardır?Hayatını bu gayeye vakfet,görürsün,nasıl birdenbire canlanacaksın!!!
— Peki, çıkınında ne var? Yiyecek mi, çamaşır mı, takımların mı? Arkadaş, omuzlarını kaldırıp güldü. — Bana çok namuslu görünüyorsun, dedi, kusura bakma! Uzun, sert parmaklarıyla çıkınını okşadı: — Hayır, diye ekledi, santurdur bu. — Santur* mu? Santur çalar mısın sen? — Fukaralık bastığı zaman kahvelerde dolaşıp santur çalarım. Bu
Sayfa 37 - Can Yayınları MinikitapKitabı okudu
— Olsun, dedi, başka papazın sürüsü bu! Gelelim bizim işe: Oturayım mı, gideyim mi? Karar ver! — Zorba! dedim ve elinden yakalamamak için kendimi zor tuttum. — Anlaştık Zorba, benimle geleceksin. Girit'te bir linyit madenim var. Sen işçilerle uğraşırsın. Akşamları ikimiz birlikte kumsala uzanırız; Benim ne karım, ne çocuklarım, ne de
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sevgi
"Senin ümitsizlik batağına saplanmanın nedeni ne biliyor musun? Sen kendi mutluluğun için yaşamak istiyorsun." "Peki İnsan başka ne için yaşar ki?"
nar yayınlarıKitabı okudu
"Hayatta hiç bir şey, uğrunda ölmek için istenmez. Her şey yaşamamız için olmalıdır. Hatta biraz ileri gideyim, kendi yaşamamız için... Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki, derhal uğrunda can feda edecek bir şey arayarak, ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun! Yaşamak, herkesten daha iyi herkesten daha üstün yaşamak, insanlara hakim olarak, kuvvetli, belki de biraz zalim olarak yaşamak... Dünyada bundan başka istenecek ne vardır? Hayatını bu gayeye vakfet, görürsün, nasıl birdenbire canlanacaksın!"
Hayatta hiçbir şey uğrunda ölmek için istenmez. Her şey yaşamamız için olmalıdır. Hatta biraz ilerbi gideyim, kendi yaşamamız için... Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki, derhal uğrunda can feda edecek bir şey arayarak ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun! Yaşamak, herkesten daha iyi, herkesten daha üstün yaşamak, insanlara hâkim olarak, kuvvetli, belki de biraz zalim olarak yaşamak... Dünyada bundan başka istenecek ne vardır? Hayatını bu gayeye vakfet, görürsün, nasıl birdenbire canlanacaksın
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.