Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Benden sonraki çocuk kendi tavsiyesini söyledi: "Benim başka bir fikrim var" dedi. "Siz , başkan olarak her birimize, yemin ettirerek kapıyı alıp alamadığımızı sorun." Başkan, "Çok iyi fikir. Yurt şerefi üzerine!" Masanın etrafında dolanarak hepimize tek, tek sordu: "Jack kapıyı sen mi aldın?" "Hayır efendim, kapıyı ben almadım!" "Tim, kapıyı sen mi aldın?" "Hayır efendim, kapıyı ben almadım!" "Maurice, kapıyı sen mi aldın?" "Hayır, kapıyı ben almadım efendim!" "Feynman, kapıyı sen mi aldın?" "Evet, kapıyı ben aldım." "Kes, Feynman; bu iş ciddi! Sam! Kapıyı sen mi aldın?.... -Bütün masayı dolaştı. Herkes şok olmuştu. Yurtta, yurdun şerefine saygı duymayan gerçek bir hain olmalıydı aramızda! (...) İnsanlar çoğu zaman benim düzenbaz olduğumu düşünürler. Oysa ben her zaman dürüstüm. Ama öyle bir şekilde dürüstüm ki çoğu zaman kimse bana inanmaz.
Sayfa 42 - 43 /Evrim yayınevi, 1.Basım : Mayıs 2000, Çeviri : Doç. Dr. Tuncay İncesuKitabı yarım bıraktı
Reklam
İnanmak sözcüklerin ötesini görmektir…
Dergâhın bahçesinde güllerin yanında Mevlâna ile hasbıhâl ediyorduk. Mevlâna’yı ziyarete felsefecilerden bir grup geldi. Soruları olduğunu bildirdiler. Mevlâna onlara beni göstererek:(Şems-i) — Benim sorularımı cevaplayana sorun, diye bana havale etti. Bunun üzerine, gelen felsefeciler üç sual sormak istediklerini belirttiler. — Sorun, dedim.
Tokat'ta Ortaokul: İlk Gazetem Yaltırık'ı Çıkartıyorum Tokat'ta en büyük kazancım Yekta [Güngör Özden] olmuştur. Yekta ile Tokat'ta tanıştık. En eski arkadaşım Türkiye'de halen Yekta'dır benim. Yekta da Tokat Lisesi'nde. Ben ortaokul 3'deyken o Lise 1'deydi, leylîydi [yatılı]. Oradan ahbap
31 Aralık 1994 (Sabah): 20 gündür, Çeçenya (Çeçenistan) topraklarına saldırı düzenleyip de ilerlemekte bulunan Rus ordusunun hedefi başkent Grozni'yi ele geçirmek. Rus uçakları tarafından bombalanmasıyla isabet kaydetmiş olan dev bir rafinerinin alevler içinde olduğu bildiriliyor. Bunun esas sorumlusu ise Jirinovski yanlısı Ruslar. Önceki
Köylüler gittikten sonra, başkan kapıyı kapattı. Bize döndü ve hiç de arkadaşça olmayan bir tavırla şöyle söyledi: "Fugui, Jiazhen, eğer yiyecek bir şeyiniz varsa bana da bir lokma verin!" Jiazhen ve ben birbirimize baktık. Başkan normalde bize çok iyi davranırdı, şimdiyse yalvarıyordu. Ona nasıl yardım etmezdik? Jiazhen koynundan pirinç torbasını çıkardı. Başkana bir avuç verirken, "Sana verebileceğimin hepsi bu Yoldaş Başkan," dedi. "Al evine götür ve pirinç çorbası yap." Başkan, "Bu yeter, bu yeter," diye kekeledi. Yoldaş Başkan Jiazhen'ın verdiği pirinci cebine doldurdu. Sonra elleri cebinde, mutlu mutlu gülerek dışan çıktı. Başkan gider gitmez, Jiazhen'ın gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Bir avuç pirinç için ağlıyordu. Onu öyle ağlarken görünce, sadece derin bir iç çekebildim.
Sayfa 129 - Jaguar kitapKitabı okudu
Reklam
Mevlâna ile hasbıhâl ediyorduk.Mevlâna'yı ziyarete felsefecilerden bir grup geldi.Soruları olduğunu bildirdiler.Mevlâna onlara beni göstererek: -Benim sorularımı cevaplayana sorun,diye bana havale etti.Bunun üzerine,gelen felsefeciler üç sual sormak istediklerini belirttiler. -Sorun,dedim.İçlerinden birini başkan seçtiler.Hepsinin adına o
Cürcan'dan vatanına dönerken rivayetlere göre yolda başından şöyle bir vak'a geçti: Beraber yolculuk yaptığı kervanın yolunu eşkıya kesti. Bütün yolcuları soydular. Gazâlî'nin, içinde notları bulunan torbasını da aldılar. Gazâlî başkanlarına müracaat etti. Senelerce ömür sarf edip elde ettiği bilgilere ait notlarının torbada olduğunu ve bu notların kendilerine hiçbir faydası olmayacağını anlatarak geri verilmesini istedi. Başkan gülümsedi: "Elinden kâğıt parçaları alınınca cahil kalıyorsun. Bilgi böyle mi olur?" dedi, adamlarına torbanın geri verilmesini söyledi. Gazâlî der ki; Bu hâl Allah tarafından bana bir ders oldu. Hakikaten Tus'a dönünce, ne kadar kitap yazmışsam harfiyen ezberlemek için üç sene çalıştım ve işin sonunda öyle elde ettim ki, hiçbir hırsız onu benim elimden alamaz.
Emin El Hafız, 1921 yılında Suriye'nin ekonomi başkenti Halep'te dünyaya gelmişti. Fransız mandasının bitiminden sonra 1946 yılında polis eğitim merkezine gönderilmiş, 1948 yılında İsrail'e karşı Golan tepelerinde savaşmıştı. 1958 yılında Birleşik Arap Cumhuriyeti'nin kurulmasını desteklemişti. Ancak Nasır, Baas partisini
"Ahlaksızlığın çehresi öyle korkunçtur ki, hepimiz krallar kadar mutlu olmalıyız eminim," dedi Mack. Kolunu Hazel'ın omuzlarına attı. "Sen müthiş bir başkan olurdun bence," dedi.
Reklam
Suriye istihbaratının üstün başarısına rağmen Şam yöne­timi bir süre sessiz kaldı. Birkaç gün boyunca Eli Cohen, oldukça sert muameleye maruz kalarak Suriye güvenlik güçlerinin en iyi sorgu görevlileri tarafından ifadesi alındı. Sorgu görevlileri, Co­hen' in tırnaklarını çekti, domuz bağıyla bağladı, penis ve burnun­dan elektrik verdiler.
Eli Cohen'in Sorgusu
Suriye istihbaratının üstün başarısına rağmen Şam yöne­timi bir süre sessiz kaldı. Birkaç gün boyunca Eli Cohen, oldukça sert muameleye maruz kalarak Suriye güvenlik güçlerinin en iyi sorgu görevlileri tarafından ifadesi alındı. Sorgu görevlileri, Co­hen' in tırnaklarını çekti, domuz bağıyla bağladı, penis ve burnun­dan elektrik verdiler.
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
Süregelen ulusal politikamız öyle gösteriyor ki, bunların hiçbirini yapmadık ve yapmayacağız. Başkan Kennedy 1961'in Aralık ayında Ulusal İmalatçılar Derneği'nde yaptığı bir konuşmada şöyle dedi: "Bu yönetim iş başında olduğu sürece -bunu açık bir bildiri olarak tekrarlıyorum- döviz kontrolleri koymak, ticaret engelleri yaratmak, doları devalüe etmek ya da ekonomik iyileşmemizi boğmak gibi amaçlar gütmeyecektir.'' Mantıksal olarak bu ifade iki olasılık yaratmaktadır: Biri, öteki ülkelerin söz konusu önlemleri almalarını sağlamaktır ki, bu hiç de emin olamayacağımız bir yoldur; diğeri de rezervleri aşağı çekmektir ki, Başkan ve yetkililer bunun sürmesine izin verilmemesi gerektiğini ısrarla yinelemişlerdir.
"...bebeğini kaybettiği için onu karakola götürmüşler. Düşük yapmak birçok yerde trajedi olarak adlandırılabilirse de burada bir suç." "Suç mu?" "Başkan Yoldaş Gelişimin Feneri Nikolay Çavuşesku'nun, Fikrin Tuna Nehri olan adamın ta kendisi söyledi bunu, evet gerçekten ve kelimesi kelimesine, fetüs halkın maldır, dedi... Kimse bu boktan ülkede bir çocuk dünyaya getirmeyi elbette istemiyor ama bizim Nik her ailenin en az üç çocuğu olması gerektiğini ilan etti. Popülasyonun artması gerekiyor! Beslenemeyecek, iş bulamayacak, boktan bir hayat sürecek olsalar da... canları cehenneme, doğum kontrolü suç, kürtaj suç, doğum kontrol hapı da öyle. Düşük yapmak, kahretsin, o da suç!"
82 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.