Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kemal’le birlikte olduğum zamanlar huzursuzluk duyuyorum. Benim gibi birine kıyasla ne kadar zeki ve olgun olduğunu düşünüyorum hep. Bazen beni süzdüğü zaman, ne kadar sıkıcı olduğumu düşündüğünden eminim. Gerçekte çok tatlı bir insan ve karşılıklı çok güzel sohbet edebiliyoruz. Ama ne zaman başını başka bir yana çevirse, sanki beni terk edecekmiş gibi bir duyguya kapılıyorum. Bir keresinde, giydiği elbisenin sitilini azıcık eleştirecek oldum, hemen yüzünü buruşturdu. Şimdi ona bir şey söylemekten korkuyorum. Genelde, Kemal’in mükemmel olduğunu düşünüyorum. Ama geçen gün, beni evimden alacağına, buluşma yerine otobüsle gelmemi istedi. Birden, bana hiç aldırış etmediğini, onun da diğerleri gibi bir ahlaksız olduğunu düşündüm. Ama o geçti artık. Şimdi Kemal yine mükemmel. Tek sorunum, başını benden öteye çevirdiği zaman duyduğum huzursuzluk. Bu kadın başkalaşma alışkanlığının isabetli bir örneğidir. Kemal bu alışkanlıkla, bir seferinde olgun, bir seferinde düşüncesiz, bir başka seferinde de ahlaksız olabiliyor. Ama her seferinde, olduğundan başka bir şey oluyor. Oysa Kemal bazen zeki, bazen mükemmel, bazen tatlı, bazen düşüncesiz, bazen de ahlaksız davranabilen bir insanoğlu; tümüyle ahlaksız veya başka bir şey olan bir insanoğlu değil.
Sayfa 113 - Agora kitaplığı,20.basım,İstanbul, Nisan 2022Kitabı okuyor
"Yeterince bekledik Kelebek. Ben sana kavuşmak için yeterince bekledim. Ama bu en özel bekleyişti. Hiç isyan etmedim. Her gün şükrettim, seninle aynı havayı soluyabildiğim için. Anlatamıyorum bazen. Nasıl bir şey tarif edemiyorum ama bilmelisin ki, her gece en son senin yüzünü görmek ve sabahları ilk olarak rengine tezat oluşturacak şekilde haddinden fazla sıcak bakan gözlerini açtığında ilk beni görmeni istiyorum. Seninle başlayıp, seninle bitmek, her anımı seninle geçirmek istiyorum. Benimle evlen Kelebek. Benimle evlen ve beni dünyanın en mutlu adamı yap. İsminin yanına soyadımı kabul et. Benim kadınımsın, hayat arkadaşım ol. Benim ol Kelebek. Sonsuza kadar, sadece benim.”
Sayfa 229Kitabı okudu
Reklam
“Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil… İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile… Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Tașıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda hiçbir şeyle değișilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor… Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini.”
Bazen hepimiz kederin içinde bata çıka ilerlemeye çalışıyormuşuz gibi hissediyordum…
Sayfa 192
İnsanın bazen Polyanna'cılık oynamaya ihtiyacı var. Çünkü insanlar her zaman mutlu olamazlar. Mutlu olmak istiyorsanız mutlu olmak için çabalayın ve mutlu olacak sebepler bulun. Mesela ben, mutlu olmak için mutlu bir geleceğim olacağını düşünüyorum.
Sayfa 31 - Yapi kredi yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ben sık sık unutuyor, yanılıyor, sendeliyorum, dinim dinsizliklerden yapılmış bir mozaiktir; bazen içimden, küçük bir ânı alıp karşılığında bütün hayatımı veresim gelir.
Böyle öğretmen olacaksa hiç olmasın insanlar. O masum çocukların suçu ne?
Ben öğretmenlik yaptım, senelerce ayaklarımı sürüye sürüye gittim okula. İyi bir öğretmen olmadığımı da gayet iyi biliyordum. Bazen canım sıkılınca kitabı kapatıp "Serbest zaman" deyiveriyordum. Öyle ciddiyetsiz götürdüm işi. Bugün bir tek öğrencim bile hayırla anmaz beni, eminim. Emeklilik hakkım gelir gelmez bir gün fazladan çalışmadım, bastım dilekçeyi.
Bazı şeyler tuhaf. Bazı şeyler karın ağrısı. Yolda her şey kabul. Ne kazanmak var ne kaybetmek. Her şey olduğu kadar. Sen dahil. Ben dahil.
"Zaman bazen normal şekilde ilerler, bazen de durup yavaşlar. Sanki hayat, yani gerçek hayat, bir başka yerde akıp gitmektedir."
Reklam
Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. Gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim.
Sayfa 124Kitabı okudu
“Bundan beş yıl sonra kendini nerede görmek istersin?” diye sorarlar ya bazen, bunu hiç düşünmüyorum mesela. Nerede olduğum önemli değil çünkü. Nerede olursam olayım, kıkır kıkır gülerken bulmak istiyorum ben kendimi. Aklım fikrim serserilikte. İnsanlar genellikle benim çok şey bildiğimi sanıyorlar… Halbuki gerçekten de, gülmekten başka tek bir yol bile bilmiyorum.
Büyürken öğrendiğim en önemli şey bazen bazı sorunların üstesinden kendi başımıza gelmemiz gerektiği. Bu çok korkutucu
" Renk renk, şekil şekil, fısıltı fısıltı hatıralar... Bazen de çığlık çığlık... "
"Yıllarca aranan, arzulanan bir şey... Uzak ülkelerden bir insan-kuşu getirtmek. Nice çabadan sonra artık insan-kuşum gelecektir. Beklemekteyim. Karanlık doklar. Yürüyordum, rıhtımlar üstünde insan-kuşu bir gemiden çıkacak. Öyle çok kağıtlar, belgeler, insanlarla uğraşmak gerekiyor ki, kafesiyle birlikte insan-kuşunu alabilmek için. Karabasansı gidiş-gelişler, koşuşturmalar, çarpışmalar, ricalar, neredeyse ağlamalar... Nihayet rıhtıma, üzerinde beyaz bir örtü serili getirilip bırakılan bir kafes biçimi seziliyor. Örtüyü endişeli bir beklentiyle kaldırdığımda, bir çift mavi gözle karşılaşıyorum, dehşetle parlayan. Zarif, demirden oymalarla süslenmiş, iri beyaz kafesin içinde, üzerinde mavi bir giysi bulunan, kırlaşmış saçlı, belden kesik, bir yarım adam. Kafese gövdesiyle oturmuş-oturtulmuş, bakıyor; ürkek, acılı. Alıp onu yaşadığım yere getiriyorum, konuşamıyoruz, yalnızca birbirimize bakıyoruz. Bu sözsüz iletişim korkunç ve güzel. Belki de onun ızdırabını oluşturan bedeninin aşağı bölümünün olmayışı, benim gizli sevincimin kaynağı. Kafesin içine küçük yazılı kağıtlar uzatıyorum, bazen o da bana bir şeyler yazıyor. Bu yazı tanıdığım hiçbir dile benzemiyor, inanılmaz bir biçimde yabancı ve o denli tikel ki! Bu dili ancak ben ve yarım adam biliyoruz, başka birileriyle bu dille iletişim olanaksız. Biricikliğin böylesine kanıtlanmasına daha önce hiç rastlanmamış; onun ve benim için. Sonsuz bir zaman sürecek gibi, büyük kafesten küçük kafese, yeşilden maviye, küçükten büyüğe, maviden yeşile... bir düş!"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.