Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
136 syf.
3/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Adını gördüğümde hemen okumak istediğim ancak hayal kırıklığına uğradığım bir kitap oldu. Karakterin duygu ve düşüncelerinin yetersiz olduğunu düşünüyorum. Anlamsız ve boş yerlere fazla vakit ayrılmış. Şu başlığa sahip bir kitabı Zweig yazsaydı sanırım 10 puan verirdim. Ayrıca yazarın adalet kavramı hakkında aşırı haksız olduğunu da düşünüyorum. Tek taraflı düşünmüş. Mahkûmun ailesinin zor durumda kalacağını ve bunun adaletsizlik olduğunu söylemiş. Peki mağdur aile? Ayrıca idam zorunlu değil, bir seçenek şeklinde sunulmuş ve kendisi ölmeyi seçmiş. Ve gerçekten de suç içlemiş, haksız yere falan değil yani. Buna rağmen adaletsizlikten bahsetmesi bence çok saçma. Karakterin bu görüşüyle inanılmaz bir soğuma ve önyargı oluştu. Bu da empatiyi zorlaştırdı. Ölsün de kurtulayım dedim resmen. Bu kitabın klasik olması da beni şaşırttı. Görüş ayrılığını geçtim, kitaptaki dil de çok hoşuma gitmedi. Bazen, bazı kitapların sırf politik ve sosyal mesajlar içerdiği için klasiklere alındığını düşünmeden edemiyorum. Bu kitap sağolsun, klasikleri de seçerek okuyacağız artık.
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023120bin okunma
74 syf.
10/10 puan verdi
Kitabı okumadan önce kitap ve yazarı hakkında bilgi edinirseniz kitabı daha iyi anlayacağınızı düşünüyorum... Kitaptan farklı farklı dersler alınabilir benim aldığım en önemli ders şöyle... Çevrenizde yaşayan insanlar sizden nemalanamıyorsa siz onların nazarında bir böceksiniz. Bazen bu aileniz, arkadaşınız, çocuğunuz vs. herkes olabilir, duruma ve kişiliklerine göre değişebilir... Ve ayrıca bu kitap okuduktan hemen sonra değeri anlaşılan bir kitap değil, üzerinde biraz düşününce ve zamanla değeri daha iyi anlaşılan bir eser. Ben iki kitapta bunu yaşadım 1. si George Orwell'ın 1984'ü 2. side bu kitap
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,2bin okunma
Reklam
" Şimdi bile bazen düşünüyorum da sevgi; sevdiğin kadına, onun da rızasıyla ve haklı bulmasıyla zulmetmektir."
Sayfa 158Kitabı okudu
Bildiğim bir şey var, bir şey nasıl bozulmuşsa tersi ile düzeliyor. Ben kendimi dinleye dinleye böyle oldum. Kendimde bu kadar dinleyecek ne vardı, şeytanın talimatı ile mi böyle hafız kesilip gece gündüz kulağıma üfledim, sonra duyduklarımla, belki uydurduklarımla sağır, dilsiz ve taş kesildim, bilmiyorum. Dedim ya buraya nasıl gelindiği belli,
...aslında bazen düşünüyorum da, sanki tüm varlığımızı ve tabii yokluğumuzu da, görmek ve görülmek üzerine kurmuşuz.
“Nasıl da kaçmak geliyordu içimizden. Sadece gitmek ve geride bırakmak istiyorduk. Ben gittim, sen kaldın. Bazen gitmenin mi, yoksa kalmanın mı daha zor, daha hüzünlü, daha çekilmez olduğunu anlamamız için hayatın bize bunu bilhassa yaptığını düşünüyorum. İki seçeneğin de kurtuluş olmadığını anlamamız için.”
Reklam
Bazen, aynı anda iki ayrı nehirde yüzdüğümüzü düşünüyorum ve işin acıklı ya da gülünç yanı, her bir parçamız içinde yüzdüğü nehirde değil de diğerinde olmak istiyor.
"Kendi içimde bir dünya kurmuşum... Hiç kimseye yer yok orda... Bir ben, bir kitaplarım, bir de içimdeki Tanrı... Kapılarımı kapatmışım insanlara... 7 kat kilit takmışım, kimse açamasın diye... Kilitli odalarda saklamışım düşlerimi... Kilitli odalarda kendimle konuşuyorum sadece... Bazen delimiyim ben diye sormuyor değilim  kendime... Neden diye de soruyorum ama yok bir cevabı... İnsanların ilgi alanları bana saçma geliyor muhtemelen benimkilerde onlara saçma gelecektir diye susuyorum... Ne okuyorsun diye sorduklarında “farklı tür diyorum” kendi çaplarında saçma sapan ezber yorumlar yapmasınlar diye açıklama yapmadan kapatıyorum... Duygularımı hiç açmıyorum zaten; açsam tımarhaneye falan kapatırlar... Sadece mecbur kaldığımda dinliyormuş gibi yapıyorum artık hiç yorum yapmadan... Ne insanlarla muhalefet olma derdim var ne de taraf... Sadece ne kadar çabuk uzaklaşabilirsem onlardan o kadar iyi diye düşünüyorum. Öyle tuhaf hallerdeyim... Sadece yalnızlık istediğim... Ama yine bir boşluk var bir yerlerde... Yalnız kaldığımda da tam anlamıyla mutlu huzurlu değilim... Garip bir hüzün var içimde... Ağlasam sel suya karışacak gibi bir haldeyim... Ne yağabiliyorum  ne de  ışık saçabiliyorum... Hep kapalı hep kasvetli bir gökyüzüyüm..."
384 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Yazarın süpersınıf diye tabir ettiği insanların o sıkıcı monoton ve tekdüzeleşmiş hayatlarını okudum kitapta. Aynı zamanda hayalini yaşamaya çalışan modacı. Sevdiği kadını geri kazanmaya çalışan ve bunu öldürerek yapabileceğine inanmış İgor. Öldürerek mesaj vermeye çalışıyor. Aynı zaman da o kadar usta ki öldürmekte işlediği cinayetlerde hiç bir izi bırakmıyor. Film festivalinde arkasında hiç iz bırakmayan bir katil herkesten daha çok dikkat çekmemeye çalışmadan işlerini hallediyor. Bazen planda olmayan cinayeletler de işliyor. Son cinayeti karısı ve onun yeni kocası. Kitap adıyla bütünlük kazanmış. Herkes bir şeyler kazanmaya çalışıyor. Kimisi film yıldızı kimisi manken olmak istiyor ve bunları olmak bir şeyler kazanmak isterken hep yalnız kalıyorlar. Kitabın ana kahramanı da aynı durumda kitabın sonunda kazandığını düşünüyor ama arkasına dönüp baktığında tamamen yalnız. Hayata dair çok ince mesajlar var kitapta. Sanırım bazen bir şeyleri göze almak için her şeyi geride bırakmak gerekiyor. Bazı kitaplarına göre anlatılan olay daha belirgindi. Heyecan ve merak bir tık ön plandaydı. En azından beni okurken kitabın içine çekti. Yoğunluktan dolayı biraz geç bitirmiş olsam da içime sinerek okuduğumu düşünüyorum. Hala elimde yazarın bir kaç kitabı var. Onları da bitirip tamamlamayı düşünüyorum. Nolursa olsun bazı kitapların da sıkılmış bile olsam bence yazar çok farklı bir şekilde günlük hayatta karşımıza çıkması muhtemel şeyleri anlatıyor. Onu bu kadar önemli ve değerli yapan da bu farklılığı bence.
Kazanan Yalnızdır
Kazanan YalnızdırPaulo Coelho · Can Yayınları · 20091,588 okunma
Bazı anlar geliyor,seninle tüm duvarları yıkmışız gibi hissediyorum ve bazen de senin sadece rahatlığın için burada kaldığını düşünüyorum.Keşke benim,sadece benim,burada kalman için yeterli sebep olduğuna emin olabilseydim...
Reklam
Ulrike...
Tümü sessiz ve beyaz. Beynimin içi sessiz ve tavan gibi beyaz. Sesim beyaz çıkacak, konuşmayı denersem. Beyaz tükürüğüm ağzımın kenarında bir burukluk bırakıyor. Gözlerimin içi, midem, boş atan damarım sessiz ve beyaz. Bir akvaryumda yelpaze yüzgeçlerim kaybetmiş, sessizlikte batmamaya çalışan bir Japon balığı gibi çekingenim. Sürekli olarak
Bazen düşünüyorum, ne garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?
265 syf.
7/10 puan verdi
Sürükleyici harika bir kitap Sinan Akyüz' ün en çok severek okuduğum kitaplarından biri. Kadınların hırs ve istemeleri halinde neye dönüştüğünü, erkekleri parmaklarında nasıl oynattığını, erkeklerin saf ve sütten çıkmış ak kaşık gibi anlatıldığı bir kitap. Kadınların gizemini çözmeye çalışan ve bir türlü başarılı olamayan erkekler. Yaptıklarının arkasında duramasalar da masum gösterilen hatalar ve kadınları anlama çabası. Farklı hikayelerle evliliklerde yaşanan problemlere değiniyor. Aslında kadınların bile bazen farkedemediği problemlerin altyapısını gözler önüne seriyor. Her bölümde bir kadının itirafı ve düşünce şekliyle karşılaşıyoruz. Kitabın yazılışı ve kurgusu güzel. Anlatılanlar bir erkeğin kafasında kuramayacağı kadar gerçekçi görünüyor. Anlatımı hoş, sürükleyici. Ancak kadınlara çok yüklenildiğini düşünüyorum. Aldatmanın altında yatan etkenleri öykülerinde irdelemiş ancak bazı görüşlerine katılamıyorum çünkü aldatma bu kadar basit sebepler üzerinize inşa edilemez.
Bana Sırtını Dönme
Bana Sırtını DönmeSinan Akyüz · Alfa Basım Yayım Dağıtım · 2020799 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.