1000kitap çok mu bozdu? 1000kitap elden gidiyor mu? 1000kitap'a neler oluyor?!
Buraya katıldığım 2017 yılından beri insanların dilinden düşmeyen tek bir cümle var: "1000kitap artık çok bozdu!" Peki, gerçekten de öyle mi bir bakalım...
• Eskiden kitapların okuma durumlarının içine girildiğinde her kitaba sayfalarca özel not
Çarşamba aksamları sen anlat karadeniz yerine börüyü izleyen ve arkadan tekrar tekrarını izleyen bir insan ve bağğğyan olarak bu kitabın hedef kitlesi ben değilim. Zaten kendisini tost ekmeği almak için girdiğim marketten para üstüyle aldım. O yüzden de aldığıma değil okuduğuma pişmanım. Başima bir iş gelmeyecekse ben kitabi beğenmedim. Junior boy
Merhaba değerli okuyucular :)
Öncelikle Üvercinka şiirinin hikayesini öğrenelim... :)
Cemal Süreya eşi Seniha Hanım hamileyken “Üvercinka” adını taktığı genç bir kızla tanışır. Cemal Süreya ile bu kız arasında tutkulu bir aşk başlar. Ancak Cemal Süreya’nın 58 yıllık hayatında Üvercinka şiirini yazdığı bu genç kızın adını bilen ve yüzünü gören
Kitap bilim kurgu türünde 1951 yılında ilk basımı yapılmış. Zamanla distopya türünde gösterilmeye başlamış ve distopik temel eserlerden bir olarak kabul görmüş.
Kitabın ana fikri dünyadaki tüm kitapların yakılıp yok edilmesi. Bu fikrin etrafına bilim kurgu tarzı benimsenmiş. Fikir olarak çok güzel işlenebilecek konu; teknolojik yenilikler ve üzerine yoğunlaşması edebiyat içeriğinden uzak olması,insan psikolojisini iyi irdeleyememesi, akıcı olmaması ve kurgusu karmaşık olması ve yazarın üslubunu beğenmedim.
Buradan sonra spoiler içerebilir ! Şimdi kitap bence bilim kurgu ama ülkemizde 1980 darbe yıllarında kitapların toplatılması,yasaklanması ve yakılması bizim ülkemizde yaşanmış olaylar. Bizim ülkemizde kitabın ana fikri uygulandı. distopik olması burada mevcut. Diğer ana bütünü ile bilim kurgu olduğunu söyleyebilirim.
Martin Niemöller ünlü sözünü alıntılıyorum yazar bu alıntıdan yola çıkarak nasıl kitapları yakmaya başlandı ve durdurulamaz duruma geldiğini anlatırken bire bir buradan yararlandığını anlıyoruz. Okuyanlar hak verecektir,Daha sonra okuyanlarda anımsayacaktır:
Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim.
Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim.
Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim.
Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü Yahudi değildim.
Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.
Ve yazarın tamda bitirirken dediği gibi;
“Ama insanın muhteşem tarafı budur; sil baştan yapmaktan vazgeçecek kadar umutsuzluğa kapılmaz asla...”
Baştan belirteyim garip garip anlamlar çıkmasın, burada yazarın şahsı ile ilgili düşüncemi değil, eserle ilgili görüşlerimi paylaşıyorum ama yazara toz kondurmayız derseniz yapacak birşey yok, okumamanızı, ya da okumadan yorum yapmamanızı tavsiye ederim. Sadece ESERLE ilgili düşüncelerimi ve deneyimimi yazmaya başlayayım o zaman!
Bazen bazı
Aldous Huxley, çok şanslı bir ailenin çocuğu idi. Huxley'in birçok akrabası bilim adamıdır.Kendini eğiten bir aileden gelmiş olması onun için gelecek için büyük bir avantaj olmuş ve bu avantajı kulanmasını da bilmiştir.Huxley, Bilimle ilgili insanların onu yanlış kullandığını söylemiştir. Parapsikoloji ve mistik temelli felsefe ile ilgilenmiştir.
Kitabı yorumladığım video yayında bağlantıya tıklayarak ulaşabilirsiniz :) youtube.com/watch?v=4p5XVYn...
Kitap oldukça kısa 150 sayfa civarı fakat genel tabloya baktığımız zaman size bir tarih değil sadece merakınızı giderecek şekilde açıklamalar ve soru cevap gibi gidilmiş. Hitler'in hayatı ve onun komutanlarının hayatı, Yahudilerin ve diğer milletlerin ne gibi sıkıntılar yaşadığını ufak ufak değiniyor beğendin mi derseniz yani pek beğenmedim çünkü genel tabloyu sunmuyor. Bunun yerine çok daha kaliteli kitaplar okuyabilirsiniz bu tarz kitaplar size sadece merak ve tarih ilgisi sunar onun dışında akademik pek bir fayda vermez.
Tarihe ilgisi olanların veyahut Nazileri ve Hitleri merak edenlerin okuyabileceği kitap fakat derinlemesine değil yüzeysel bir şekilde değiniyor.
Zülfü Livaneli, sanırım Türkiye nin en çok okunan Türk yazarı olabilir. Bir diğeri de
Ahmet Ümit sanırım. Halkın istediğini iyi bilen ve bundan ekmeğini iyi kazanan iki kalem. Tam adı Ömer Zülfü dür. Gürcü asıllıdır. Siyaset, film, dizi, müzisyen, yazar demek sanırım daha doğru. Birden fazla sektörde aynı derecede ünlü olan nadir insanlardandır Livaneli.