Küçük hacimli olmasına rağmen üzerinde uzun uzun düşünmeyi gerektiren bir kitaptı. Kendime ne kadar da az düşünüyor, az soruyor ve az sorguluyormuşum muhasebesini yaptırdı. Yazarın kalemini çok veciz bir şekilde kullanması ise okuru kapma sebeplerinden.
Bu cümlelerimden sonraki yazdıklarım yazarın alıntıları ağırlıklı olacak. Çünkü ancak o zaman kitabı size bir couple tattırabilirim. Gönlüm tüm alıntıları paylaşmak istiyor ama aradan bir ikisini seçeceğim malesef. Aklım hâlâ seçemediklerimde.
"A benim bahtı yârim
Padişah tahtı yârim
Yüzünde göz izi var
Sana kim bahtı yârim"
şiiriyle giriş yapıp burada geçen göz izi ile utanma duygusundan bahseden yazar "ey talip" diyerek utanmaktan değil de utanmamaktan utanmamız gerektigini öğütlüyor. Belki de şu zamanda en çok ihtiyacımız olan şey...
Benim kitapta en sevdiğim alıntı ise şuydu:
"Gönül cenneti istiyor imiş amma günahlar bırakmıyormuş.
Söylesene sevgili dostum, günahlar da kim oluyormuş? "
Duamızı da yazarın ağzından yapıp incelememize noktayı koyalım.
"Hayat bu, görünüşte bir varmış, bir yokmuş, hem varmış, hem yokmuş ve fakat hakikatte ne varmış, ne yokmuş.
O halde gölgenin gölgesi olmamıza izin ver ey YÂR!"