Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mobbing Bank Diyor ki;
Dijital Peygamberler Pozitif enerjinin yükselen bilinci emperyalizmi telaşlandırdı. Pozitif bilincin yükselmesinin arkasında ki gücü biliyorlar. Emperyalizm ise negatif gücün arkasında yaratanı gösterip kendileri olduğunu gizleyerek toplumları aldatıyorlar. Ülkeyi, dünyayı, kişisel yaşamlarımızı, siyasi ve ekonomik gelişmeleri, tabiat
_Edebini kaybeden kimse, kötülükten zevk alır. _Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır. _Adaletli olmak herkese eşit davranmak değildir, herkesin durumuna, konumuna göre davranmaktır. _Arzular ve duygular arabayı çeken iki at, akılsa onları yönlendiren arabacı olmalıdır. _Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir. _Görünen değişiyor,
Reklam
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil _Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız. _Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu? _Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar _Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür. _Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
"Ailen merak etmez mi gerçekten?" "Etmezler." "Neden?" "Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum." "Seni çok mu sıkıyorlar." "Dalga mı geçiyorsunuz? Beni çok sıkıyor olsalardı şu an burada bu kadar rahat oturuyor olabilir miydim sizce?" "Belki de şanslısındır. Özgür olmak isteyen bir ton insan var." "Peki ya özgür olmak istemiyorsam?" "Onların ilgisine ihtiyacın olduğunu düşünmüyorum. Karşımda duran küçük kız... Ya da yanımda oturan mı demeliyim? Peki. Asansörde mahsur kaldığım ve çok fazla nefes alıp oksijen israfı yapan küçük kız. Bence o küçük kız güçlü ve kimsenin ilgisine ihtiyacı yok.
HRİSTİYAN EVLİLİĞİ
Hristiyan evliliği, İsa Mesih'in erkek ve kadını tek bir organizma olarak tanımlayan sözlerine dayalıdır. Çağdaş dile 'tek beden' olarak aktarılmıştır bu. Hristiyanlar, İsa Mesih'in bu sözlerle sadece bir hissiyatı dile getirmediğine, bir gerçekten söz ettiğine inanır. Yani kilitle anahtarının ya da kemanla yayının gerçekte tek
Sayfa 96 - Haberci Basın YayınKitabı okudu
BİR YAPIŞKAN (Cyrano'ya yaklaşarak.) Kötü olacak bence bu işin sonu! Bilirim, Dük de Candale himaye eder onu. Sizin kimseniz var mı? CYRANO Hayır! YAPIŞKAN
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, I. Basım, Şubat 2013, İstanbulKitabı okudu
Reklam
— Bu çeşit heyecanlı tartışmaları, ama bilimsel olanlarını elbette çok severim. Bilimsel ve politik olanlarını... (Birden hiç beklenmedik bir biçimde, hemen yanında oturmakta olan Yevgeniy Pavloviç’e döndü) Biliyor musunuz, İngiliz parlamenterlerle ilgili çıkan yazıları okumaya bayılırım. Yani düşüncelerini falan değil (politikayla ilgilenmem),
Mükellefiyetleri Kendisinin de Yapıyor Olması
Hz. Peygamber, bu mükellefiyetleri, onlara emrettiği gibi kendisi de yerine getiriyordu. Bence kendisinin yerine getirmesi, samimiyeti gösterme açısından, emretmesi kadar ilginçtir. Tüm bu ameller, imansız yapılamaz. Müminler, bu söylediklerimi daha kolay anlayacaklardır. "Cebrail bana göründü, diye şunları kandırayım." diyen birisi,
Sayfa 172 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
-Bence ne örtülü kadınların ne de dindar erkeklerin dönüşümü sadece Türkiye ile sınırlı değil. Birkaç yıl önce Kudüs’te Mescid-i Aksa’da karşılaştığım bir olay, bana bunu tam anlamıyla hissettirdi. Mescid-i Aksa’da bir arkadaş grubuyla birlikte namaz kıldık. İbadetimizi yaptık. Türkiye’den geldiğimizi anlayan Filistinli bir genç kadın heyecanla yanımıza yaklaştı ve “Muhammed Nur’u tanıyor musunuz? Harika biri o. Türkiye’de başka nasıl çalışmaları var?” diye soruyor. Kadının İslami bir kanaat önderi ya da düşünürü sorduğunu düşündüm. Ama bu İslami figürün kim olduğunu bir türlü çıkaramıyorum. Kadının İngilizcesi anlaşılır olmadığı için sorularımı cevaplayamıyor. Yanımdaki arkadaşım en sonunda, “Buldum” dedi. Meğer Filistinli genç kadın bize Gümüş dizisinde oynayan Kıvanç Tatlıtuğ’u soruyormuş. Tatlıtuğ’un dizisinin Arap versiyonundaki adı Muhammed, kadın oyuncunun adı da Nur’muş. Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da, ibadetin hemen ardından konuştuğumuz konuya bakar mısınız? Sizce bu Türkiye’deki “örtülü ama makyajlı genç kızlar” tartışmasının yerel olmadığına işaret etmiyor mu? - Fatma Tülin Kayhan
Sayfa 120Kitabı okudu
Evet cinneti de dibine kadar yaşıyorduk, aşkı da (seks hariç). Önemsiz ya, ben seksi aştım ya, parantez içinde yazıyorum bunu! Biri size "seni seviyorum, bu yüzden de seninle sevişemiyorum" derse ne düşünürsünüz? "Aa, ne önemi var canım, biz de sevişmeyiz olur biter" denebilir mi? Bu yapılabilir mi? Diyelim ki yapıldı, edilgen olan şahsın kafası karışmaz mı? En azından bunun nedenini, niçinini merak etmez misiniz, sizce normal olabilir mi , ha? Bence de normal değildi ve bu anormallik doğrudan beni ilgilendiriyordu.
Reklam
"Ailen merak etmez mi gerçekten?" "Etmezler." "Neden?" "Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum." "Seni çok mu sıkıyorlar." "Dalga mı geçiyorsunuz? Beni çok sıkıyor olsalardı şu an burada bu kadar rahat oturuyor olabilir miydim sizce?" "Belki de şanslısındır. Özgür olmak isteyen bir ton insan var." "Peki ya özgür olmak istemiyorsam?" "Onların ilgisine ihtiyacın olduğunu düşünmüyorum. Karşımda duran küçük kız... Ya da yanımda oturan mı demeliyim? Peki. Asansörde mahsur kaldığım ve çok fazla nefes alıp oksijen israfı yapan küçük kız. Bence o küçük kız güçlü ve kimsenin ilgisine ihtiyacı yok."
İlham
Ama canınızı dişinize takıp çalışmak istemiyorsanız iyi yazmaya çabalamakla hiç uğraşmayın, rahatça yetkinliğinize sığının ve bu kadarına sahip olduğunuz için minnet duyun. Bir ilham meleği var ama kanatlarını çırparak çalışma odanıza gelip bilgisayarınızın üzerine yaratıcı peri tozları serpiştirmiyor. O, aşağıda yaşıyor. Bodrumda takılmayı seven bir adam. Onun yanına inmelisiniz, inince de yaşaması için bir ev döşemelisiniz. Başka bir deyişle ilham meleği oturup puro içerken, bovling kupalarına hayran hayran bakıp sizi görmezden gelirken bütün ağı işleri siz yapmalısınız. Sizce bu adil mi? Bence adil. İlham meleği pek yüzüne bakılacak bir adam olmayabilir, sohbeti de pek iyi değildir belki (benimki çoğunlukla aksi aksi homurdanıyor, tabi çalışmıyorsa) ama ilham onda. Doğru olan, bütün işi üstlenmeniz ve geceyi gündüze katmanız çünkü purolu, küçük kanatlı adamın bir torba dolusu sihri var. Ve o torbanın içinde hayatınızı değiştirebilecek şeyler bulunuyor. Bana inanın çünkü biliyorum. İlham perisini beklemeyin. Dediğim gibi, birçok yaratıcı heyecanı hissedemeyen taş kafalı bir adam o. Ruh çağırma tahtası ve ruhlar dünyasından bahsetmiyoruz, boru döşemek ya da tır sürmek gibi bir iş bu, o kadar. İşiniz, ilham perisinin her gün dokuzdan öğlene ya da yediden üçe dek nerede olacağınızı bilmesini sağlamak. Bunu biliyorsa sizi temin ederim er ya da geç purosunu tüttürüp sihrini konuşturmak için yanınıza uğrayacaktır.
Sayfa 130
“Ailen merak etmez mi gerçekten?” “Etmezler.” “Neden?” “Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.” “Seni çok mu sıkıyorlar.” “Dalga mı geçiyorsunuz? Beni çok sıkıyor olsalardı şu an burada bu kadar rahat oturuyor olabilir miydim sizce?” “Belki de şanslısındır. Özgür olmak isteyen bir ton insan var.” “Peki ya özgür olmak istemiyorsam?” “Onların ilgisine ihtiyacın olduğunu düşünmüyorum. Karşımda duran küçük kız... Ya da yanımda oturan mı demeliyim? Peki. Asansörde mahsur kaldığım ve çok fazla nefes alıp oksijen israfı yapan küçük kız. Bence o küçük kız güçlü ve kimsenin ilgisine ihtiyacı yok.”
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.