Bugün malumat ile bilgiyi, bilgi ile hikmeti birbirine karıştırıyoruz.
Çok bilmeyi, enformasyon toplamayı, “bilmek” ya da “bilgi” yani “ilim” zannediyoruz, İlim sahibi olmayı, hikmet sahibi olmak sanıyoruz. Hatta bunun bir sonraki adımında da hikmete vâkıf olmayı arif olmakla karıştırıyoruz.
Hâlbuki bunların her biri aynı bir mertebedir.