Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tevrat'tan intihal edilen altı günlük "yaradılış" kıssası
Diğer yıldızlar gibi Güneş etrafında da bulunan ve çok küçük taneciklerden oluşan yıldızlar arası gaz maddeleri, gruplar halinde ve değişik yörüngelerde Güneş etrafında dolaşır­ken meydana gelen çarpışmalar sonucunda, bu gaz maddelerinde yaşanan toplulaşma ve yoğunlaşmadan gezegenler oluş­muştur. İşte bu gezegenlerden biri olan Dünyamızca dört buçuk milyar yıl önce böyle oluşmuştur. Görüleceği üzere bu süreçte, olmasına karar veren bir gücün "ol" demesiyle "oluveren" bir sihirbazlığa yer yoktur. Bilimsel ifadeyle; bilinçsiz doğal güçlerin karşılıklı etkileriyle ve milyarlarca yıllık nicel birikimler sonucunda ortaya çıkan bir nitel sıçrama söz konusudur. Her şey kendinden önceki bir maddeler topluluğundan ve onu kuşatan çevrenin zaman ve mekan olarak uygun koşulları yaratmasından oluşmuştur. Yani sonlu zaman ve mekanlardan oluşup, kendisi sonsuz bir zaman ve mekan olan uzaycia yer alan maddelerin evrimsel dönüşüm ve değişiminin ürünüdür her şey. Can sıkıntısından başka izahı olmayan ani bir düşünceyle, sınava çekeceği insanlar yaratmaya karar veren ve salt bu sınav süresinde yaşam için gerekli bir mekan olarak yer ve üstlerinde gökkubbe ve gökte Güneş ve diğer "süsler"(!), yerde gıdalar yaratma şek­lindeki bir "yaratılış" söylencesi her boyutuyla sırıtmaktadır.
342 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Kitabın çok genel bir özetidir!!! Dinin Geleceği adlı bu eserde genel yapı itibariyle dinin insan hayatındaki konumu ve zamanla bu konum bilimin ve bireyselliğin ön plana çıkmasıyla dinin nasıl şekillendiğini veya şekillenemediğini ele almıştır. Çünkü din; kurumsal, toplumsal ve bireysel olmak üzere insanın hayatına üç cepheden etki etmektedir.
Dinin Geleceği
Dinin GeleceğiAli Köse · Nobel Akademik Yayıncılık · 20235 okunma
Reklam
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün yazdığı “Kusursuz Cinayet” kitabı çıktı… Kusursuz Cinayet var mıdır, yok mudur? Kusursuz cinayetlerin peşinde adli tıp ve adli bilimler… İnsan vücudu ilk ne zaman kesilerek incelenmeye başladı ve otopsinin tarihsel gelişim süreci? Rembrant’ın Dr.Tulp’un Anatomi Dersi tablosunun esrarı… Yürüyen
239 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Göz, Stephen King'in ilk romanıdır. King'in ilk romanının oldukça sürükleyici ve güzel bir kurguyla sunulması da okuyuculara ileride nasıl bir yazar olacağı mesajını da vermiştir. Kitabımızın ana kahramanı 16 yaşındaki lise öğrencisi Carrie White; telekinezi yeteneğine sahiptir. (Telekinezi ya da kısaca TK, maddeler üzerinde düşünce gücüyle etki yapma olarak tanımlanır. Telekinezinin gerçekliğine dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur.) Carrie dini saplantıları olan bir anneyle büyümüş ve istismar edilmiştir. Onun duygularından, hissettiklerinden habersiz olan annesi kendi gerçekliğinde yaşayan bir insandır ve kendisi gibi düşünmeyen herkesi suçlu ve günahkar görür. Bu düşünceyle onu büyütmüştür. Carrie de yıllarca arkadaşları tarafından hor görülmüş, zorbalığa uğramış, toplum dışına itilmiş bir çocuktur. Tüm bunlar bir yerde patlamasına ve farkında olmadığı güçleri kullanmasına yol açar. Bu konu üzerinde ilerleyen kitap oldukça akıcı ve merak uyandırıcı bir şekilde ilerliyor. Severekve heyecan duyarak okuduğum bir King kitabı oldu. "Kabul ettim, anne, lütfen artık benim de dünyaya... uymak zorunda olduğumu anlamaya çalış. Ben senin gibi değilim. Tuhafım... yani öbür çocuklar beni tuhaf buluyor. Ben böyle olmak istemiyorum. Normal bir insan olmak istiyorum, çok geç kalmadan da..."
Göz
GözStephen King · Altın Kitaplar · 20216,4bin okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
Arka kapak "Malzemeler dünyasında yaşıyoruz. Etrafımız gündelik tasarım ve mühendislik mucizeleriyle çevrili. Çeliği düşünün: Ağzımıza sokuyor, istenmeyen tüylere karşı kullanıyor, içine biniyoruz. En sadık dostumuz ama nasıl işlediğini bilmiyoruz. Cam neden saydam? Lastiğe esnekliğini veren ne? Ataş neden bükülüyor? Bir malzeme neden
Eşyanın Tabiatı
Eşyanın TabiatıMark Miodownik · Domingo Yayınevi · 202029 okunma
Maddeler evreninde vermek, zengin olmak demektir. Çok şeyi olan değil, çok veren zengindir. Bir şey yitirmekten korkan İstifçi, ruh bilimsel bir dille söylersek yoksuldur; ne kadar çok şey olursa olsun yoksul bir kimsedir. Kendinden bir şeyler verebilen kimse zengindir; başkalarına kendinden bir şeyler bağışlar gibidir.
Reklam
792 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Bilime Adanmış Koca Bir Ömür
Avrupa Bilimler Akademisin'in ve Amerikan Bilimler Akademisin'in ilk Türk üyesi, Rus Bilimler Akademisin'e
Fuad Köprülü
Fuad Köprülü
'den sonra seçilen ikinci Türk, Türkiye Bilimler Akademisin'in en genç kurucu üyesi, TÜBİTAK Bilim ödülü kazanan en genç bilim adamı... İki şeref doktorası, Paris'te Collége de France'ta profesörlük,
Bilgiyle Sohbet
Bilgiyle SohbetCelal Şengör · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2021856 okunma
Beynimizin “meydan okumalarla” gelişim gösterdiğini artık biliyoruz. Meselâ yeni bir lisan öğrenmek, yeni el becerileri kazanmaya yahut yeni bir müzik enstrümanı çalmayı öğrenmeye çalışmak gibi girişimler, beynimiz için birer meydan okumadır ve buna cevap olarak beynimiz yeni hücreler üreterek kapasitesini ve işlevsel bağlantılarını artırır. Oruç
_Biz kimiz? Nereden gelip, nereye gidiyoruz? _Biz insanlar, bir kapının önüne bırakılmış yeni doğan bebekleriz. Sepetlerimize bebeklerin kim olduğuna, nereden geldiğine dair ya da atalarının kimler olduğuna dair bir not da iliştirilmemiş. Bu yetim bebeklerin sicilini öğrenmeyi özlemle bekliyoruz. Pek çok kültür sürekli olarak ebeveynlerimizle
İçerik gün geçtikçe kalitelileşmesine rağmen, eğer bir araştırma kaynağı olarak kullanacaksa Vikipedi'deki bilgiler çok dikkatli kullanılmalıdır. Çünkü maddeler doğal olarak çok çeşitli standart ya da olgunlukta olabilmektedirler.
Sayfa 345
Reklam
Batı Hayranlığı!
Batı insanının kafa yapısı keyif için (Batı usulü bilimsel platforma oturtarak konuşursak "araştırma" demeliyiz) bitkiler ve hayvanlar üzerinde yaptığı denemelerle gayri tabii mahluklar üretmeye başladı. Kokteyl yaratıklar diye adlandırılan bu hayvancıklar, iki ayrı hayvanın aynı bedende birleştirilmesiyle üretiliyor. Böylece yarısı tavşan öteki yarısı kedi olan hilkat garibesi türler elde ediliyor. Aynı şekilde, bazı çiftliklerde kimyasal maddeler katılarak gerçekleştirilen sun'i döllenmelerle benzeri olmayan hayvanlar elde ediliyor. Bu tür denemelerle kulaksız, burunsuz, anadan doğma tüysüz, görünüşleri hemcinslerinden çok farklı, bazılarının ön ayakları, bazılarının arka ayakları kısa ve her hâlükârda böyle yaratılmış olmaktan ıstırap çeken köpekler üretilmiş. Ne için? Sırf, bu köpeklere sahip olmak suretiyle başkalarından farklı görünmek isteyen, böylece meta haline getirilmiş olduğunu unutarak tatmin arayan insan için. İlgi çekmenin, başkalarından farklı görünmenin yolu böyle aranıyor. İmdi bir Müslümanın böylesi bir uygulamayı tecviz edebileceği akla gelir mi?
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Büyük Tartışma
20. yüzyılın başında astronomların büyük çoğunluğu sarmal bulutsuların oluşmakta olan bir yıldızın etrafında fırıl fırıl dönen maddeler olduğu konusunda hemfikirdi; onlara göre bu bulutsular tıpkı bir zamanlar Güneş Sistemi'ni ortaya çıkaran toz bulutu gibiydi. Fakat sonraki 20 yıl içinde "ada evrenler" fikrini destekleyenlerin artmasıyla ABD Bilimler Akademisi bu konuda bir tartışma düzenlemeye karar verdi. O sırada California'daki Wilson Dağı Gözlemevi'nde çalışmakta olan Harlow Shapley ada evren fikrine karşı olan çoğunluk görüşünü temsil edecek, yine California'daki Lick Gözlemevi'nden Heber Curtis ise ada evren fikrini savunacaktı. 26 Nisan 1920'de yapılan bu oturuma astronomlar "Büyük Tartışma" der. Bu tartışma, konunun sonuca bağlanmasını sağlamasa da galaksiler üstüne modern bilimsel araştırmalar buradan başladı.
Sayfa 4 - İş bankası 2. Basım
159 syf.
8/10 puan verdi
Bitki biyolojisini ayrıntılı çalıştığım şu sıralar bir yandan da bu kitabı okumaya başlamıştım. Çalışmalarımı keyifli bir dille desteklemiş oldu. Tropizma, Nasti gibi temel bitkisel tepkileri biraz romantize ederek, aynı zamanda insan vücudu ile özdeşim kurarak anlatmış yazar. Bitkilerin gördükleri, kokladıkları, bildikleri gibi sinir sistemi
Bitkilerin Bildikleri
Bitkilerin BildikleriDaniel Chamovitz · Metis Yayıncılık · 2021884 okunma
295 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.