Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Eczacıbaşı'nın hikayesi
Almanya'da kimya eğitimi alan Nejat Eczacıbaşı, kişisel tasarılarını gerçekleştirmek amacıyla 1940'ta İstanbul'a geldi, işe özellikle II. Dünya Savaşı sırasında ithali yapılamayan bazı kimyasal maddeleri üretmekle başladı. O dönem balık yağı içmek sağlıklı yaşamın bir simgesi sayılıyordu. Yaşlı kişiler, kış aylarında balık yağı
Sayfa 61 - Business DergisiKitabı okudu
Çay Fabrikası
Doğu Karadeniz Bölgesi'nin 'makus talihi'ni değiştirmeye yönelik en önemli gelişme, 1918'de Halkalı Yüksek Ziraat Okulu öğretim üyelerinden Ali Rıza Erten'in yaptığı bilimsel bir çalışmaydı. Erten, çayın Rize dolaylarında yetiştirilmesinin olanaklı olduğuna dair bir rapor hazırlamıştı. I. Dünya Savaşı döneminde Doğu
Sayfa 40 - Business DergisiKitabı okudu
Reklam
Kadı, müderris, imam gibi bilimsel uğraş sahibi Müslümanlar kükürt buharı ile agartılmış çok uzun sakallar bırakırlardı.
Yaşamın erken dönemlerinde anlayış gücünün gelişmesi­ne yeterince önem verilmemesi, sanıldığından daha kötü sonuçları beraberinde getirir: çünkü akıllı ve zihinlerini geliştir­miş kadınların sahip oldukları o az bilgi de, erkeklerinkilerle karşılaştırıldığında daha rastgele edinilmiş bilgilerdir; bilgi bireyin deneyimle gözlemlediklerini
Sayfa 35 - Pdf - Bölüm 2: Cinsellik Üzerine Sürüp Giden Bir Kanının TartışılmasıKitabı okudu
Bilim dinin önemli başlıklarından birisi olan ahlak ile yakından ilişkilidir. Bilim tamamen mekanik bir uğraş değildir, bilimsel uğraşların etik kurullar gibi ahlaki yönleri de vardır. Özellikle insanlar ve canlılar üzerinde yapılacak bilimsel bir araştırmanın etik açıdan uygun olup olmadığı laboratuvar ortamında test edilemez. Bunun sorgulanması ahlakla ilgili bir konudur ki bu da dinin ve felsefenin alanına girmektedir. Tarih, insanların ahlaki bir rehbere sahip olmaksızın bilim yaptıklarında ne kadar sapabileceklerini gösteren örneklerle doludur. Bu durum da din ile bilimin düşünüldüğü kadar birbirinden uzak olmadığını, aksine birbirlerini tamamladıklarını göstermesi açısından önemlidir.
Sayfa 24 - İstanbul Yayınevi
Nihayetinde bilimsel bir uğraş olarak ve "son derece iyi niyetle" atom bombası işine soyunmuştur bilim insanları, ancak Japonya'yı bombalayanlar politikacılardır!
Reklam
Voltaire, Kandid'in sonunda herkesin kendi bahçesiyle uğraşmasını söylediğinde oyalanmayı kastetmektedir; bilimsel uğraş da böylesi bir oyalanmadır. Sanatın sağladığı ikame niteliğindeki tatminler gerçeklik karşısında yanılsama olsalar da, ruhsal etkinlikleri, fantazinin ruhsal yaşamdaki sağlam yeri sayesinde, hiç de az değildir. Keyif verici maddelerse bedensel yapıyı etkiler ve kimyasını değiştirir.
Sayfa 35 - Metis Yayınları 4.Basım Çeviren: Haluk Barışcan
Sune'nin gerçekleştirdiği çalışma öncü niteliği taşıdığı için ufak bir kanıt zemini sunuyor - ama daha etraflıca araştırma yaptığımda, meseleyi daha iyi anlamamı sağlayan, birbiriyle bağlantılı iki bilimsel inceleme alanı çıktı karşıma. Bunlardan ilki, ilginçtir, hızlı okumayı öğrenmenin sahiden mümkün olup olmadığını araştıran çalışmalar oldu. İnsanların çok çok hızlı okumasını sağlayabilir miyiz? sorusunu cevaplamak için yıllarca uğraş veren biliminsanları olmuş. Bunun mümkün olduğu, ama her zaman bir bedeli olduğu ortaya çıkmış. Sıradan insanları çok daha hızlı okuma yapabilir hale getirmiş bu ekipler, biraz eğitim ve pratikle oluyormuş bu iş. Gözlerini kelimelerin üstünde hızla gezdirip gördüklerinin bir kısmını akılda tutabiliyorlarmış. Ama sonrasında okudukları şey hakkında test edildiklerinde, ne kadar hızlı okudularsa o kadar az şey anladıkları ortaya çıkmış. Hızın artması anlayışın azalması anlamına geliyormuş. Sonrasında profesyonel hızlı okuyucuları inceleyen biliminsanları, bizden bariz daha iyi durumda olsalar da aynı şeyin bu insanlar için de geçerli olduğunu öğrenmiş. İnsanların enformasyon özümseme hızının bir üst sınırı olduğu, bu bariyeri aşmaya çalıştığınızda beyninizin anlama kabiliyetini aştığınız ortaya çıkmış.
Beraber yemek yediğim arkadaşlarımın çoğu tıp fakültesinde okuyordu. Bilindiği gibi onlar kendi bilimsel konularından ve mesleklerinden ders saatleri dışında da büyük bir heyecanla bahsetmekten hoşlanırlar. Bu işin doğasında vardır. Onların uğraşılarının konusu, fazlasıyla duygularla ilgili olup, aynı zamanda çok değerlidir, hem çok basit, hem de zordur. Tıp bilimi insanın tüm varlığını uğraş edindiğinden, insan da tıp bilimini kendine uğraş edinir. Bir öğrencinin öğrendiği her şey, ona derhal bu mesleğin önemli ve tehlikeli olsa da, bazı yönlerden ödüllendirici olduğunu anımsatır. Bu nedenle öğreneceği ve uygulamasını yapacağı şeylere kendisini tutkuyla adar, çünkü bunlar hem kendisini ilgilendirir, hem de ona bağımsızlık ve refah adına bir gelecek vaat eder.
herkesin bilmeye hakkı var
Bilim etkinliğini, elit bir insan topluluğunun kendi içine kapalı bir uğraş alanı olarak görmek ve yeterli eği­tim almamış "sıradan" insanların bu etkinliğe dahil ola­mayacağına, bilimin ulaştığı sonuçları anlayamayacağına hükmetmek, boş bir kibrin yansıması olmasının yanı sıra, tam da toplumu yöneten egemenlerin tuzağına düşmek (daha kötüsü o egemenlere hizmet etmek) anlamına ge­lir. Toplumdan soyutlanmış böylesi bir bilim anlayışını savunan apolitik bilim insanları, ne kadar üst düzey bilim yaptıklarını sansalar da, egemenlerin -bilinçli veya bilinç­ siz- hizmetçisi olmaktan öteye geçemezler ve toplumun cahil bıraktırılıp her türden bilimdışı ideolojinin karanlı­ğına yuvarlanmasının da aracı olurlar.
Reklam
Bir insan yaşamına sığdırılabilen böylesine verimli, sonuç alınabilen, mutluluk saçan bir uğraş! Yıllar sonra öğrencilerime, her ay cüzzam (Lepra) hastalığını anlatmayı sürdürüyorum. Gençlere bilimsel gerçekleri anlatmak, önyargarı yok etmeye çalışmak çok anlamlı! Bugün bizler, benimle birlikte bu yola düşen genç ve yürekli sağlıkçılar, ülkemizin her köşesini dolaştılar, orada bizler adına bizim yerimize, ülkeyi koruyan, yönetmeye çalışan, sarı sıcak, kar ve çamurda sağlık dağıtan, yolları karan, hayvanları aşılayan, kıraç topraktan ürün almaya, sürüsünü otlatmaya çalışan insanlarımızı tanıdılar, renk renk kilimlerini, üzerliklerini, çetiklerini, yemenilerini sevdiler. Kırsal kesim insanımızla kentlerin tüp bebek yetiştirilen nazlıları arasındaki uçurumu gördüler. O, gözleri zekâ ve yaratıcılıkla parlayan Anadolulu çocuklarımızın fırsat eşitsizliğine yandılar. Bizler sevgiyi, insan sıcaklığını, dürüstlüğü, çalışkanlığı, üretmeyi bundan mutluluk duymayı hep bu yollarda öğrendik. 2000'li yıllara adım attığımız şu "Dünya Cüzzam Günü'nde yokluktan varlığa, sorunlar yumağından çözümlere ulaşabilmenin verdiği mutluluğun hiçbir karşılığı olamaz.
Eğer "akademik" sözcüğü sadece üniversitenin duvarları arasına sıkışmış, dış dünyaya ilgisiz ve uzak bir bilimsel uğraş anlamına geliyorsa, o zaman, sosyoloji tümüyle akademik bir konu olarak nitelendirilemez.
Sayfa 14
_Asıl mesele, şimdiye dek kimsenin görmediğini görmek değil fakat daha çok şimdiye dek kimsenin düşünmediği bir şeyi düşünmektir. Dolayısıyla bir filozof olmak, doğa bilimcisi olmaktan çok daha fazla şey talep eder. _Orta çağlar bize tecrübe etmeksizin düşündüğümüzde nereye gideceğimizi gösterdi. Yaşadığımız yüzyıl da düşünmeksizin tecrübe
• Mutluluk zor zanaat –özellikle de konu başkalarının mutluluğu olunca. İnsan eğer sorgulamaksızın kabullenmeye şartlandırılmamışsa, mutluluk, gerçekten çok daha zor bir uğraş.” Derin bir nefes aldı, yine sustu, sonra daha canlı bir ses tonuyla konuşmayı sürdürdü. “Ne yapalım, görev görevdir. İnsan kendi tercihlerine başvuramaz. Ben gerçekle ilgilenirim, bilimi severim. Ne var ki gerçek, bir tehdittir; bilim ise kamu için bir tehlike oluşturur. Faydalı olduğu kadar da tehlikelidir. Bize, tarih boyunca ulaşılan en istikrarlı dengeyi sunmuştur. Çin’deki istikrar bile, kıyaslandığında son derece güvensiz kalır; ilkel anaerkil toplumlar dahi bizden daha sağlam değillerdi. Tekrarlıyorum, bu, bilim sayesinde olmuştur. Ama bilimin yaptıklarını bilimin bozmasına izin veremeyiz. Bu yüzdendir ki bilimsel araştırmaların kapsamını sınırlamaktayız –bu yüzden az daha bir adaya gönderiliyordum. Bugünün acil sorunları dışında başka bir şeyle uğraşmasına izin vermiyoruz bilimin.
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.