Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
148 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kitabı okurken aklımdan çıkmayan düşünceler
Öncelikle bu kitapta Sabahattin Ali'nin yaşarken yayınlanmayan eserleri ve sandığındaki bazı resimleri var, açıkçası ben en çok sonundaki makalaleri sevdim, Sabahattin Ali'nin siyasi ve politik görüşlerini barındırmakla beraber aynı zamanda onun Türkiye'deki kadınların durumu hakkında içinde bulunduğu dönemden çok daha modern düşüncelere sahip olduğunu görüyoruz. Milliyetçilik üzerine yazdığı makalesinde milliyetçiliğin nasıl gerçek anlamından saptarılarak mevki sahiplerinin yararına olacak bir şekilde kullanıldığını bizlere gösteriyor, milliyetçi kelimesinin Sabahattin Ali'ye göre tanımlarını okurken milliyetçi bir insanın aynı Sabahattin Ali gibi ülkesinin geleceği için canla başla çalışan bir insan olması gerektiğini okuyoruz. 41 yaşına bunca eser, çalışma sığdırıp bunları Türk edebiyatına armağan eden Sabahattin Ali, o faili senelerdir meçhul kazada kurban gitmeseydi, kim bilir daha nasıl eserleri olurdu... Sabahattin Ali, Türkiye'nin milliyetçilik rolünü oynadığı davada mı kurban gitti, Ali Ertekin'in milliyetçilik rolünü mü oynadığı davada kurban gitti bunu hiçbir zaman bilemeyecek olsakta, maalesef Türkiye'nin bu konuda sicilinin dolu olduğunu hepimiz biliyoruz.
Çakıcı'nın İlk Kurşunu
Çakıcı'nın İlk KurşunuSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 20198bin okunma
260 syf.
4/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Herhalde en sevilmeyen Atatürk biyografisi kitabı. Çok kaba bir dille yazılmış. Bilgilerin çoğu yanlış ve içinde yazarın öznel asılsız iddiaları ile dolu. Yazarı savaşta Türklere esir düşmüş deniyor. Herhalde ondan olsa gerek. Övüyor mu sövüyor mu belli değil. Ayrıca bu kitabı Atatürk daha hayattayden yazmış bu adam. Fakat Atatürk herhangi bir sansür uygulatmamış denir. İçerisinde şöyle #239627802 ifadeler geçiyor. Okumak isteyen okusun.
Bozkurt
BozkurtH. C. Armstrong · Kamer Yayınları · 20131,412 okunma
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
"Kalpte açılan yaralar da iyileşir mi?" . . "Dokuz yaşında bir çocuğu evine götürdük. Baba sordu: 'Bu çocuk kimdir?' Dedik senin çocuğundur. Adam kendi çocuğunu tanıyamadı ve hanımlarına, çocuklarından eksik olup olmadığını sordu. İlk eşi on iki çocuk saydıktan sonra eksik olmadığını söyledi. İkinci eş sekiz, üçüncü eşi
Ben Meryem
Ben MeryemAlişan Kapaklıkaya · Yediveren Yayınları · 2023166 okunma
236 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kitabı genel anlamda çok beğendim ben psikoloji konulu kitapları severim ama sıkıcı doktor ağzından monoton şekilde ilerleyen kitapları değil onlar bana çok sorunlu biriymişim hissi verir bu kitapsa tam yaşayan kişinin ağzından sıkılmadan çekinmeden ve yormadan hikayemsi bir şekilde basit bir dille anlatılmış yani panik atak yaşamasanız bile yaşayan birisiyle karşılaştığınızda empati kurabilmenizi sağlayacak bu bir doktor ağzından yazılmış bir kitap değil yazarda şunu söylüyor kitaba başlarken ben doktor değilim yaşadığım tecrübe ettiğim şeyleri yazdım bu bir minik el kitabıda diyebiliriz eğer çevrenizde böyle bir durum yaşayan yada böyle bir durumu merak eden birisi olursa bence okumalı panik atak geçiren birine iyi bir arkadaş oluyor. İş hayatımızda yaşadığım onca stres, panik, kaygı dolu anların sonucunda bunu ortaya koyarsak ve birilerine söylersek nasıl bir karşılık alırız korkusunuda açıkcası ortaya koyuyor ne iş yaparsak yapalım yada tercihimiz ne olursa olsun hep onay almak zorundamıyız yada on saniyelik gurur verici bir an için neden kendimizi çıkamayacağımızdan korktuğumuz bir çukurun içine atıyoruz bunu hiç düşündünüz mü işte tamda bunu düşündürüyor kitap bize. Aynı zamanda bunları yaşayan bir tek değilim hissi gerçekten insanı mutlu ediyor gün içinde kafamızda bizi derin çukurlara sürükleyen binlerce düşünceyle biraz daha iyi anlaşabiliriz bunu öğrenmiş oldum biz bir maraton koşucusu değiliz ama koşmayı deneyip sevebiliriz değil mi?
Hass*ktir Ölüyorum Galiba
Hass*ktir Ölüyorum Galiba
Claire Eastham
Claire Eastham
Hass*ktir Ölüyorum Galiba
Hass*ktir Ölüyorum GalibaClaire Eastham · Okuyan Us Yayınları · 202222 okunma
157 syf.
·
Puan vermedi
Hüsrev'in Varoluş Sarhoşluğu: Bir Adam Yaratmak
"Bir Adam Yaratmak" sadece bir tiyatro oyunu mu? Yoook, daha fazlası! Bu eser, Hüsrev adında bir tiyatro yazarının kafasının içinde dönen fırtınalara bizi davet ediyor. Sanat, toplum, varoluş... Hüsrev her şeye kafa tutuyor, her şeye anlam arıyor. Bu arayış onu nereye mi götürüyor? Deliliğe tabii ki! "Bir Adam Yaratmak" biraz sanatsal bunalım, biraz varoluşsal sancı, bolca da şiirsel dil içeren bir eser. Kafanızı dağıtmak için değil, derinden düşünmek için. Okumaktan hoşlanıyorsanız ve varoluşsal sorgulamalara meraklıysanız, bu eseri kesinlikle okumalısınız. Ama hazırlıklı olun, Hüsrev'in kafası biraz karışık! Bu incelemede hala bazı edebi terimler ve formlar kullanılmıştır. Daha da rahat bir inceleme için bu terimleri argo kelimelerle değiştirebilir veya tamamen çıkarabilirsiniz.
Bir Adam Yaratmak
Bir Adam YaratmakNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20209,3bin okunma
166 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
SIRADANIN GÖRKEMİ: YAZAR OLACAK CEMİL
“ Bunca acıya rağmen hâlâ hayatta olduğumuza göre ya üçkağıtçıyız ya da umudumuz var. Ben kendimi üçkağıtçı gibi hissediyorum.. ” | Sinek Isırdıklarının Müellifi | Barış Bıçakçı Selâmlar Hacimce az edebiyatça zengin bir kitap mı okumak istiyorsunuz? Sinek Isırıklarının Müellifi okuyunuz. Yıllarıdır içinizde kelimesini bulamadığınız anlamlar
Sinek Isırıklarının Müellifi
Sinek Isırıklarının MüellifiBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20213,482 okunma
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Dostoyevski'den bir başyapıt daha.. Her zaman düşünmüştüm acaba yolda giderken bana tıpatıp benzeyen birisini görsem ne yapardım ne hissederdim diye. Siz de düşündünüz mü böyle? İşte yazar bu hissi müthiş bir şekilde anlatıyor. Kitabın yazıldığı 1846 yılında şizofreni,kişilik bölünmesi,paranoya hakkında ne kadar bilgi var ne kadar çalışma var bilmiyorum ama Sayın Fyodor Mihayloviç kesinlikle bir çok Psikiyatri Uzmanına taş çıkarıyor.Öyle ki kitabı okurken ben bile paranoya olmaya başladım bir yerden sonra. İşte bu Dostoyevski'nin gücüdür ve "Öteki" onun en iyi eseri bile sayılmaz.Onun ilerde neler yazacağına dair en büyük işaretlerden birisi bu kitap. Eksileri yok mu tabii ki var .Ama Dostoyevski'nin en vasat eseri bile herhangi bir yazarın en büyük başyapıtı olabilecek bir kaliteye sahip olduğu için size kesinlikle okumanızı öneriyorum.
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Varlık Yayınları · 201821,9bin okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
HERKES HER ŞEYİ BİLİYOR
Türkiye’nin gelişememekliğine “içeriden” bir bakış. Adnan Dalgakıran ihracatçı bir işadamı. Onun gibi insanlar, tekerlerine çomak sokulmasın diye, genellikle kendi ülkelerinin hâlini, yani siyasî iktidarı yüceltmek, en azından eleştirmemek yolunu seçerler. Anlaşılabilir bir tavır. Oysa Adnan Dalgakıran, kitabının adından da anlaşılacağı üzere, böyle yapmıyor. Türkiye’nin dünyada işgâl ettiği seviyenin vasatlığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Bu seviyeden yukarı tırmanmamız gerektiğini, yoksa hep debelenip duracağımızı istatistiklerle açıklıyor. Kendisine bunun için bravo demeliyiz. Yıllar içinde, ticaretle uğraşan ve bunda başarılı olan insanların çok zeki olduklarını daha iyi anlıyorum. Bir işin başında olup onu yönetebilmek büyük mesele. Zaten bu yönde bir tecrübesi bulunmayan insanların dünyaya bakışları da çoğu zaman yararsız ve işi yokuşa süren özellikler sergiliyor. Ancak söylemek gerek, A. Dalgakıran’ın eleştiri ve fikirlerini başka herkes de söyleyebilir. Bunları düşünmek ve söylemek için bir işadamı olmaya gerek yok. Herkes her şeyin farkında. Herkes her şeyi biliyor. Anlaşılan, fotoğrafı ortaya koyduktan sonra asıl iş, düşünülenleri hayata geçirebilmek. Bunun için yapılması gereken de belli aslında: Akılcı bir plan yapıp, bu planın işlemesi için maddî-manevî irade göstermek. Zannedildiğinden daha zor olduğunun farkındayım. Özellikle de sözde demokrasi çağında. “Türk’ün yasağı üç gün sürer” sözünün geçerli olduğu bir ülkede… Acaba ülkelerdeki bu tür atılımların daha çok savaşlardan veya devrimlerden sonra görülmesinin bir nedeni de bu mu ola?
Yüzleşme
YüzleşmeAdnan Dalgakıran · Kronik Yayın · 202175 okunma
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Başka türlüsü mümkün mü?
Nereden başlayacağımı ne kadar bilemesem de yazara hayran kaldım. Son dönemlerde okuduğum en özgün kitap olabilir. Gerek diliyle gerek konusuyla özellikle de sonuyla tamamen kendine has bir kitaptı.
Gürkan Can Kaya
Gürkan Can Kaya
çok genç.. Hayranlık beslediğim bir zekası var. Kullandığı dildeki detaylara birazcık dikkat ettiğinizde aslında zekasının ne kadar kıvrak olduğunu anlayabiliyorsunuz. Kendini bilgiyle doldurmuş. Kitapta bilim, sosyoloji, psikoloji, felsefe, edebiyat, tarih her şey var. Bu kadar keskin bir zekayla oturup sohbet edebilmek isterdim. Kitap boyunca arkadaşlarının ne kadar şanslı olduğunu düşündüm durdum. Karamsar bir kitap. Şiiri bile karanlık bir kitap. Olayları takip ederken siz de kendinizi karakterlerden biri zannediyorsunuz çünkü her karakter öyle gerçek işlenmiş ki yarın karşınıza çıksa bu bir kitap karakteriydi diye şaşırmazsınız. Hikmete hayranlık duymamak elde değil. Hayatını anlattığı bölümden herkes bahsetmiş. Hikmetin hayatını dinlerken kitap okuduğumu unuttum. Sanki ona dönüştüm. Bence Hikmetin hayatını anlattığı bölümde yazarımızın hayatını da dinliyoruz gibiydi. İçerik hakkında konuşmak istemiyorum. Alın okuyun ve kendiniz görün. Diyebileceğim tek şey yarın bir gün pişman olmamak için şimdiden okuyun. Şimdiden tanıyın. Çünkü bence böyle bir zeka elbet bahsettirir kendisinden. Henüz tanınmıyorken tanıma şansı yakalayabilirsiniz..
Başka Türlü Bir Yaşamın Özlemi
Başka Türlü Bir Yaşamın ÖzlemiGürkan Can Kaya · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202363 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Bir kuşun ötüşüyle bir çocuğun ruhu arasında münasebet vardır.
Kelime anlamı macera ve serüven olan, Türk edebiyatının ilk gerçekçi romanlarından birisi olma özelliğini taşıyan Sergüzeşt, bir aşk trajedisi üzerinden kölelik ve tutsaklığı konu alıyor. Dönemin toplumsal yapısının ve eşitsizliğinin ustalıkla kaleme alınması yaşanan zorlukları gözler önüne seriyor. Kitap esaretin ve tutsaklığın yok edici
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · İş Bankası Kültür Yayınları · 201945,7bin okunma
Reklam
188 syf.
6/10 puan verdi
Kkasik Japon edebiyatı. Sınırın güneyinde güneşin batısında. Nedense kitabın adı çok ilgimi çekti ve okumaya başladım. İlk etapta bir ergenin ilk flörtlerini okuyacağımı düşünüp sıkılganlık göstermiştim ama sonrasında yıllar nedense çok hızlı geçti. Baş karakter Hacimi’nin yaşamını geçirdiği evreleri anlatıyor kitap. İçeriğe girmeyi değil de sadece bende bıraktığı etkiyi anlatmayı sevdiğim için içerik hakkında yine detay vermeyeceğim merak edenler arka kapağı okuyabilirler. Kitapta muğlak çok fazla yer vardı bu yüzden klasik japon edebiyatı dedim. Bunun haricinde güzel anlardan söz etse de acılı bir aşk okumayı pek sevmiyorum. Fark ediyorum ki acıyı çeken kişiyle kendimi özdeşleştiriyorum. Burada aslında çok bahsetmek istiyorum son kısımdan ama spoiler vermek istemediğim için konuşmayacağım. Bazı okurlar müstehcen kısımların çok olduğunu, rahatsız olduklarını dile getirmişler. Beni rahatsız etmedi tabi ki ama müstehcen içerikten çok rahatsız olacak insanlar için gerçekten de biraz fazlaydı bu kısımlar. Okuyacak olursanız bu kısımları bilip okumanız önemli ama dediğim gibi beni rahatsız etmedi pek. Kitap ortalama bir kitap okunur mu yani okunabilir de okumazsanız da çok şey kaybetmezsiniz.
Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında
Sınırın Güneyinde, Güneşin BatısındaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20124,276 okunma
318 syf.
·
Puan vermedi
Yaşar Kemal bir hafıza. Olaylar kronolojisinin hafızası değil; acının, var olan toplumsal ve kültürel alışverişinin hafızası. Varoluş çığlıkları atan insanların bilinçaltı. Olaylara bakarız. Tarihsel olaylara; Mübadele, Sarıkamış, Çanakkale savaşı, Ezidi soykırımı, Ermeni olayları, ... Bunları ne savaşı başlatanı anlatarak ne de
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Fırat Suyu Kan Akıyor BaksanaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20206,5bin okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Hala etkisinde olduğum, okurken bitsin ve bitmesin arasında kaldığım enfes bir eser. Beklentimin oldukça üstünde olan, yazım dili oldukça akıcı, okuru eserin içine alan ve ana karakterle yer yer bütünleşebildiğiniz okuması oldukça keyifli bir eser. Ölümü nasıl betimlediğinize bağlı olarak eserin size dokunduğu noktada farklılaşacaktır. Asıl ölümün fiziksel mi? ruhsal mı? olduğunu sorguladım ben..Birçok okur direk fiziksel ölümle nitelendirirken benim kitabın sayfaları içerisinde kaybolduğum da bile aklımın ucuna bile gelmedi fiziksel ölüm. Sorgulamalar yaşadığım, gelgitlerimin bolca olduğu, alt cümleleri yorumladığım ve gerçekten zaman zaman eseri bitirmek ve bitirmemek arasında kaldım. Bitirmemekte ki kastım bitmesini istemememden kaynaklanmakta bu arada. Sizde öyle olur mu? bilmem ama bazı eserler bende varoluşsal sorgulamalara neden oluyor, ölüm ama ruhsal bir ölüm..Kitabın ilk başında da dediği gibi “ …peki insanın kendi nerde?”. Keyifli okumalar..
Ölü Kelebeklerin Dansı
Ölü Kelebeklerin DansıHüsnü Arkan · Sia Yayınları · 2020455 okunma
320 syf.
9/10 puan verdi
Güçlü Bir Yaşam İçin Doğan Cüceloğlu’ndan Tavsiyeler… “Gençliğimde gergin, stresli, mutsuz günlerim çok oldu. Kendimi suçlu hissettiğim, değersiz gördüğüm dönemler yaşadım. Şimdi hayatım anlamlı, coşkulu ve şükür duygusuyla dopdolu... Neden? İçinde yaşadığım koşulların iyileşmesinden mi? Geliştirdiğim farkındalıkların sonucu mu?” Doğan Cüceloğlu Doğan Cüceloğlu, yalnızca psikoloji kariyeriyle değil, insan hayatına dokunan ve insana dair her hikâyeden şifa çıkarabilen bilgeliğiyle bu coğrafyanın en önemli ilim insanlarından biri. Seksen yılı aşkın ömrünün bir birikimi olarak, şimdi herkesin merak ettiği “hayati” sorulara en samimi cevaplarını sunuyor. Herkes gibi aslında o da hâlâ savaşıyor, keşfediyor, hayata değer katıyor. Hayatın anlamı nedir? İnsan kendini nasıl geliştirir? Umutsuzluk nasıl aşılır?
Var mısın?
Var mısın?Doğan Cüceloğlu · Kronik Kitap Yayınları · 202126,8bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.