Eskiden çocuklara ders vermeye gittiğini söylerdin, şimdi neden hiçbir şey yapmıyorsun?
Raskolnikov sert bir sesle ve isteksizce:
-Yapıyorum... dedi.
-Ne yapıyorsun?
-İş...
-Ne işi?
Delikanlı bir süre sustuktan sonra ciddi bir sesle:
-Düşünüyorum, dedi.
(Rahmetli Kemal Sunal'ın 100 Numaralı Adam filminde, babasıyla arasında geçen diyaloğu hatırladım.)