Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yedi Da Vinci Prensibi şunlardır: Curiosità-Yaşama doymak bilmeyen bir merak devamli öğrenme için acımasız bir arayış. Dimostrazione- Bilgiyi deneme yoluyla test etme, sebatkarlık, ve hatalardan ders alma arzusu. Sensazione-Duyguların, özellikle hayati deneyimlerin bir aracı olan görüşün devamlı olarak rafine edilmesi. Sfumato (lügat anlamıyla "Dumanla yükselmek)-Anlaşılmazlığı, paradoksu, ve belirsizliği kucaklama arzusu. Arte/Scienza- Bilim ve sanat, mantık ve hayal gücü arasında dengenin geliştirilmesi. "Bütün beyin ile düşünme. Corporalita-Zarafet, her iki eli de ustalıkla kullanbilme, fitness, ölçülü davranma. Connessione-Her şey ve olay arasında ilişkileri anlama ve değerlendirme. Sistemli düşünme. ... -Eğer hayallerinizin, hedeflerinizin, değerlerinizin, ve en güçlü isteklerinizin günlük yaşamıniza nasıl entegre olduğunu anlamaya çalışırsanız- zaten yedi numaralı prensibi uyguluyorsunuz demektir.
Sayfa 10
Bir numaralı ders:Hayat çok kısa.Güzel şeyleri erteleme.
Reklam
Bir numaralı ders; Cadılık bilgi işidir. Bir Cadı ancak bilgisi varsa güç sahibidir. Güçlü bir Cadı, yaptığı büyülere hakimdir. Güçsüz bir Cadıysa, yaptığı büyülerin hakimiyetindedir.
Sayfa 17
Üniversite de üç ayda nasıl mezun olunuyordu?
Bizim öğretmen yetiştiren sistemimiz iki önemli sorun yaşadı. Birincisi, Köy Enstitüleri'nin lüzumsuz yere kapatılmasıydı. Bunu Halk Partisi yaptı. İkincisi ise Eğitim Enstitüleri'nin batırılmasıdır. Büyük öğretmen tipiyle de iște o zaman vedalaştık. Bu da maalesef belki istenmeden, gayriciddi bir redbirle Ecevit devrinde yaşandı. Bu enstitüler,
Sayfa 142 - 143Kitabı okudu
Atatürk'e bir kere daha saygı duydum,
Atatürk, daha 1933 yılında bütün malvarlığını hazineye birakmak istemiş, ancak Medeni Kanun'daki "mahfuz hisse" nedeniyle üzerindeki malların bir kısmını mirasçılarına bırakma zorunluluğuyla karşı karşıya kalmıştır. Atatürk, bu zorunluluktan kurtulmak için -dünyada benzerine rastlanılmadık bir şekilde- "özel kanun"
Sayfa 256 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Eskiden çocuklara ders vermeye gittiğini söylerdin, şimdi neden hiçbir şey yapmıyorsun? Raskolnikov sert bir sesle ve isteksizce: -Yapıyorum... dedi. -Ne yapıyorsun? -İş... -Ne işi? Delikanlı bir süre sustuktan sonra ciddi bir sesle: -Düşünüyorum, dedi. (Rahmetli Kemal Sunal'ın 100 Numaralı Adam filminde, babasıyla arasında geçen diyaloğu hatırladım.)
Sayfa 34 - 21.BaskıKitabı okudu
Reklam
"Bir numaralı ders: 'Hayat çok kısa. Güzel şeyleri erteleme.' "
Tarihte Epilepsi
Epilepsi, tarih boyunca birçok bilim insanının dikkatini çeken ve çeşitli araştırmalara konu olan özel bir hastalıktır. Epilepsiye dair en eski verilerin günümüzde British Museum'da bulunan Babil tabletlerinde yer aldığı biliniyor. MÖ 2000’lere ait olduğu tahmin edilen, 40 parçadan oluşan ve tıp ders kitabı niteliği taşıyan çivi yazılı bu tabletlerin 26 numaralı parçasında epilepsi hastalığı açıklanıyor. Bu dönemde kısıtlı sağlık bilgisi nedeniyle hastalığn beyin temelli olduğu anlaşılamadığından çeşitli metafizik varlıklar yüzünden oluştuğu düşünülüyordu. Hastalık yalnızca Babilliler değil Asurlular, Mısırlılar ve Antik Yunanlar tarafından da metafizik temellere dayandırılıyordu. MÖ 400'lere gelindiğinde Hipokrat, Kutsal Hastalık Üzerine adlı kitabında epilepsinin aslında fizyolojik bir rahatsızlık olduğunu ve tıp dışındaki uygulamalarla tedavi edilemeyeceğini açıkladı. Böylece epilepsinin beyinle ilişkili olduğu ilk kez dile getirildi. Bu kitap, epilepsi konusunda önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilse de epilepsinin etraflıca anlaşılması ve etkili modern ilaçların geliştirilmesi 1900’lü yılları buldu.
Listemin 1 numaralı kitap sonu
Doğduğumuz zaman yuvarlak, keskin, saf bir yüzümüz vardır. İçimizde evren bilincinin kırmızı ateşi yanar durur. Ama yavaş yavaş, bizi, ana babalar yer, okullar yutar, sosyalkuruluşlar emer, kötü alışkanlıklar kemirir, yaş ise tüketir. Sindirildiğimiz zaman, tıpkı ineklerdeki gibi altı mideden geçtiğimiz zaman, pis bir kahverengi tonunda çıkarız... Pancardan almamız gereken esas ders şudur: İnsan,yanağındaki ilahi renge, içindeki doğal pembeliğe sarılmalı; yoksa kahverengiye dönüşür. Kahverengi olmak da, insanın masmavi kesildiğinin resmidir. Çivit kadar mavi. Onun da ne anlama geldiğini bilirsiniz: Çivit. Çiviliyor. Çivitti.
" Bir numaralı ders:Hayat çok kısa.Güzel şeyleri erteleme. "
Reklam
İki Numaralı Ders
“Lordunuzun aklında yer etmek için elinizden gelenin en iyisini yapın. Elbette gözünde de yer etmek için.”
Sayfa 100Kitabı okudu
"Bir numaralı ders: Asla tanımadığın birinin arkasından kötü konuşma. Çünkü hakkında kötü şeyler söylediğin o kişi karşındakinin değer verdiği, saygı gösterdiği biri olabilir."
Köylü Kadının İmanı
Usûl-i fıkhın önde gelenlerinden ve kendi dönemin-de bir numaralı tefsir âlimi olan, on binlerce insana ders okutan Fahreddin Razi, bir gün Bağdat sokaklarına çıkmış. Etrafındaki kalabalık ve gösterilen hürmetten dolayı insanlar bu kalabalığın içinde kimin yürüdüğünü merak etmişler. Kadının biri de bakıyormuş, "Kim bu adam, halife mi?" diye sormuş. Öteki biri "Yahu bu halife değil, niye bu kadar kalabalık bunun peşinden gidiyor?" demiş. Sonra biri “Bu, Fahreddin Razi'dir." demiş. Köylü bir kadın, "Kimdir o?" demiş. "Tefsir, usûl gibi ilimlerde büyük âlimdir. Bu istese Allah'ın varlığı ve birliği hakkında bin tane delil getirir." demişler. Kadın "Onun bin tane şüphesi olmasa bin belge aramazdı!" demiş. Bu söz Fahreddin Razi'nin kulağına ulaşmış. Vefatı sırasında talebelerine: "Çocuklar, ben köylü kadının imanıyla ölüyorum, haberiniz olsun!" demiş. Bu sebeple bedende güç istediğimiz gibi imanda da güç istiyoruz.
ÖLÜM ve ANLAMI (üzerine)
. Erich Fromm diyor ki: “Bireyin tüm hayatı, kendi kendini doğurma sürecidir... Aslında ancak öldüğümüz zaman doğarız.” Ölümü ya tüm hayatımızın üzerine düşen bir gölge olarak görürüz, ya da zamanımızın sınırlı olduğunun bir hatırlatıcısı olarak. Zamanımızı ya yettiği kadar kullanırız, ya da elimizdeki zamanı kullanarak, insanlığımızın damgasını taşıyan potansiyelimizi doğururuz. (.....) ..... acele yaşayanlara yüreğimiz sızlar ama, bundan alınacak bir ders olduğu pek aklımıza gelmez. Ölümü ister öteki dünyanın kapısı olarak, ister bir yokoluş olarak görelim, o yine de bize, verebileceğimiz her şeyi şimdi ve burada verebilmemizin önemini hatırlatır. .
Sayfa 289 - İnkılâp Kitabevi, 1989, Çeviren: Belkıs ÇorakçıKitabı okudu
Bir numaralı ders:Hayat çok kısa.Güzel şeyleri erteleme.
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.