Son zamanlara okuduğum en etkileyici kitap olduğunu söylersem, kesinlikle abartmış olmam. Kitabın türü korku değil; korkuyorsunuz. Kitabın türü dram değil; ağlıyorsunuz. Kitabı okuduğum an etkilendim ama bundan daha fazlası olacak. Hepsi birbirinden farklı olan her bir kitabı elime aldığımda aklıma bu hikâye tekrar tekrar gelecek ve yine
YouTube kitap kanalımda psikoloji kitaplarına nereden başlayabileceğinizi anlattım: ytbe.one/d2xQVSEUsUU
Bu incelemeyi sizin yorumlarınız yazdı. Nasıl mı?
Kitabın yazarı Frankl'a göre her insanın anlam arayışı kendisine özgüdür. Buradaki okurlara şu soruları sordum: Kendi anlamınızı nerede arıyorsunuz? Gelecek için bilinçli çocuklar
İnsanın kitabına dair inceleme yazısı kaleme alabilmesi, ne kadar etik ve objektif olabilir tartışılır. Onun için şu an kendimi çok tuhaf hissediyorum. Bundan ötürü sizinle sohbet havasında bir inceleme yazısı kaleme almak istiyorum.
Şiirimdeki üst bilinç, bilinç akışı tekniği, gotik tema, katmanlı biçem, şiir içi dinamikleri ayakta tutan söz
Bu ileti tamamen soru cevap, çok fazla boş yaptım. Lütfen ona göre sessize alın.
tellonym.me/hakan.ark
Her şey serbest.
Linke tıklayarak bana soru sorabilirsiniz. İsminiz gözükmez, sorular bana anonim olarak gelecektir.
Hayatımı değiştiren kitap!
Hayatımı değiştiren film!
Hayatımı değiştiren olay!
Ne çok duyuyoruz değil mi böyle cümleleri hayatta? Peki hiç canlı örneği ile karşılaştınız mı?
Yıllar yıllar önceydi. - Tamam o kadar yaşlı değilim kabul ediyorum.- Üniversite sıralarındaydım. Çocuk Edebiyatı dersimize giren hocamız "Güneşin Çocukları" diye
Merhabalar, kitap okuyan biriyseniz ve yeni birisi ile tanışıyorsanız onun nasıl birisi olduğuna karar verebilmeniz için birkaç taktik vereceğim sizlere. Hazırsanız başlayalım :)
Okumak yerine izlemeyi tercih edenler için: youtu.be/4zgUJrj74y8
Ona başta "Aa, kitap okuyor musun?" diye sorun.
Cevabı "Hayır..."
Yazar daha başlangıçta size akıl vermediğini, kişisel kitaplarından olmadığını belirtiyor. Kişisel gelişim kitaplarını çok eskiden devamlı okuyan ve yanlış kararlarımın arkasında bir etkende bunları görüyorum.
İnsan Olmak kitabını okumuş ve incele yazmıştım. (#236065931 o incelemeyi okumak isteyenler linkten ulaşabilir.) Sevgili
Emre Soylu benim kişisel gelişim kitaplarını eleştirmem üzerine
Avcunuzdaki Kelebek kitabını önerdi. Beni etkileyen kitapların incelemesini paylaştığımda altına bir kitap önerisi geliyorsa o her zaman iyi kitap olarak girdi hayatıma. Bu kitapta öyle güzeldi. Baştada hocanın söylediğini ilettiğim gibi kişisel gelişim kitabı değil. Tam tersine Toplum-insan , kendini dinlemeyi öğrenmeyi öğreten bir kitap.
Sohbet etmeyi sevdiğiniz, saygı duyduğunuz biriyle sohbet etmek ve hayat öğretileri dinlemek gibi…
Zamanla monoton hayatımızdan etrafımızdaki güzellikleri fark edemeden yıllar geçiyor. Biraz olsun size nefes almanızı sağlayacak,sizi dinginleştirecek bir kitap. Amerikan üsülü: Hedefe kitlen, kopar, parçala, sen Aslansın, kaplansın, başarı, para diye sizi kişisel gelişimsiz toplumumuza uzak bir içerik beklemeyecek.
Eğer kişisel gelişim ya da motivasyon, azim görmek isteyenler varsa yarı otobiyografik
Martin Eden (incelemesi #238364897) gerçek bu hikayeyi okuyup kendilerine idol alabilirler. Keyifli okumalar. Her daim güzel kitaplarla tanışmak dileğiyle…
Dostoyevski ile konuşmak da çok zevkliydi. "İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir." diyor
René Descartes . Ben de bir ay süren güzel bir sohbetin sonuna geldim.
Yine çok zor bir incelemeye nereden başlayıp ne söyleyeceğimi bilemeyerek başlıyorum. Bu kitapla ilgili ilk olarak şunu söylemek istiyorum
- Ağabey, evlenmek istiyorum, ne dersin ?
+ Evlen. Lakin evvela dindar bir kız almalısın. Sonra biraz kitap okumuş ve mürekkep yalamış olsun. Şimdikiler çeyiz hazırlamakla meşgul. Sen mala değil, imana ve ilme bak. Sonra kızla ‘annesinin babasının yanında’ konuş. İslami bir kıyafette gezecek, İslami olmayan yerlere gitmeyecek. Evine misafir gelecek. Sohbet edip kitap okuyacaksın. Ve alimler meclisine gidip ilim öğreneceksin. O bunlara mani olmayacak. Asgari geçim şartları içinde geçinecek, gerisini İslamiyet’in istediği yere vereceksiniz, ibadet edecek, kitap okuyacak, öğrendiklerini kadınlara anlatacak.
- Desene ağabey, evlenme diyorsun! Böyle birini nasıl bulacağım? “
+ Hayır, bulursun. Allah’ın ne güzel kulları var. Erkeğin de iyisi vardır, kadının da.İdealist erkek olduğu gibi idealist kadın da vardır. Evlendikten sonra kadını mutfağa ve beşiğe mahkum etme! “ En çok Allah’ı sev. O’ndan daha fazla hiç bir şeyi sevme ve her şeyi Allah yolunda harca. Çünkü bir insan neyi çok seviyorsa; o, onun putudur.”
Gabriel García Márquez bu romanında, çocukluğunu geçirdiği kasabada gerçekleşmiş bir namus cinayetini kaleme almış. Orijinal adı (İspanyolca) Cronica de Una Muerte Anunciada (İlan edilmiş ölümünün kronolojiği), Türkçe’ye Kırmızı Pazartesi olarak çevrilmiş.
Bence, her kitaba konsantre olmalı ve öyle okumalı, ama “Kırmızı Pazartesi” biraz daha
Allah'ın Askerleri
Geçen bir arkadaşımla karşılaştım. İstanbul'dan yeni geliyormuş. Ona soruyorum nasıl İstanbul'da çalışma şartları, söylenildiği gibi mi, geçim zor mu? diye ayaküstü laflıyoruz. O "çok şükür benim çalıştığım yer İstanbul'un kırsalında kalıyor. Ama dediğin gibi İstanbul'un elit kesminde ev kiraları