Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir gün Balkan harbi patlayıp da imparatorluk orduları o zamana kadar hakir görülen balkan orduları önünde bütün Osmanlı avrupa'sını bırakınca,artık her şey belli oldu.bu yıkılış artık sadece bir devletin mağlubiyeti değil,mesnetsiz bir hayalin sona erişiydi.bir ruhun bir zihniyetin tamamen çöküşüydü. bir imparatorluk masalı sona eriyordu.meğer bizim saltanat zannettigimiz şey sadece bir gaflet uykusuymuş...
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Reklam
Big Stick Policy (Aba Altından Sopa Politikası)
Nisanın sonlarında, İngiliz gazetelerinin birinde bir devlet adamının Big Stick Policy adlı beyanatını okuduğum zaman fena hâlde isyan ettim. Bir imparatorluk kurmuş bir millet sıfatıyla böyle bir beyanat on yıl önce hiçbir tesir yapmazdı. Mustafa Kemal Paşa büroma geldiği zaman, bu nutkun tercümesini önüne koydum. Mustafa Kemal Paşa hiçbir zaman bu kadar öfkelenmemişti. Âdeta sesi kısıldı. Bizim de onlar derecesinde olduğumuz gün anlayacaklarını ve bize baş eğeceklerini söyledikten sonra, en son insana kadar onların medeniyetlerini başlarında parçalamak için can vereceğimizi ilâve etti. Bana öyle geldi ki, bütün şerefimiz, Mustafa Kemal Paşa’nın bu ifadesinde ve sesinde dile geliyordu.
Bir gün Balkan harbi patlayıp da imparatorluk orduları, o zamana kadar, öylesine hakir görülen Balkan ülkeleri önünde bütün Osmanlı Avrupa’sını bırakınca,artık herşey belli oldu.Bir masal,bir imparatorluk masalı sona eriyordu.Meğer bizim saltanat zannettiğimiz şey,sadece bir gaflet uykusuymuş.
Sayfa 43 - Remzi kitapeviKitabı okuyor
320 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
'Ekonomik tetikçiler (ET'ler) yerküre üzerindeki ülkeleri trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir. Dünya Bankası, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı ve diğer yabancı "yardım" kuruluşlarından büyük şirketlerin kasalarına ve gezegenimizin tabii kaynaklarını kontrol eden birkaç varlıklı ailenin ceplerine para
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları
Bir Ekonomik Tetikçinin İtiraflarıJohn Perkins · April Yayıncılık · 20043,301 okunma
Hz. İsa
Hz. İsa’yı çarmıha gerenler Romalılar değildir. Romalı vali Pontios Pilatus’a bunu empoze eden Yahudilerdir ve demişlerdir ki: “ Bu adamın kanı bize aittir. Biz mesulüz; bu bizim şeriatımızı ihlal ediyor. Bunu çarmıha gereceksin.” Bu doktrin dolayısıyla ilk önemli büyük konsil, Hristiyanlığın İznik konsili, Yahudileri lanetlemiştir.
Reklam
Bizim İmparatorluk
Suriye, Filistin ve Hicaz'da: - Türk müsünüz? Sorusunun birçok defalar cevabı: - Estağfurullah! idi. Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş ne de vatanlaştırmıştık. Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisi idi.
Sayfa 43 - Pozitif YayınlarıKitabı okuyor
Bizim İmparatorluk
Floransa ne kadar bizden değilse, Kudüs de o kadar bizim değildi. Sokaklarda turistler gibi dolaşıyoruz.
Sayfa 42 - Pozitif YayınlarıKitabı okuyor
Bizim İmparatorluk
Başımı çevirdiğim zaman Kamame'nin kubbesi gözüme çarpıyor. Burası Filistin'dir. Daha aşağıda Lübnan var; Suriye var; bir yandan Süveyş Kanalına, öbür yandan Basra körfezine kadar çöller, şehirler ve hepsinin üstünde bizim bayrağımız! Ben bu büyük imparatorluğun çocuğuyum.
Sayfa 42 - Pozitif YayınlarıKitabı okuyor
"Milletimiz küçük bir aşiretten bir imparatorluk var etti ve bunu, altı yüzyıldan beri büyük bir olgunlukla ve yücelikle devam ettirdi. Böyle bir durum yalnız kılıç gücü ile var olamazdı. Dünya bilmektedir ki, Osmanlı Devleti çok geniş olan ülkesinde bir sınırından diğer sınırına ordusunu olağanüstü hızla ve bütünüyle donanmış olarak naklederdi ve bu orduyu aylarca ve belki de yıllarca güzelce besler ve yönetirdi. Böyle bir hareket yalnız ordu teşkilatının değil, bütün yönetim şubelerinin olağanüstü mükemmelliğini gösterir… Hiçbir millet, milletimizden fazla yabancı unsurların inanç ve geleneklerine saygı göstermemiştir. Hatta denilebilir ki, diğer dinlere, başkalarının dinine ve milliyetine saygı gösteren tek millet bizim milletimizdir… Fatih İstanbul'da bulduğu dini ve milli teşkilatı olduğu gibi bıraktı. Tekrar ediyorum, aleyhimizde ortaya çıkarılan düşünceler yanlıştır. Bu konuyu yalnız Batı'ya değil, hatta vatandaşlarımıza da önemli bir şekilde duyurmak gereğini hissediyorum. Milletin tarihini okumamış veya milli duygudan yoksun kalmış olması gereken bazı kişiler, yabancıların aleyhimizde söyledikleri suçlamaları reddetmedikleri gibi vatanlarını suçlu görmekten çekinmiyorlar. Hâlâ bugün, Sultani okulunun salonlarını aleyhimizde konferans verdirmek için yabancılara açık bulunduranlar var, bu gibilere lanet…"
Sayfa 260 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Sultan Murad Hüdavendigar
SULTAN MURAD HÜDAVENDİGAR Balkanlar Fâtihi Orhan Gazi zaferlerle dolu ömrünü ikmal edip beka âlemine göçünce, fetih sancağını oğlu Murad Hüdâvendigâr devir almıştı. Sultan Murad, atasından devraldığı mirasa layık olduğunu göstermiş, Anadolu ve Balkanlardaki fetihleriyle Osmanlı Devletini muhteşem bir imparatorluk haline getirmiştir. 27 yıllık
Bizim devrimimiz on binlerce doktoru ve sağlık işçisini harekete geçirebiliyor. Bizim devrimimiz insanların haklarını ya da hammaddelerini gasp etmek üzere değil, soylu bir amacı yerine getirmek üzere dünyanın her köşesine gitmeye istekli on binlerce öğretmeni ve yurttaşı harekete geçirebiliyor. Insanların iyi niyeti ve kararlılığı, bir bankanın paralarıyla elde tutulamayacak ve ona uymayacak sınırsız kaynağı barındırmaktadır. Insanların iyi niyeti ve kararlılığının kaynağı bir imparatorluğun ikiyüzlu siyaseti olamaz. 25 Mayıs 2008
Hatta gayrimüslimlerle devlet arasında ilginç kavgalar vardır. Cemaatler, Tıbbiye talebesi olarak Rum cemaatinden şu kadar alınmaktadır, Ermenilere de pay ayrılması veya kontenjanın artırılması diye isyan ediyorlar; çünkü imparatorluk tebaasının üçte biri Hıristiyandır, deniyor; bu nedenle tahminen Tıbbiye’de üçte bir talebe gayrimüslimlerden olacak. Onları da kategorilere ayırdık, şu kadar Rum, şu kadar Ermeni, şu kadar Yahudi, Süryani vs.; aralarında çekişiyorlar, bizim kontenjan az tutulmuş diye. Bu okullardan çıkan insanlar Osmanlı oluyor, aynı eğitimle çıkıyor, aynı dille çıkıyor, aynı ruhla çıkıyor. Bunlar laik bir eğitim görüyor. Vakıa orada Kur’an da okutuluyor, din dersi de var; ama çok kuvvetli olmuyor, o konu ihmal ediliyor.
Hiç bilinmeyen, unutulan bir şey değildir: Birinci Harb-i Umumi'de bizim Arabistan cephesindeki askerlerimizi karşıdaki düşmandan çok, ayaklanan Arap aşiretleri ve bilhassa Şerif Hüseyin'in adamları zarara uğratmışlardır. Burada cereyan eden olayları Türkler bugüne kadar unutmuyorlar. Aslında unutuyoruz; fakat zaman zaman hatırlamak gerekiyor. Zaten tarih unutulmak için oluşmuş bir mazi, olaylar biçimi değildir. Unutmamamız, bilmemiz gerekiyor.
Ama bizim çarpıcı biçimde bilimsel düşünceye sahip olan, saygın diyebileceğimiz ilk kişi Ahmet Cevdet Paşa'dır. 19.asır Türkiye'sinin, Türk edebiyatının, Türk hukukçuluğunun dehasıdır. Eski harflerden oluşan on iki ciltlik Tarih-i Cevdet, itiraf etmeliyim ki, bugünkü Türk Latin harflerine doğru dürüst çevrilememiştir.
1.241 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.