Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu'nun ardına olumsuz ne koysan gidiyor.
Ülkeyi saran bu boğucu, bu yaşanılmaz, bu kahredici, bu öldürücü, bu bu bu...
Sayfa 53 - İletişim Yayınları
40 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Aşk Değil Sıtmalı Bir Hastalık
Kim yazdı bunları? Portekizli bir rahibe mi yoksa edebiyat düşkünü bir Fransız mı? Gerçekler bu kadar içten, korkusuzca aktarılabilir mi yoksa kurgu bu derece gerçeğe yaklaştırılarak oluşturulabilir mi? Kim bu yazıların arkasındaki kişi? Rousseau: "Portekiz Mektupları'nın bir erkek tarafından yazıldığına dünyada her şey uğruna bahse
Portekiz Mektupları
Portekiz MektuplarıAnonim · Yapı Kredi Yayınları · 2020328 okunma
Reklam
Fakat yaşıma nispetle derin ve nazik bir ruhum vardı.Küçük başım, yüksek dağların dumanı gibi ağır bir rüya, küçük gönlüm yüksek dağların rüzgarı gibi boğucu emeller içinde bunalırdı.
*** Boğucu ve bitmek bilmez bir gidiş gelişin sesi yükseliyordu; bu uğultular, kentimizi yavaş yavaş dolduruyor ve o sırada yüreklerimizde aşkın yerini tutan kör inadın en gerçeğe bağlı ve en hüzünlü sesi oluyordu. ***
Sayfa 186 - Can yayınları, 2018, 34.basımKitabı okudu
Tam da büyük şehirler için söylenmiş bir söz
Aslında her yer boğucu burada, insanın soluk alabileceği bir yer yok. Sokaklar bile penceresiz odalara benziyor.
Sayfa 298 - Türküye İş BankasıKitabı okudu
Ne yapabiliriz? Yaşamak gerek! Yaşayacağız Vanya Dayı. Çok uzun günlet, boğucu akşamlar geçireceğiz. Alınyazımızın bütün sınavlarına sabırla katlanacağız. Bugün de, yaşlılığımızda da, dinlenmek bilmeden, başkaları için çalışıp didineceğiz. Ecel saati gelip çatınca da uysalca öleceğiz ve orada, mezarın ötesinde, çok acı çektik, gözyaşı döktük, çok acı şeyler yaşadık diyeceğiz... Ve Tanrı acıyacak bize ve biz seninle, canım dayıcığım, parlak, güzel, sevimli bir hayata kavuşacağız ve buradaki mutsuzluklarımıza sevecenlikle, hoşgörüyle gülümseyeceğiz ve dinleneceğiz... İnanıyorum buna dayıcığım, bütün kalbimle, tutkuyla inanıyorum... Dinleneceğiz! Dinleneceğiz! Melekleri dinleyeceğiz, elmaslar gibi yıldızlarla kaplı gökleri göreceğiz. Dünyanın tüm kötülüklerinin, tüm acılarımızın, dünyayı baştan başa kaplayacak olan merhametin önünde silinip gittiğini göreceğiz ve hayatımız bir okşayış gibi dingin, yumuşak, tatlı olacak. İnanıyorum, inanıyorum buna. Zavallı, zavallı Vanya Dayı, ağlıyorsun.Hayatında mutluluğu tadamadın, ama bekle Vanya Dayı, bekle... Dinleneceğiz.. Dinleneceğiz! Dinleneceğiz!
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Gözlerinin önünde sadece ıssızlık vardı artık, bir de bütün yolları kapatan, bütün bakışları körleştiren ve korku çığlıklarının yankılarını acımasızca yutan derin ve nüfuz edilmez karanlık vardı. İçinde sadece suskunluk vardı artık; boğucu, soluksuz bir suskunluk, bir ölüm sessizliği. Çünkü tek bir anda içinde çok şey ölmüştü;
En sonunda uykuya dalabildim; bu boğucu, vıcık vıcık uyku, hayat ile ölüm arasındaki bu koşuda verilen tek molaydı.
İnsan imandan uzaklaşınca en cansız varlıktan daha cansız, daha acımasız, daha parçalayıcı, daha boğucu oluyor.
Reklam
Ne var ki pek yakında bu beklentim de solup gitti, bir ağırlığın ezikliği, suya hasret otların bozulmuş ve umursamaz hali, tıpkı içinde hapsolduğu pusla örtülmüş kıpırtısız bir ormanın boğucu hayali gibi.
Suskunluk boğucu! Soluk alacağım biraz, elimdeki şu kalemle.
....yaşadığımız şey aşk değildi. Aşka çok benzediği zamanlar olmuştu. Ama tümüyle aşk değildi. Başka bir şeydi. Benim boğucu derin umutsuzluğumdu. Kapandaki fare gibi çaresizliğimdi. Tuzağa düşmüşlüğümdü. Sevilmeyi ölesiye isteyişimdi. ___
Sayfa 28 - epubKitabı okudu
Uyanmak bile acı vericiydi : İnsan rüyadan yoksun bir uykunun karanlık gecesinden paldır küldür günün içine yuvarlanıyordu, tıpkı sıcak, boğucu bir havadan buz gibi bir suya yuvarlanır gibi.
Bu çağın boğucu etiketleri, yalnızca ulaştırma ve imalatta kullanılan bildiğimiz anlamda makineye değil, aynı zamanda toplumsal uzlaşımlar içinde yer etmeye başlayan çok daha korkunç mekanizmaya da tapınması iğrençti.
Sayfa 159
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.