Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Bora Boztepe
Bora Boztepe
@boraboztepe
32 okur puanı
Nisan 2023 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Zırva kitap, Zırva argümanlar
Kitap, 2011 Suriye iç savaşı örneği ile başlıyor. Esad rejiminin baskılarından bıkan geniş halk kitleleri buna ses çıkarmaya başlarlar. Bunu daha özgür bir toplumda yaşamak için yaparlar. Ancak bu sivil tepki kısa zamanda bir iç savaşa dönüşür ve hükümet düşer. Hükümetin düşmesiyle oluşan otorite boşlugunu ısid gibi terörist gruplar doldurur.
Yarısı doğru yarısı zırrva kitap
İlk 40 sayfası doğru argümanlar içeriyor
Diğer 40 sayfası ise resmen zırva.
Kitap ilk 40 sayfada ahlak denilen şeyin saçmalık oldugundan söz ediyor. Bir insan niçin ahlaklı davranır? Ahlaklı dedikleri değerlerin arkasında hep bir yapay dayanak vardır. Bu yapay dayanak Hristiyan öğretilerden gelen iyi olmak, başkalarına yardım etmek gibi
What has government done to our money
Ingilizce orijinal ismi "What has government done to our money" yani devlet paramizi ne hale getirdi?
Rothbard, Liberteryen felsefeyi olusturan ekonomistlerden birisi. Henry Hazzlit ve Adam Smith gibi liberteryen ekolun diger aktorleri ile ayni dogrultuda ilerliyor gorusleri.
Bu kitapta ilk 30 sayfada ortaya koydugu 2 arguman var.
Birincisi para, para degil, bir mulktur. "Money is a commodity" . Para takasin aracidir ancak arac olmasi onun bir mulk olmasini engellemez. Elinizde 100 dolar varsa bu 100 dolar bir arac degil basli basina bir mulktur zira 100 dolar demek 100 kilo bugday anlamina gelebilir veya 100 litrelik benzin anlamina gelebilir ancak bu mulkun degeri her gecen gun azalmaktadir. Bu deger asiniminin sebebi devletin ta kendisidir. Tarih boyu devletin her zaman tekelinde bulundurdugu yegane sey para olmustur. Tabii yekpare bir para iktidarindan soz etmiyoruz zira donem donem private coin" denilen ozel paralar-gunumuzdeki bitcoin gibi- ortaya cikmistir.
Sozun ozu, devlet para basma ve odeme yapma araclarini tekelinde tutmaktadir.
Diger arguman para seklinin degistirebilecegini. Altin veya gumus ile degistirilmesi cesitli para alternatifleri olusturur. Bu da bir serbest para piyasasi meydana getirir. Rothbard bu alternatifleri oldukca faydali gorur ve devletin elinde tuttugu finans tekeline karsi cikar.
Okur Takip Önerileri
Tokat gibi kitap
Kitap bas kahramanimizin bir ucak kacirmasiyla basliyor. Sonra da asil hikayeye geciyor. Tender Brunson isimli genc , Credish isimli tarikatin bir uyesidir. Bu dini tarikatin gelenekleri dogrultusunda her oglan cocugu 21 yasina geldiginde dis dunyaya salinir. Ve dis dunyada calisip para kazanmasi icin ona bir is ayarlanir. Gencin kazandigi her kurus ise credish kilisesinin kasasina gider.
Omru hayati calismak uzerine kurgulanmis ve 21 yasina kadar bu yonde beyni yikanmis genclerin bir gorevi daha vardir. Zamani geldiginde/kilise onlara bildirdigi vakit intihar ederek kurtulusa erismek ve goge yukselmektir.
Bu an geldiginde dis dunyadaki yuzlerce credish muridi intihar etmisti ve toplu intiharlar gazetelerde boy gostermisti. Ancak baskahramanimiz tender brunson bunlardan birisi olmadi. yasadigi sure boyunca olume yakin insanlarla hasir nesir oldu. Tender Brunson, zengin bir aileye usaklik yaparken/ onlarin ev temizlik islerinin yani sira gorgu egitimi vererek para kazanirken ayni zamanda gazetelere kendi telefon numarasini birakti. Gazeteye verdigi ilan sayesinde intihara meyilli insanlar onu arayip yardim talebinde bulunmaya basladi. Tender Brunson ise bu telefon gorusmelerini insanlara yardim etmek icin degil de onlari olume suruklemek icin cevaplamaya basladi.
Kitap fight club tadinda. Nihilistik temalar agirlikta. Okumasi keyifli olsa da bir noktadan sonra sikiyor. Ilk 100 sayfayi okusaniz kafi.
Dili ağır bir kitap - çok referans var.
Kitabın ortaya koyduğu temel argüman şu: milliyetçilik ancak dil birliğinin sağlanmasıyla mümkündür ve hem Saray ile köylü sınıfının konustugu dilin farklılığı hem de ülke içindeki toplulukların farklı diller konuşması bir miiliyetçilik oluşmasına manidir. Çünkü aynı dili konuşmayan insanların bir araya gelip bir birlik duygusu ile hareket etmesi pek olası değildir. Ancak matbaanın kapitalizm akımıyla hız kazanması, dilleri hem standardize etmiş hem de dilin aşınmasını engellemiştir. Bu yüzdendir ki bugün dahi britanyaya dahil olan gallerde resmi dil olmasına rağmen nüfusun sadece 3te 1i galce konuşur ve İngilizce baskın dildir.
Yani milliyetçiliğin nasıl ortaya çıktığına dair yaratıcı bir argüman sunmuş.
Ayrıca sadece edebi metinler değil gazete gibi güncelliğini koruyan ve her gün atılan başlıklar insanların aynı konular etrafında bir araya getirmekte bu da bir topluluk bilinci sağlamaktadır.
Dili ağır oldugu için sonunu getirmedim açıkçası ama ilk 50 sayfası okunabilir
Turk edebiyatinin ilk swingeri
Kitap aldatmak uzerine. Şadan isimli capkin, zampara, uckuruna sahip cikamayan bir bey, sabiha isimli kulturlu, bilgili bir hanim ile evleniyor. Ancak evlenmesi capkinligini dizginlemiyor. Evdeki hizmetcilerden ikisi ile kose bucak kucaklasiyor, opusuyor. Ve bu irade eksikligini overall erkek biyolojisine atfediyor ki bu apacik bir sorumluluktan kacis. Ancak kitap fazlasiyla yaz dizisi tadinda ilerliyor, hikayeyi sakiz gibi uzattikca uzatmis. 230 sayfayi ya atlayarak okuyun ya da son 30 sayfasini okusaniz kafi. Mizahi tarafi agir basan bir kitap. Sakalar komiklikler girla.
Bos zamanda okunur. Yalniz kitabin 1922 mayis ayinda heybeliadada yazilmis olmasi beni sasirtti.
Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda ÖğütürHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20223,266 okunma
Hukukun adaletsizligi uzerine
Kitap adindan da anlasilacagi uzere sucunu bilmedigimiz ama idama mahkum edilmis adamin biri hakkinda.19. yuzyil fransasini yansitiyor. Mahkumun adinin kitapta gecmemesi sanirim empatiyi artirmak icin zira idama mahkum edilen kisi tanidiginiz birisi de olabilirdi.
Idam mahkumumuz yaklasik 6 hafta boyunca dusuncelerini bize aktariyor. Fransada azili suclularin cezasi ya omur boyu kurek cezasi ya da giyotin sephasi. Kahramanimizla denk gelen, sohbet eden diger bir idam mahkumu ise bize 15 yil kurek cezasindan sonra topluma karismaya calistigini ancak kimliginde eski mahkum oldugunun etiketlenmesi uzerine is bile bulamadigini anlatiyor. Toplumun, olume mahkum edilen, yasama hakki elinden alinan insana nasil da kor ve sagir kaldigini hatta coskulu cigliklar icinde karsiladigini anlatiyor. Mahkumumuzu teselli etmeye gelen rahip bile, bu teselli isini onceden defalarca yaptigindan ve profesyonellestiginden, ona samimi olan bir telkinde bulunmuyor, sadece ezberlenmis laflari soyluyor. Mahkeme gibi insan yapimi/insanlar tarafindan yonetilen bir yapi, bir kisinin yasama hakkini elinden aldiginda toplum bu suca nasil ortak olabiliyor. Toplum vurdumduymaz, bencil ve sagduyusuz. Ve belki biz de oyleyiz. Ailemizden olmayana zorunda kalmadikca hicbir empati gostermeyiz. Bu empati eksikligine, sosyal ve hukuki yapi eklenince ortaya boyle sonuclar cikiyor.
Mahkumlarin yasadiklari ve hapishane ortaminin boklugunu basarili sekilde ele alan bir de Clockwork Orange vardi.
Bunun tiyatro oyununu izlemistim, tiyatrosu baya depresif yansitilmisti oysa kitap cok depresif bir havada ilerlemiyor. Hatta bir iki yerde gulebildim.
Doğru ama eksik
Kitap Philip zimbardo nun, stanford üniversitesinde yaptığı deney üzerinde yoğunlaşıyor ancak insanlık tarihi boyunca meydana gelen diğer soykırımlar ve insanlık suçlarına sık sık atıfta bulunuyor.
Deneyi kısaca özetlemek gerekirse, sıradan üniversite öğrencilerini alıp 2 hafta boyunca sürmesi planlanan hapishane ortamına koyuyorlar. Öğrenciler
Dilin yetersizliği üzerine
Anlaşılır, basit bir inceleme yazmaya özen göstereceğim.
Kitap bir pipo resmi ile başlıyor. Resmin altında "bu bir pipo değildir "yazısı var
Foucault bu resmi birkaç şekilde ele alıyor. Öncelikle bu resmin (imgenin) fiziki olarak bir pipo olmadıgını öne sürüyor. Zira bu olsa olsa imgelerin bize çağrışım yaptıgı seydir. Yani imgenin bir
Omer, Macide, Bedri, Nihat, Hafız Husamettin Efendi
Kitap, Omer ve Nihat karakterlerinin vapurdaki lakirtisiyla basliyor. Omer ziyadesiyle ihtirasli, duygulariyla hareket eden, bir anligina ufacik seyde buyuk anlamlar bulabilen, baska bir anda ise dunyanin hicbir anlami olmadigina kani olan bir genctir. Bir devlet dairesinde tanidiginin vasitasiyla calismaktadir ancak bu isten kazandigi aylik 40 lira ancak karnini doyurmaktadir.
Nihat ise Omer"in en yakin arkadasidir. Buna ragmen bircok noktada fikir ayriligi yasarlar. Nihat, dunyadaki tek anlamli seyin guc,para ve basari oldugu yonunde malumatlar vermekte, fazlasiyla hirsli ve buyuk sozler etmektedir. Omer ne kadar onun fikirlerine katilmasa da nihatla arkadasligi boyunca bu fikirlerden etkilenmis gorunur.
Bu vapur lakirtisi sirasinda Omer siyah ve kivircik sacli, ince boyunlu, narin, kibar bir kiz gorur ve bu kiza tutulur. Kizin, onun yillar boyu arayip bulamadigi ruh esi olduguna kanaat getirir ve kizla tanismaya gider. Kizin yanina adim atar ve yanindaki sisman, yasli kadinin emine teyzesi oldugunu fark eder. Bu kizin adi macidedir ve emine teyze ile vapura binmistir. Emine teyze, omerin akrabasi, macide ise onun uzaktan akrabasidir. Mamafih bu durum omerin hissiyatini degistirmemistir.
Olaylar gelisir ve Omer Macide ile evlenir. Macide ile en basta benzer fitratlara sahip oldugunu dusunen omer, muddet gectikce bunun boyle olmadigini gorecektir.
/
Devlet memurlarinin hicbir is yapmadiginin altini her kitabinda altini cizmesi fevkalade bir detay.
Genç Goethe nin acıları
Kitap değil birçok mektubun toplanması. 3 Mayıs, 5 Mayıs diye mektuplar halinde yazılmış.ve mektuplar bölük pörçük alakasız şeylerden bahsediyor. Mesela diyor ki"bugün dışarı çıktım falanca ağacı gördüm"yani metin bütünlüğü yok. Dili saçma sapan sıkıcı bir dil. Hikaye insanı içine çekemiyor. Melankolik, tatsız, tutsuz bir öykü. Hiç empati kuramadığım alakasız düşünceleri var karakterin. Aynı zamanda aydınlanma ve akılcılık çağı dedikleri dönemde çıkıp gençleri intihara sürüklemesi de avrupanın gerçekten fevkalade "akılcı" oldugunu bize gösteriyor. Yani bir tane boktan kitaptan etkilenip intihar mi edilir?
Bu kitabı okuyup, beğendiğini anlatan insanların caka satmak dışında bir niyetlerinin oldugunu sanmıyorum. Veya kitabın feci şekilde kötü oldugunun farkında değildirler.
Bu kitaba övgü dizen zatlara istihfaf ile bakmaya devam edeceğim
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121bin okunma
Ortaokul lise seviyesi için öğretici olabilir
Kitap, faiz, tahvil, hisse senedi, gayrimenkul yatırım fonu, emtia gibi yatırım enstrümanlarını kısaca özetlemiş. Ancak bu kitabı okumak yerine bir iki saat doğru youtube kanallarını izlerseniz yatırım konusunda aynı bilgileri elde etmiş olursunuz.
Veya internet araştırması da iş görür.
Çerezlik, boş zamanda üstünkörü okunabilecek bir kitap, her sayfasını da okumayın atlayarak okuyun zaman önemli
Mirko Czentovic ve Dr B.
Hikayemiz Mirko Czentovic isimli slav kokenli bir cocugun babasinin olmesiyle basliyor. Mirko yetim kalinca kasabanin rahibi tarafindan sahipleniliyor. Rahip Mirkonun satranca olan maharetini fark ettiginde onu yarismalara goturuyor. Mirko once macaristan sampiyonu, 3 yil aradan sonra da dunya sampiyonu oluyor. New yorktan buenos airese gidecek gemide mirko ve Dr B. karsilasiyorlar ve aralarinda apansiz bir satranc rekabeti filizleniyor.
Dr B., nazilerin 1 yil boyunca gozaltinda tutmasi sonucu bulabildigi tek obje olan satranc kitabini haftalar aylar boyunca tekrar tekrar okumaya basliyor. Bu da onun yuzlerce satranc hamlesini, kombinasyonlari ve hesaplarini bellegine kaydetmesini sagliyor.
Kitapta meydana gelen bir ufak mantik hatasi su: Mirko gibi cahil ve koylu ancak satranc dahisi birinin korlemesine satranc oynayamamasi. Satranc zaten soyut, zihinsel hesaplamalar gerektiren bir oyun. Dunyada iyi satranc oyuncusu olup da korlemesine oynayamayan bir kimse yoktur diye tahmin ediyorum. Zira 15 hamle sonrasini hesaplayabilen bir kisi beyninde 64 karelik bir satranc tahtasini da hayal edebilmeli.
Irene
Nicin en sik okunan yazarlardan birisi olduguna mana veremedim. Stefan Zweig kitaplari novella denen romanin kisasi, hikayenin uzunu oykucuklerden olusuyor.
Bu kitabinda Irene isimli bir kadin varlikli avukat kocasi sayesinde mureffeh bir yasam surerken durduk yere kocasini culsuz bir piyanistle aldatmaya basliyor. Karakterin ic hesaplamasinda bize anlatilan sebep ise bu aldatmanin sadece bir heyecan arayisi oldugu. Bize Irene karakterinin bu sucu islemesine sebep motivasyonu hakkinda tutarli bir izahat sunulmuyor. Kim varlikli ve rahat hayatini birakip sadece heyecan aramak icin kocasini aldatmaya baslar? Bu kulaga gercekci geliyor mu? Karakterin tutarsizligi sadece bununla da kalmiyor. Ihanetini ifsa etmekle onu tehdit eden piyanistin karisina para vererek bu durumdan kurtulmaya calisiyor. Ancak bir kere degil 2 kere degil tam 3 kere. Kadin geliyor gidiyor ve bizim ireneden para istiyor. Bizim bu irene de parayi verip kendi telasli ruh haline devam ediyor. Gercek hayatta hicbir insan boyle ahmak, muhakeme yeteneginden yoksun olamaz. Oyle ki Irene karakteri cop adam gibi 2 boyutlu yazilmis. Sabahattin Ali okuduktan hemen sonra bunu okumam stefan zweigin betimlemeler ve baglam olusturmada ne kadar acemi oldugunu bana gosterdi. Stefan Zweigin sabahattin aliden ogrenecek cok seyi varmis.
Maria Puder
Raif Bey Ankarada dogup buyumus, 20li yaslarinda almanyaya sabun imalathanelerinde calismak icin gitmistir.Zira geri donup babasinin turkiyedeki sabun isini devralip buyutecektir.Raif bey hayati boyunca insanlara kendisini uzak hissetmistir. Oyle ki babasini bile bir insan olarak tanimaktan ziyade baba olarak tanir.Yuzeysel ve gunluk iliskiler dahilinde hayatini tuketmektedir.
Raif, onun ruhuna temas eden, ayni hissiyatlari paylasan, ayni bakis acisiyla nufuz eden baska bir ruhla hic rast gelmemistir. Ancak Berlinde muze ve resim galerilerini didik didik ettigi sirada saatlerce gozlerini alamadigi bir kurk mantolu kadin tablosuyla karsilasir. Raif bey bu tablodan oyle mutehassis olur ki her gun, saatler boyunca bu tabloya bakar durur. Galeriye defaatle git gel yaptigi siralarda bir kadinla karsilasir. Kadinin tablodaki kadin oldugunu fark etmez. Kadinla ayakustu bir konusmadan sonra temasini kaybeder.
kadinin tablodaki kadin oldugunu ancak kadinla sokakta karsilastiginda anlayacaktir. Bu kadin Raifin tanidikca daha da cok tesirine kapilacagi, onun ruhuna dokunabilecek, omru hayatinda kendisini yaninda yalniz hissetmeyecegi tek zat olan Maria Puder dir. Maria Puder ve Raifin hikayesi iste boyle baslar.
Ekonomik dinamikler bu sekilde anlatilmali nokta
Henry Hazzlit sebep sonuc iliskilerine bagli kalarak super anlatmis. Ekonomi dedigin boyle anlatilir. Zaten kitap boyunca defalarca belirtilen bir deyis var.
"In addition to these endless pleadings of self-interest, there is a second main factor that spawns new economic fallacies every day. This is
the persistent tendency of men to see only
En derli toplu ataturk biyografisi
Kitap gayet uzun ve kapsamli bir biyografi. Andrew Mango Turkce yazilmis asagi yukari butun kaynaklari taramis bu biyografiyi yazmadan zira kitabin sonunda 100 sayfalik bir kaynakca kismi var. Dile kolay tam yuzz sayfa. Yani inanilmaz genis, detayli, akici ve ayni zamanda kisilerin hic bilmedigimiz ilginc halleri ortaya konmus bu kitapta. Mesela
Kitabı ve filmi ayrı ayrı olarak incelenmeli bence. Zira filminde kitabına göre bazı oynamalar yapılmış ki bu oynamalar iyi de olmuş. Filminde daha fazla tema konu edinilmiş mesela erkeklerin toplum içindeki yerini ve rolünü kaybetmesi, baba figürü olmadan büyümeleri, bir anlam için yaşamak gibisinden temalar daha fazla öne çıkarılmış. O açıdan
En sıkıcı kitap nobeli almalıymış
120 sayfalık bir şey olmasına ragmen okunmuyor kitap.30 sayfa dayanabildim. Yok cidden okunmuyor. Elime alıyorum, okumaya başlarken aklım hep başka şeylere kayıyor. Bir sayfayı okurken belki 5 kere dikkatim uçuyor. Zaten romanları sevmem de bunu ekstra sevmedim. Balıkçılıkla ilgili bir iki tekniği-balığı yormak gibi-merak etmemi sağladı o kadar.
fena olmayan bir kitap
Kitap bir erkek narrative'den yazılmış olmasına ragmen-yer yer eksik ve hatalı tanımlamalar olsa da- gerçeklik payı yüksek tespitler içeriyor.
Kitap genel olarak kadınların ve erkeklerin fıtratına ve bu fıtrattaki farklılıklara değiniyor. Gerek toplum içindeki statü olarak, gerek kariyer, evlilik, noktalarında erkeklerin ve kadınların
Tarihin en eski kan davası
Başarılı bir trajediydi. Karakter olarak duygusallıktan uzak mantıksallığa eğilimli bir fıtrata sahip olan biri olarak beni bile duygulandırdı okurken. Çeviri de başarılı yapılmış.
Yalnız Romeo ve Juliet 2023te yazılmaya çalışılsa ahlak şube içeri alır romeoyu çünkü juliet 14 yaşında. Tabi 1600lü yıllardaki hayat şartları ve evlenme yaşı ile şimdiki bambaşka.
Hikaye çok hızlı ilerliyor Romeo ile Juliet ilk tanışmada öpüşüyor. ikinci karşılaşmada aşık olup üçüncüde evleniyorlar.
Bugünden bakınca Romeo'nun arabesk bir karakteri oldugunu söyleyebiliriz. Mesela uşağın biri elindeki adresi okutacak Romeo'ya. Okuma biliyor musunuz diye soruyor ona. Romeonun cevap: okumayı bilirim alnımın kara yazısını :D
Sonuç olarak yer yer güldüm yer yer hüzünlendim. Dünya klasiği oldugunu kenara bırakıp beklentiye girmeden okursanız gerçekten oldukça keyif alırsınız
Fight Clubımsı bir kitap 10/10
Öncelikle ESG'nin farklı olguları birbiriyle ''relate'' etmesi kitap boyunca eğlenceli bir deneyim oluşturdu benim için. Olgular hakkında gönderme yapması ve gerçek hayattan örnekler vermesi ise tarih, antropoloji ve sosyolojinin teorik değil pratik olan ve gerçek hayatta karşılıgı olan davranışlara işaret ettigini görmek
Ezbere Yaşayanlar - Vazgeçemediğimiz Alışkanlıklarımızın KökenleriEmrah Safa Gürkan · Kronik Kitap · 20221,730 okunma
Harika Bir Yapıt
Otomatik portakal önce filmini izlediğim sonra kitabını okudugum bir yapıt. Kitabındaki bazı aşırı bölümler filmde çıkarılmış mesela çocuk tecavüzü bölümü. Kubrick sanırım kötü baş karakterimiz alexe biraz daha sempati gösterebilelim diye yapmış. Öte yandan filmi beni çok fazla düşünmeye sevk etmezken kitabında bu durum daha fazla oldu belki de
