Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Buğra

Buğra
@bugracelik
13584 okur puanı
Temmuz 2018 tarihinde katıldı
128 syf.
·
Puan vermedi
Peyami Safa modernist bir yazardır. Değişmeyen bir roman yapısına sahiptir. Romanlarının çoğunda fikirlerini dile getiren bir sözcü olur. Kendi düşüncelerini kişilerinden birini konuşturarak vermeyi tercih eder. Fatih Harbiye’de bu kişi Ferit’tir. Romanın sonlarında karşımıza çıkar. Pozitivisttir, bilimselliğe inanır ve sonunda maneviyata yönelir. Peyami Safa’nın sözcülüğünü üstlenen kişileri ahlaki durumları sorgulanmalıdır. Romanda Ferit’e göre kadın, gözüyle anlar, ruhuyla bir şey anlamaz. Kadın ve erkeği farklı terazide tartar. Fatih Harbiye’de doğu-batı sentezi vardır. Doğu’yu temsil edenler tamamen Doğulu değildir. Romanda Fatih tarafı tamamen Doğulu değildir. Objektif olarak bakıldığında Fatih tarafı da Batılıdır. Fatih’te Batılılaşmış Doğu vardır, Harbiye’deyse dejenere bir yan vardır. Karşısında olunan şey dejenere olmuş olmaktır. Temelde madde-ruh zıtlığını temsil eden iki erkek de seçenek konumundadır. Romanda Şinasi ruhu, Macit maddeyi temsil eder. Neriman ise romanda seçici konumdadır. Şinasi ve Macit’ten birini seçmek durumunda kalır. Şinasi Doğuludur, Macit Batılı… Ama yanlışa kayan, meyleden Neriman olur. Roman mutlu sonla biter.
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202047,4bin okunma
Reklam
416 syf.
·
Puan vermedi
Orhan Kemal, toplumcu gerçekçi bir yazar olarak bilinir. Ona göre gerçekçilik toplumda oluşan sorunların neden öyle olduğunu, kişilerde kusurların neden kaynaklandığını ortaya koymaktır. Onun eserlerine tanıdığı insanlar girer. Anlattığı tüm insanlara yargılayıcı değil, iyimser bir bakışı vardır. Kişilerini iyiler-kötüler kadrosu gibi düzenlemez,
Murtaza
MurtazaOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20203,393 okunma
408 syf.
·
Puan vermedi
Madam Bovary'den hareketle geliştiren bir akım vardır: Bovarizm. Bulunduğu konumun ve sahip olduklarının farkında olan ancak bir üst aşamaya geçmek isteyen kişi... Bu düşüncede olan kişi mutsuzdur. Elindekiyle yetinmek istemez, daha fazlasını ister. O da mutsuzluğu getirecektir. Bu da bovarizmi doğurur. Gustave Flaubert tarafından 1856'da yazılan
Madam Bovary
Madam BovaryGustave Flaubert · Can Yayınları · 202233bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
144 syf.
·
Puan vermedi
Arthur Miller New Yorker dergisinde bir yazı yazar ve oyunun Joseph McCarthy döneminde yaşanan siyasal ve toplumsal durumları Orta Çağ’ın cadı avıyla özdeşleştirerek dönemin aydınlarına yapılan haksızlığa bir eleştiri niteliğinde yazdığını kendisi beyan eder. Bununla birlikte Uğur Mumcu’nun yazdığı 40’ların Cadı Kazanı da vardır. Ayrıca Pertev
Cadı Kazanı
Cadı KazanıArthur Miller · Mitos Boyut Yayınevi · 2011392 okunma
64 syf.
·
Puan vermedi
Dil bir anlatma aracıdır ancak bazen de hiçbir şey anlatmaz. Hiçbir anlamı olmadan da dilin varlığını devam ettirdiğini söyleyebiliriz. Dil hangi fonksiyonda devrede? Sadece açığa çıkarma ve iletme mi yoksa gizleme ve saklama fonksiyonları da önemli mi, bunlardan bahsedildiğini görüyoruz. Dizenin mısradaki öneminden, her birinin tek tek bir anlamı
Poetika
Poetikaİlhan Berk · Yapı Kredi Yayınları · 2014203 okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
Peyami Safa dünya romancılığında modernist yazarlara konulur. Romanlarının geneline bakıldığında düşüncelerini dile getiren bir sözcü vardır ancak bunu anlatıcı olarak yapmaz; kişilerinden birini konuşturur. Romanları kişiler aracılığıyla çatışma üzerine kurar. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu 1930’da yayımlanan bir romandır. Eser, otobiyografik olsa
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2022101,5bin okunma
464 syf.
·
Puan vermedi
Hüsn ü Aşk kurgusu itibariyle seyr-i sülûğu anlatır. Anlatılan aşk hikayesi ikinci plandadır. Leyla ve Mecnun'da aşk hikayesi ön plana çıkarılır, seyr-i sülûk ikinci aşamadadır; alt tabaka gibi anlatılır. Tasavvufa göre iki yaklaşım vardır: celvetilik: halkın içinde yaşıyorken Hakk'a ulaşmak. halvetilik: halktan uzaklaşarak Allah'a ulaşmak. Mecnun
Hüsn ü Aşk
Hüsn ü AşkŞeyh Galip · İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,267 okunma
415 syf.
·
Puan vermedi
Huzur, psikolojik, düşünce romanıdır. Kültürel süreklilik ve rüya atmosferi yaratma durumu vardır. Ana fikir, birtakım değerler arasındaki çatışmayı ve çatışmanın yarattığı bunalımı Mümtaz aracılığıyla dile getirmektir. Roman, ‟İhsan, Nuran, Suat ve Mümtazˮ adlı dört bölümden oluşur. Huzur, bir müzik formuna göre düzenlenmeye çalışılmıştır.
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916,3bin okunma
268 syf.
·
Puan vermedi
Sabahattin Ali'nin sanata bakışı, ‟sanat insanı daha iyiye, daha güzele götüren toplumsal bir şey olmalıˮdır. Belli bir kesimin besleneceği entelektüellere (!) hitap eden sanattan yana değildir. Sabahattin Ali'nin İçimizdeki Şeytan'ı önce tefrika olarak Ulus gazetesinde yayınlanır. Romana teknik açıdan bakıldığında içeriği toplumsaldır. Eser, doğrudan siyasetle ilgilidir. 1939 öncesi siyasi ortamın anlatıldığı bir kitaptır. Siyasi ve ideolojik bir romandır. Romanda Ömer adlı bir kişinin çevresinde Türkçü-Turancı bir camia vardır. Türkçü-Turancılar olumsuz yönleriyle temsil edilir. Bir profesör, yazar, birtakım insanların eleştirisi yapılır. Ömer de kendi durumunu içindeki şeytanla açıklar. Ömer düşündüklerini yapamaz. Hayalleriyle, kafasındaki doğrularla yaptıkları bir değildir. O da adeta Faust gibi şeytana esir olur. İçindeki şeytanın onu kötü yola sevk ettiğini açıklar. İçimdeki şeytanın kendisini bırakmadığını söyler. İçimizdeki Şeytan, kahraman Ömer'in çöküşünü anlatır.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019170,9bin okunma
632 syf.
·
Puan vermedi
Oblomov tipinden hareketle doğan Oblomovluk, Oblomov’un hayatıyla ilgilidir. Romanda da geçen bir şeydir. Oblomovluk Türk Edebiyatı’nda birçok eseri etkiler: Tutunamayanlar, Aylak Adam gibi… Oblomov aslında tutunamayan birisidir. Oblomov romanında İlya İlyiç Oblomov’un yaşadığı temel süreç Eski Rusya’nın insanı olması, henüz burjuva sisteminde
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139bin okunma
Reklam
164 syf.
·
Puan vermedi
Johann Wolfgang von Goethe Alman bir yazardır. Eserleri Doğu-Batı Divanı, en bilineniyse Faust’tur. Eserleri ile kişisel hayatı arasında bir bağ vardır. Sanatçı ister istemez yaşadığı toplumdan, sosyal hayattan ya da tanışık olduğu kişilerden etkilenir. Goethe de onlardan bir tanesidir. Genç Werther’in Acıları yazıldığında Goethe 24-25
Genç Werther’in Acıları
Genç Werther’in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Can Yayınları · 2020120,4bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
Franz Kafka’nın eserlerinde genellikle yabancılaşma, bunaltı, bunalım gibi temalar işlenir. Mekanlarına bakıldığında genellikle kapalı, karanlık mekanlardır. Hem fiziksel anlamda, hem olgusal anlamda kapalı, insanı bunaltan mekanlardır. Bu nedenle Kafkaesk denilen bir terim doğar. Franz Kafka en çok Friedrich Nietzsche’den ve Karl Marx’tan
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Can Yayınları · 2022222bin okunma
111 syf.
·
Puan vermedi
Yusuf Atılgan, Türk romanında ismi geçilmeyecek yazarlardandır. Eserleri de önemli eserlerdir. Tipik bir modernist yazardır. Romanda Zebercet, çevresinden kopmuş, çevresine yabancılaşmış bir bireydir. Romanın sonunda, hayata karşı pes eder fakat onun intiharı büyük bir isyandır. Hayata karşı bir isyandır. Dolayısıyla romanın sonu intihar açısından
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201729,8bin okunma
444 syf.
·
Puan vermedi
Romanın ismi okura bir mesleği verir. Romanın en belirgin kişisi Topal Eskici'dir. Romanda dikkat edilmesi gereken iki şey vardır: toplumda değişen ekonomik yapı, toplumda değişen aile ilişkileri. Güncel zamanda eskicilik yapan, geçmiş zamanda demircilik yapmış, Trablusgarp Savaşı'nda ayağını kaybetmiş o yüzden tahta bir bacağı olan, eskicilik
Eskici ve Oğulları
Eskici ve OğullarıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20206,6bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Yusuf Atılgan, Türk romanından bahsederken ismi geçilmeyecek yazarlardan bir tanesidir. Eserleri de önemli eserlerdir. Yusuf Atılgan’a postmodern yazar denmez. Tipik bir modernist yazardır. Aylak Adam’da çevresinden kopmuş, çevresine yabancılaşmış birey vardır. C. C. ve ötekiler… Anayurt Oteli’ndeki Zebercet’ten farklı olarak C. toplumu kendisi
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201759,6bin okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, toplumun yanlış tutumlarını, davranışlarını, saçmalıklarını alaya alan eleştirel bir romandır. Roman dört bölümdür: birinci bölüm Tanzimat öncesi, ikinci bölüm Tanzimat dönemini, üçüncü ve dördüncü bölümler Cumhuriyet döneminin başını ve devamını ele alır. Romanın başından sonuna kadar absürt bir durum vardır. Roman adeta bir oyundan ibarettir. Hayri İrdal, eleştirilen toplumun bir üyesidir. Yalnızdır, hayat dışıdır. Fakat romanın büyük bir kısmında saf, iyi kalpli, sağduyu ve mantık sahibi, dürüstlükten ayrılanları eleştiren geleneksel değeri savunan bir adamdır. Halit Ayarcı'ya rastlar ve yaşamında yeni bir dönem başlar. Ayarcı'nın kurduğu Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde önemli bir mevkiye gelir ve rahata kavuşur. Tanpınar bu enstitüyle, politikacılarla, Batı taklidi yaşam biçimleriyle alay eder. İnandığı ana ilke yenilik olan Ayarcı ile İrdal'ınki ters düşer. İrdak bu anlamda suçlanır. Kurumdaki çalışanlarsa çıkarlarını düşünüp “yeni”yi çıkarlarına dokunmadığı sürece savunurlar.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,5bin okunma
Reklam
724 syf.
·
Puan vermedi
Oğuz Atay’a bir röportajında ‟Tutunamayanlar’la neyi vermek istediniz?ˮ sorusuna cevap olarak çok basit bir iş yapmak istediğini, insanı anlatmayı düşündüğünü söyler. Hem biçim açısından, hem içerik açısından Tutunamayanlar bir başkaldırı özelliği taşır. Bu romanda klasik roman geleneğine bir başkaldırı vardır. Eserde mesajlar vardır fakat onları
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
127 syf.
·
Puan vermedi
Feminizme, feminist edebiyat eleştirisine başlanıldığı zaman karşımıza ilk çıkan kitaptır. Feminist edebiyat eleştirisinin yapıldığı ilk kitaptır. Kadın yazar olmaktan, kadın rolleri ile yazarlık arasında kalmaktan, kadın yazar olmanın zorluklarından, kütüphanelerde kadın eserlerini görememesinden bahseder. Az sayıda gördüğü eserlerdeki kadın yazarların nasıl mücadele verdiğini anlatır. Aslında Kendine Ait Bir Oda, kendisinden kızların okuduğu kolejde yapması istenen bir konuşmadır. William Shakespeare'in bir kız kardeşi tasarlanır. Judith Shakespeare varmış gibi, "Judith Shakespeare olsaydı, bir kadın olarak William Shakespeare'in geldiği yere gelebilir miydi?" Cevabı "Hayır!" olur. Aynı şeyi Elif Şafak Siyah Süt'te yapmıştır. Fuzûlî'nin bacısı... Elif Şafak, Siyah Süt'te, kadın olarak yazmanın, toplumun kadına yüklediği rollerle yazarlık arasındaki yaşadığı sıkıntılardan, kadın yazarlardan bahseder. Tıpkı Kendine Ait Bir Oda gibi kurgulanmıştır. Yani, örnek olarak Elif Şafak, Siyah Süt'te kendisine Virginia Woolf'un Kendine Ait Bir Oda'sını almıştır.
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İletişim Kitabevi · 202137,7bin okunma
222 syf.
·
Puan vermedi
Yusuf Edremit'te yabancı olduğu için romanın adı Kuyucaklı Yusuf... Yusuf kasabaya ait değildir, kasabalılara ait değildir. Onlara kendisini yabancı hisseder, onlar da onu yabancı görürler. Dolayısıyla bir yabancılaşma vardır. Yazar şehir-köy, kasaba-köy karşıtlığını vurgulamak ister. Yusuf köyü, diğerleri kasabayı temsil eder. Köy, doğayı temsil
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021173,5bin okunma
164 syf.
·
Puan vermedi
Kürk Mantolu Madonna, aşk hikayesinin ön plana çıktığı romandır. Bireysel bir anlatım vardır fakat toplum, birey üzerinden anlatılır. Bireye odaklanılır. Raif Efendi ve Maria Puder üzerinden birey odaklı bir roman fakat birey aynı zamanda bazı toplumsal durumlara işaret eder. I. tekil kişi olarak anılarını yazmış olan Raif Efendi'nin anılarını
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021313,7bin okunma