Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Türkiye’nin en çok ezilen, sömürülen insanları köylülerdir. Onların ezilmesine, sömürülmesine seyirci kalınarak Türk solcusu olunamaz.
198 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Peri Gazozu
Bazı kitaplar bir çırpıda okunur ya, bu kitapta onlardan biriydi benim için. İşin doğrusu
Ercan Kesal
Ercan Kesal
'lı tv'deki dizilerden özellikle bugünlerde atv televizyonunda ki, Aldatma dizisinde ki Avukat rolünden izlemekteyiz. Bir gün istanbulda D&R da kitaplarını görünce popileritesini kullanıp kitap yazdığı ön yargısına varmıştım. Oysaki
Peri Gazozu
Peri GazozuErcan Kesal · İletişim Yayınevi · 20194,063 okunma
Reklam
Çağdaş edebiyatımızın birçok önemli simaları, eski ve uzak uygarlıkların şiirlerinden çeviriler yapmışlardır: Orhan Veli Kanık, Asaf Halet Çelebi, Oktay Rifat, Sabahattin Eyuboğlu, Can Yücel, Ülkü Tamer, A. Turan Oflazoğlu, Cemal Süreya, A. Kadir ve Azra Erhat, Selahattin Batu, Tahsin Yücel, Said Maden... Çeviri sanatındaki ustalıklarıyla tanınmış olan Said Maden, Cevat Çapan, A. Sami Akalın, Bülent Ecevit, Rüştü Şardağ, İsmet Zeki Eyuboğlu, Gürkal Aylan, Yekta Ataman, Mustafa Canpolat, Sami Ferliel, Musa Baran ve başkaları bu alanda Türk şiirine büyük yararlar sağladılar. İsmail Hikmet Ertaylan, Samim Sinanoğlu, Nihad Çetin, Muhaddere N. Özerdim, Ali Nihat Tarlan ve Cemil Meriç'in kitapları ya da makaleleri bu edebiyatların tarihini ve geniş estetik çerçevesini verdi bizlere. Kitaplarıyla en değerli katkıları yapanlar, çin ve japon şiirinde A. Sami Akalın, Homeros'tan çevirileriyle A. Kadir ve Azra Erhat, Hint edebiyatı tarihiyle Cemil Meriç, Yunan ve Latin antologyalarıyla Oktay Rifat, Latin ozanlarından çevirdiği kitaplarıyla İsmet Zeki Eyuboğlu, Yunan trajedi yazarlarından çevirileriyle Sabahattin Eyuboğlu ve Güngör Dilmen, Sappho kitabıyla Cevat Çapan ve kapsamlı antolojileriyle Said Maden olmuştur.
1974 affıyla Osmanlı erkek hanedan üyeleri affedilip dönebildiler. Af kanununa öncülük edenler solcu denen Başbakan Bülent Ecevit ve koalisyon ortağıydı, zamanın milletvekillerinin ifadesine göre mani olmak için kulis yapanlardan birinin AP'li dışişleri eski bakanlarından İhsan Sabri Çağlayangil olduğu görüldü, anlaşılmaz olaylardır.
Bülent Ecevit,12 Aralık 1966 günü Erzurum'da, Doğu sinemasında konuşurken gençlerin" Bursa nutkunun Atatürk'e ait olup olmadığı sorusuna, Atatürk Türk devleti yıkılmak üzere olduğu vakit, bu devletin ordusu var, jandarması var, benim neme gerek deyip İstanbul'da bir köşeye çekilmemiştir.19 Mayıs 1919 günü Anadolu'ya çıkıp Türk Kurtuluş savaşı'nı başlatmıştır. Bunu yapan insan, Bursa nutkunu da söyleyebilecek insandır..." yanıtını verdi.
Sayfa 128
İşyerinden üniversiteye kadar her yerde yönetim biçimi de demokratik olmalıdır. Sandıkta başlayıp sandıkta biten demokrasi, çağımız insanını tatmin edecek demokrasi değildir. “Halktan yetki aldık” deyip halkı bir yana iten devlet yönetimi, demokratik bir toplumda çağımız insanının katlanabileceği bir devlet yönetimi değildir. Demokrasi insanın günlük yaşamına girmelidir. Halkın yönetime katılması her alanda giderek artmalıdır. Devlet ancak öyle öyle halkın devleti olur; “devlet baba”dan, “hayırlı evlat gibi hayırlı devlet”e geçiş ancak öyle sağlanır.
Reklam
Ülke adına ne büyük utanç!
Bekâret muayenesi tartışması 1980'ler ve 1990'larla sınırlı kalmamış, 2000 yılında dönemin Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un, Sağlık Meslek Liselerinde eğitim gören kız öğrencilerin bekâret muayenesinden geçmesini buyurmasıyla konuya neden manşetlere taşınmıştır. Türkiye'de ve dünya genelinde faaliyet gösteren sayısız kadın kuruluşu bu durumu şiddetle protesto etmiş, Avrupa Parlamentosu'nun Hollanda temsilcisi Lousewies van der Laan, dönemin başbakanı Bülent Ecevit'e sert bir mektup göndererek kendisinden Türkiye'de bekaret muayenesi uygulamalarını durdurmasını istemiştir. Mektubunda van der Laan şöyle yazmıştır: Bu muayeneler, kadınların bedensel güvenliğini ve kişisel haklarını ihlal etmektedir.
Sayfa 18 - İletişim Yayınları / 7.Baskı 2021 / Özgün Adı: Virgin. The Untouched History / Çeviren ve Önsöz: Emek ErgünKitabı okuyor
Üzerinde durduğunuz somut örneğe gelince, Türkiye’de rejime birkaç yılda bir müdahaleler oluyordu. Halkla devletin kopukluğu bir boşluk yaratıyordu ve bu boşluk müdahaleye yer açıyordu. Halkla devlet bütünleşince müdahaleye de yer kalmaz. Bu bütünleşme, bugün, rejim açısından, en kötü niyetli bir hükümetin bile zararlarını belli bir ölçüde içinde sınırlayabilecek düzeye varmıştır. Böyle bir bütünleşmenin henüz bu düzeye varmadığı bir dönemdeki bir müdahale üzerinde, “olmalı mıydı, olmamalı mıydı” diye tartışmak, tarihçiler veya siyaset bilimcileri açısından ilginç olabilir, ama siyaset adamları için geçersizdir.
Bizim “demokratik sol” tutumumuz, olanaklarının yetersizliği, toplum düzeninin adaletsizliği yüzünden geride kalanları, ezilenleri, sömürülenleri, haklarını yeterince kullanamayanları, bu eşitsiz durumdan kurtarmayı amaçlar. Toplumda yeni eşitsizlikler, adaletsizlikler yaratmayı değil, var olan eşitsizlikleri, adaletsizlikleri gidermeyi öngörür. Haklarını kullanabilmek bakımından geride kalanları bu nedenle kayırmak, bozuk düzenin şimdiye kadar kayırdıklarıyla aralarında denge kurabilmenin gereğidir.
Son dakika!
13 haberlerini sunmak için tekrar karşınızdayız. Ülkemizin yaşadığı krizden dolayı her geçen gün yeni bir eylemle karşılaşmaya alıştık. Bugün de çocuğunun kitap, defter ihtiyacını karşılayamayan bir baba zorla bir yayınevine girip önüne gelen kitapları toplayarak yol ortasında eylem yapmaya başladı. Söz konusu kişi boğaz köprüsünün üstünde
Reklam
Gecekondu oyları sayesinde 1973 genel seçimlerinde oyların çoğunu alan Bülent Ecevit hükümeti, yani Cumhuriyet Halk Partisi, 1973 yılı sonuna kadar yapılmış bütün gecekondu konutlarına toprağın tapusunu vermeyi vadetti. Bu, en azından soruna yasal bir açıklık getirdi, her ne kadar tapuların verilmesi işlemi çok yavaş işliyor olsa bile.
Sayfa 91 - TİMAŞ AKADEMİKitabı okudu
...O tarihlerde Başbakan yardımcımız, şimdiki Başbaka-nımız Bülent Ecevit geçtiğimiz günlerde, Rusya'nın Rus-Ortodoks Kilisesini de kullanarak Türkiye'yi bir Ortodoks çem-berine almak istediğini beyan etmişlerdi. İşte Patrik Bartha-lemeos'un güya Karadenizi kurtarmak maskesiyle başında bulunduğu son girişimin maksadı da bundan başka bir şey değildir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.