Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Önsöz
2000 yılının Şubat ayıydı. Soğuk hava kararmış, sulusepken yağan kar, tipiye dönmüştü. İstanbul’un Cihangir’inde, ikinci romanım Cimri Kirpi üzerinde çalışıyordum. Telefon çaldı. Arayan Metin Kurt’tu. İtalya’da oynanacak Roma-Galatasaray, Avrupa Şampiyon Kulüpler Şampiyonası maçını seyretmek için Şişli’de bir birahaneye davet ediyordu. Maç
Bursa' da Zaman
Evliya Çelebi, Bursa çeşmelerinden uzun uzadıya bahsettikten sonra sözü "Velhasıl Bursa sudan ibarettir." diyerek bitirir. Canım Evliya! Sade bu iki cümlen için benim hâfızamda adın Bursa ile birleşiyor. Sen Bursa'nın şiirini tadanların başında gelirsin ve bir gün senin ruhunu şad etmek istersek Bursa çeşmelerinden birine senin adını veririz ve sen onun ağzından bu güzel şehrin zaman içinde geçirdiği macerayı bize bir su damlası kadar saf ruhunla nakledersin. lenmedik bir adamı hatırlatır.
Reklam
BALA HATUN Çakır'ın, gizlice sütanasının evine getirdiği genç kadın, bir tehlikeyi önlemek için böyle saklanıyordu. Amasya Beği Şad geldi Paşa'nın küçük yeğeni olan Bala Hatun, Yıldırım Bayazıd'ın oğullarından İsa Beğ'in haremiydi. Sel gibi kahraman kanının aktığı, Türk'ün Türk'ü kırdığı o korkunç Ankara Savaşından sonra Yıldırım Bayazıd
VÂLÂ NURETTİN veERCÜMENT EKREM TALU İnsan yüreği bu, hatır gönül kırmak istemiyor. Tüm boğuntular, yorulmalar arasında,unutulmuş, benim tanıdığım ölüler var mı diye düşünmekten ve yazmaktan kendimialamıyorum: Vâlâ Nurettin geldi aklıma birden. Bu Dünyadan Nâzım Geçti [1965] iliştikitaplıkta gözüme. Evet, bu dünyadan kocaman bir adam geçti. Nâzım
TIMARHANE BANA NEYZEN TEVFİK’İ TANITTI Neyzen Tevfik (1879-1953) Onu tanımayan yoktur sanırım o kuşakta ve bizim kuşakta. Yeni kuşak merak sarsa, belki biraz tanıyabilir onun kişiliğini şiirlerinden... Görmek mümkündü onu Beyoğlu’nda, Havuzlu Beyazıt Meydanı’nda, Küllük Kahvesinde, Kumkapı’da, Samatya’da... İstanbul’un her yerinde, her
Vânî Efendi ve Elinizdeki Kitabın Basılma Macerası
Bazı eserler çok önemli olsa da onlara ulaşmak bazı nedenlerden dolayı çok zor oluyor. Elinizdeki kitap da böyle eserlerden biri. Kitap çok önemli olmakla beraber, yazarının hayatı da bir o kadar önemli. Vânî Mehmed Efendi, Vânî Bistami Efendi'nin oğludur ve Peygamberimizin soyundan olduğu için seyyiddir. Van'ın Hoşâb (şimdi Gürpınar ilçesine
Sayfa 12 - Selenge Yayınları, 3 Mayıs 2020, 1.Baskı, İstanbulKitabı okudu
Reklam
- " (…) 12 Nisan 1991… Ben, Mevlût Koç, Harun Yüksel, Süleyman Dal, Ali Osman Zor Ve Bilâl Saylak’ın, “Şartlı Tahliye” hükümlerinden yararlanarak Bayrampaşa Cezaevi’nden çıktığımız gün… Cuma günü!.. 1 Şubat Cuma günü yakalandım… Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığına çıkmam gereken gün Cuma iken, kanun ihlâli ile, arkadaşlarımla beraber
Sayfa 526 - 532 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Salih Mirzabeyoğlu ve Bursa...
- " (…) Rüyâ aleminde, zâtı veya yekpârelik dünyasının kim bilir hangi mânâsına veya şahsına misâl suret olarak görünen rahmetli dedem Abdülkadir Güleray… Baba adı Ali, ana adı Adile… Babası ve annesi, Bulgaristan’ın Çırpan yöresinden gelip Bursa’ya yerleşen göçmen… Bursa’daki Çırpan mahallesi, oradan gelenlerin oluşturduğu… Babası, 6 yaşında
Sayfa 315 - 318 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Milli Marş Şairinin Dostu-Hasan Basri Çantay
Basri Bey, Ankara'da Tâceddin Dergâhı'nda Akif'in etrafinda toplanan sohbet meclisinin baş müdavimlerinden biri olmuş. O kadar ki, Mehmed Akif Bursa'nın işgali üzerine yazdığı meşhur "Bülbül" şiirini "Basri Bey oğlumuza" ibaresiyle kendisine ithaf etmiştir. Biz Basri Bey'i ziyaret ettiğimiz zaman ondan, Akif hakkında büyük bir kitap hazırlamış olduğu, çalışmalarının epey tamamlandığı ve yakında yayınlayacağı müjdesini almıştık. Aslında Âkif'in ölümü üzerine hemen çıkarmayı düşünmüş; fakat sonra "zülf-i yâre dokunacak" taraflarından dolayı çekinmiş. 1950'li yılların demokrasiye yeni yeni ısınan atmosferi de, demek hocaya kâfi görünmemişti ki Akifnâme'nin yayını Basri Hoca'nın ölümünden ancak iki sene sonra gerçekleşebildi. Verilen bilgi ve hatıralar bakımından muhakkak çok zengin ve değerli olan Akifnâme'ye şimdi bakıyorum da pek de o kadar "zülf-i yâre dokunur" bir şey yok. Belki kendisine göre var olanları hayatının son zamanlarında kendisi çıkardı. Belki de bize bazı şeylerin yazılması bugün çok kolay geliyor, onların yaşadığı sıkıntıları idrâk edemiyoruz.
Sayfa 107 - Dergah, 2017
Matematiğin Özelliği Malumdur ki ele alınan her konunun yani objenin, olgunun, sürecin bir biçimi bir de içeriği vardır Aynı şey matematik için de geçerlidir. Onun biçimini geometri, içeriğini aritmetikte buluruz. Buna göre geometri hareket, süreklilik, değişirlik, zamanlılıktır. Buna karşılık aritmetik durallık, süreksizlik, değişmezlik,
116 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.