Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şimdi yarı yarıya sisle örtülü olan vadi bugün Tess'e olağanüstü güzelmiş gibi geldi. Çünkü burayı son gördüğünden beri, yılanın en tatlı sesli kuşların şakıdığı yerde tısladığını öğrenmiş, aldığı ders hayat görüşlerini kökünden değiştirmişti.. Tepenin üzerinde kımıldamadan duran, düşüncenin kamburlaştırdığı bu genç kadın, baba evindeki sade, basit kızcağızdan büsbütün başka biriydi.
Sayfa 110 - Amaç Temel Yayınları, 1987. Çeviri:Suna GülerKitabı okudu
Hepsi hayallerinde büsbütün başka bir alemde yaşıyorlar… Topluluk halinde rüya görüyorlar.
Reklam
Bir an gecenin dile gelmiş ıssızlığının, daha doğrusu, gecenin insan biçimleriyle insan seslerinden büsbütün arınmış olmasının etkisi altında kalır gibi oldu. İnsan biçimleri, insanlığın çıkardığı pürüzlerle dertler ve sevinçler tümüyle yok olmuştu sanki; yerkürenin karanlık yarısında kendinden başka canlı kalmamış gibiydi. Gabriel bütün ötekilerin güneşli bölüme gitmiş olduklarını gözünde canlandırabiliyordu.
DÜŞÜNMÜYORUM, DEMEK VAR DEĞİLİM!.. VARLIK, HİÇLİĞE EŞİT!..
- "Nerede kaldı ki, gerçekten kendi kendimizi idrak ediyor muyuz? - "Asla ve hiçbir şekilde... Şuurumun şu ândaki durumunu gözden geçirmek istediğim zaman, ona, dikkatimi üzerine çekmiş olmaktan gelen bir şeye, evvelce onda bulunmayan bir şey ilâve ediyorum; yâni, şeklini değiştiriyorum, büsbütün başka bir hâle sokuyorum ve tanınmaz oluyor... İSTİKBÂL ise, henüz ortada yoktur, var değildir ve hesaba katamayız. Kısacası tutmaya ve durdurmaya davrandığımız zaman HÂL ölüyor. İSTİKBÂL daha gelmemiştir ve bu sebepten meçhûl kalıyor. Netice şu oluyor ki, hiçbir vakit, bir dakika dahi olsun, düşüncemizin içinde ne olduğunu gerçekten idrak ediyor değiliz. Ve çaresiz olarak, bilinmeyen olan hâdiselerden, varlığımız fikrini çıkartmaya hiçbir hakkımız olamayacağı açıkça meydandadır. Durmadan ve yıldırım hızıyla değişen şeyde, ne karar vardır, ne gerçek; bu daimi bir geçiştir ve bir madde değildir. Bu itibarla: Düşünmüyorum, demek var değilim!.. Varlık, hiçliğe eşit!.."
Sayfa 170 - 10.Levha, (Hepçilik ve Hiççilik), -Aykırı Düşünceler- İBDA Yayınları.Kitabı okudu
Kim bilir... Belki uzak bir günde, büsbütün başka insanlar olarak tekrar karşılaşırız ve belki gülüşerek birbirimize ellerimizi uzatırız...
Sayfa 253Kitabı okudu
Sızlanmanın doyurucu yanı içteki acıyı deşip taşırmaktan ibarettir. Böyle bir keder avunma da istemez, çaresizlik onun besinidir. Sızlanmalar, kanayan yarayı büsbütün azdırmak ihtiyacından başka şey değildir.
Reklam
Sızlanmanın doyurucu yanı içteki acıyı deşip taşırmaktan ibarettir. Böyle bir keder avunma da istemez, çaresizlik onun besinidir. Sızlanmalar, kanayan yarayı büsbütün azdırmak ihtiyacından başka şey değildir.
Sayfa 56 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Aşk hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazen derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka, bizim tahlil edemediğimiz öyle bir histir ki nereden geldiğini bilmediğimiz gibi günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilmeyiz..
Sayfa 107Kitabı okudu
"Bu sabah ,tren düdüklerinin büsbütün başka korkularla kanattığı uykusundan".
Sayfa 11 - Dergah yayınlarıKitabı okudu
Tolstoy'a göre Sanatın amacı sorunsalı
Tıpkı bunun gibi, gıda almaktan amacın haz almak olduğunu savunan insanlar, nasıl gıdanın anlam ve önemini kavrayamazlarsa, sanatın amacını haz olarak gören insanlar da sanatın anlam ve önemini kavrayamazlar, çünkü onlar yaşamın başka olgularını anlamlı bulurlar : -Sahte ve son derece özel ,ayrıksı bir olgu olan -hazdır onların hedefleri. İnsanalar yiyip içmenin anlamının beslenme olduğunu ancak bu etkinliğin ereğinin haz olmadığını gördükleri zaman anlayabilmişlerdir. Bu sanata ilişkin olarak da böyledir. İnsanlar sanatın anlamını ancak bu etkinliğin ereğinin güzellik yani haz olmadığını gördüklerinde anlayacaklardır. Sanatın ereğini güzellik ya da sanattan duyulan belli bir tür haz olarak görmek , sanatın ne olduğunun anlaşılmasına ,sanatın tanımlanmasına bir katkı sağlamayacak , tersine ,falanca yapıt neden kimilerinin hoşuna gidiyor da , kimilerinin gitmiyor gibi sanatın tanımlanmasını büsbütün olanaksızlaştıran ,sanata tümüyle yabancı , metafizik ,psikolojik , fizyolojik ,hatta tarihsel bir alana taşıyacaktır sorunu.
Reklam
"Kim bilir, belki uzak bir günde, büsbütün başka insanlar olarak tekrar karşılaşırız ve belki gülüşerek birbirimize ellerimizi uzatırız."
...daha çok manalı bir hayat istiyorum. Belki bunu arayıp bulmak da mümkün. Fakat içimde öyle bir şeytan var ki... bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş. Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız.
"Kim bilir... Belki uzak bir günde, büsbütün başka insanlar olarak tekrar karşılaşırız ve belki gülüşerek birbirimize ellerimizi uzatırız..."
Sayfa 253
" Aşk hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazen derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka, bizim tahlil edemediğimiz öyle bir histir ki, nereden geldiğini bilemediğimiz gibi, günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilmeyiz."
Sayfa 103 - Yapı Kredi yayınları
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.