Coşup taşardı eskiden İnancın Denizi,
Dünya kumsallarının çevresine sarılmış, parlak
Bir kuşağın kıvrımları gibi dururdu.
Ama şimdi onun yalnız
Uzun, hüzünlü kükreyişini duyuyorum
Gece rüzgarının soluğuna karşı,
Çekilirken engin kıyılardan, dünyanın iç karartıcı, çıplak
Çakıl taşları üzerinden.
Ama, sevgilim biz, dürüst olalım birbirimize
Öylesine, çünkü, çeşitli, öylesine güzel, öylesine yeni
Düşlerin diyarı gibi duran önümüzde
Şu dünyanın ne sevinci var, ne sevgisi, ne de ışığı,
Ne güvenliği, ne huzuru var, ne de ızdıraba çaresi,
Ve biz burada,
Bilinçsiz orduların geceleyin çarpıştığı,
Birbirine karışmış savaş ve firar çığlıklarıyla dolu
Karanlık bir ovada gibiyiz.