Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsan belleği bir bataklık gibi. Yıllar önce karanlık diplerin emdiği hatıraları, günü geliyor güneşe tutuyor, adeta kusuyor. Ve mazi, çıplak ayakla istikbale yürürken derinizi dalayan ısırgan otlarını andırıyor. Sizi bu yürüyüşten ısrarla alıkoymak istiyor, yapışıp kendi cehenneminin alevlerinde sizi kavurmak pahasına, cennet ağaçlarına bir yön arayan gövdenizi engellemek arzusunda.
Sayfa 21 - Kapı Yayınları
Kadına , kadının yerine dair...
Cennet Kadın yanı sıra geliyor. Kır Abbas nereye giderse gidecek gibi; o durursa duruyor, yürürse yürüyor. Başını eğmiş, belini bükmüş yürüyor. Belki altmış, belki yetmiş yıl önce Tozak'ta doğmuş; altmış yetmiş yıldır kâh yeni doğan taylar gibi koşarak kâh üç örgülü saçını döşüne döküp Cennet kuyusundan, körelmeden önce Ümmet kuyusundan sular çekerek, doldurduğu tuluğu sırtına vurup şu karşıda dizili evlerden önce birinin, sonra ötekinin kapısına taşıyarak; bir yıl Tozak kırında, bir yıl Avşar yolunda dört büklüm orak biçerek; yırtık yamayarak, sökük dikerek; düğün olmuşsa halay çekerek,sel gelmişse çırpınıp ağlayarak; uzun askerlik yıllarını, savaşları, seferberlikleri bu "yıkılası" damların altında uykusu gelmeyen bir kumru kuşu gibi bekleyerek, kocasının kendisi mi , künyesi mi gelecek bilmeyerek; kendisi geldiği yıldan beri de hep onun yanı sıra yürüyerek; doğurduklarını büyüten, büyüttüklerini uçurup komşu evlere konduran; bir gün bile işten kalmadan, bir gün bile beş dakika fazla uyumadan, bir gün bile beş dakika "hülya" kurmadan, bir gün bile güneşten arkaya kalmadan,köyden dışarı bir kezcik adım atmadan; erkeklerin Yüzbir'de duran otobüslere, minibüslere binerek gittiği kasabaya bir kez bile gitmeden; hep aynı aşları pişirip aynı ekmekleri ederek; azarlanınca susan ,sevince utanan, küsülünce barışmam diye yükünü yücelere yığmadan; şu dağ yelleri gibi kâh esen kâh tozan, günü gününe uymayan Kır Abbas'ın yanı sıra, böyle sabırla, böyle sessiz, geride kalmadan yürüyüp geldi. Gene yürüyor.
Reklam
Ömrünü bir yazıklanmalar toplamı olarak özetleyebilir. Cennet hep onun olmadığı yerdedir ve hâlden şikayet, onun olduğu her yerde boy gösterir.
El verdi, gaflet uykusu billâhi, müslüman! Yangın sarar saçakları; bir lahzacık uyan! Ölmek değil de maksadın ermekse gündüze, Yangın yanarken, uyku haramdır gören göze... Târîhte, muhteşem medeniyyet kuranların Evlâdı, örnek ol, doğacak nesle, sen yarın... Peygamber ümmetim desin, ey kardeşim uyan! Cennet'te bekliyor seni: Cennet-mekân baban... (Ali Ulvi Kurucu, Mefkûremiz, 1953)
Sayfa 197Kitabı okudu
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Karısı Cennet yanı sıra. geliyordu. Kır Abbas nereye gi­derse gidecek gibi, o durursa duruyor, yürürse yürüyordu. Ba­şını eğmiş, belini bükmüştü. Belki altmış, belki yetmiş yıl önce Tozak'ta doğmuş; alt­mış yetmiş yıldır kah yeni doğan taylar gibi koşarak, kah üç örgülü saçlarını döşüne döküp Cennet kuyusundan, körelme­ den önce Ümmet
Reklam
Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizin Namazı
"Nebiler Sultanı'nın güzel vasıflarını, hiç durmadan devamlı olarak şerh etsem, yüzlerce kıyamet geçer de yine bitmez." Mevlâna Kuddise Sirrûh Sevgili Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem hiç günahı olmadığı halde, gündüzleri; devlet, millet ve din işlerini yürütüyor, geceleri mübarek ayakları şişinceye kadar namaz kılmakla
samimi bir niyet, sıradan rutin işleri ibadete çevirir. mü'min yerken, içerken, eğlenirken, gülerken Allah'ın rızası dışına çıkmadığı müddetçe sevap kazanmaya devam eder. akşam uyumaya hazırlanırken bile ‘Rabbim, vermiş olduğun bedeni yarın senin huzurunda kulluğa hazırlıyorum' der, uykusu ibadete dönüşür.
gerçekte üç büyük din de dünyayı cehenneme çevirmek için ortaya çıkmıştır. tek amaçları budur. çünkü hayattan sonra sadece cennet vardır. insanoğlunun cenneti hak etmesi için cehennemden geçmesi gerekir. o cehennem de üç ilahi din eliyle dünyada hüküm sürmektedir. tanrı'nın mantığı budur. peki ya bebekken ölenler? onlar da mı cennete gidiyor? üstelik hiçbir acı tatmadan. bunu kimse bilemez. senin acı dediğin duyguyu bir bebek doğana kadar belki de yüz bin kez tadıyor. doğduktan sonra acıkınca, altını kirletince, uykusu gelince senden bin kez daha fazla acı çekiyor. belki de onun için bütün bebekler ağlıyor. morriz'in söylemek istediği, bütün insanlar için eşit bir acı yoğunluğunun belirlendiği ve kimsenin bu yoğunluğa erişemeden ölemeyeceği...
Sayfa 198Kitabı okudu
Samimi bir niyet, sıradan rutin işleri ibadete çevirir. Mümin yerken, içerken, eğlenirken, gülerken Allah'ın rızası dışına çıkmadığı müddetçe sevap kazanmaya devam eder. Akşam uyumaya hazırlanırken bile 'Rabbim, vermiş olduğun bedeni yarın senin huzurunda kulluğa hazırlıyorum' der, uykusu ibadete dönüşür.
Reklam
Mezar taşları ölenin ölmüş olduğuna mı işaret eder yoksa yaşamış olduğuna mı? Misal olarak öldükten sonra , ben olarak mı dirileceğim yoksa başka bir ben olarak mı? Yani kırılganlığım,hassaslığım, acizliğim daha doğrusu kötü yanlarım benimle birlikte ölecek mi? Sadece iyi yanlarım mı dirilecek? O zaman ben ben olur muyum? İşte af tam da budur belki de. İyi ve kötü yanlarımızla dirilmek. Bu açıdan insanın kendine rağmen bir cennet vaadi var karşımızda… Cehenneme çeviremiyeceğimiz bir cennet… İşte o gerçek cennettir!
Ömrünü bir yazıklanmalar toplamı olarak özetleyebilir. Cennet hep onun olmadığı yerdedir ve halden şikâyet, onun olduğu her yerde boy gösterir.
Sayfa 40 - Kapı Y.Kitabı okudu
Ve mazi, çıplak ayakla istikbale yürürken derinizi dalayan ısırgan otlarını andırıyor. Sizi bu yürüyüşten ısrarla alıkoymak istiyor, yapışıp kendi cehenneminin alevlerinde sizi kavurmak pahasına, cennet ağaçlarına bir yön arayan gövdenizi engellemek arzusunda.
Sayfa 21 - Kapı Y.Kitabı okudu
Cennet 4 Kimseye Âşıktır
1- Kur’an-ı Kerim’i okuyana (tilâvet edene), 2- Dilini koruyana (yalanı, gıybeti terk edene), 3- Fakirin ve muhtacın hakkını gözetene, 4- Ramazanda oruç tutana… Oruçlunun susması teşbihtir, Oruçlunun uykusu ibadettir, Oruçlunun yaptığı dua kabuldür, Oruçlunun yaptığı ibadat-ü taat katmerlidir… Abdullah ibni Ebi evfa Radiyallahü Anh’tan rivayet edilen bir hadisi şerifte, Efendimiz Sallallahü Aleyhi Vesellem “Oruçlunun uykusu ibadet, susması tesbih, ameli kat kat edilmiş, duası makbul ve günahı affedilmiştir “buyurdu… (Ali el Muttaki, Kenzül ummal, cilt 8 sayfa 443 no 23562)
180 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.