... soyumuzda cesaret diye bir şey kalmadı. Belki de hiçbir zaman olmamıştı.
Bir cümle seçersin, devamı gelir. Mesela ilk adımı atmak ve bu hep cesaret ister. Çoğumuz susarız, susmak vazgeçmektir ve vazgeçmek aslında her şeyi başlamadan bitirmek. Hayatın boyunca sarılabileceğin birine hiç sarılmadan ölmek demek. Hep aklında kalan soru işaretleri ve tercihlerin değişmesi demek...
Reklam
Cesaret ve Özgürlük
"Bilgelik, bilginin doğru kullanımıdır; bilgi tek başına güç değil, nasıl kullanıldığı önemlidir."
Bu dürüst adam bazen “Suç çok üzüntü verici bir şeydir Madame, “ deme alışkanlığına sahipti, “dürüst bir insanın gönüllü olarak tüm tevazu ve erdem sınırlarını aşabilmesi çok yüksek derecede olasılık dışıdır, ben bu tür suçları bir kişiye atfetme kararını, ancak en ileri derecede tiksintiyle alırım. Kusurun varlığından şüphelenirken dikkatli olun.
Cesaret et Düştüm esarete Mesafeler çoktu Cesaret et Yeni bir kalbi Sevmek adına Cesaret et Sanki başkalaştı Kalbim aşka karşı Cebimde gülüşünden Biraz kırıntı kalmış Gözümde gözlerin... 🎧🎧
Reklam
Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, Korkaklık ise ölüme götürür."
Maalesef doğru
Parası olmayan bir Allah'ın kulu istediği kadar akıllı fikirli olsun, oluru yok, paşaya cevap veremez! Kor­kar. Para adamı yüreklendirir. Para adama cesaret verir. Para adamı konuşturur. Para adamı adam eder Haçça Hanım!...
Ama "bizi çevreleyen dünya"da her şey bu türden bir prototipe sahip değildir. Örneğin canavarların yaşadığı çöl bölgeleri, toprağı işlenmemiş yerler, hiçbir gemicinin gitmeye cesaret edemediği bilinmeyen denizler, vs., Babil şehriyle ya da Mısırlı nome ile aynı farklılaşmış prototip ayrıcalığına sahip değildir. Mitsel ama başka tabiattan bir modele karşılık geliyorlar: Bütün bu vahşi, işlenmemiş vs. bölgeler Kaos'la eşleştirilmişlerdir; yaratılış öncesi farklılaşmamış, biçimsiz tarza hâlâ katılıyorlar. Bu yüzden, öyle bir bölge ele geçirildiğinde, yani işlemeye başlanıldığında, sembolik olarak Yaratılış eylemini yineleyen ayinler gerçekleştirilir; işlenmemiş bölge önce "kozmikleştirilir", ardından oraya yerleşilir.
"Mücadele eden cesaret, devam eden zayıflıktan daha iyidir." Hegel
Reklam
Cesaret ve Özgürlük
"Her yeni başlangıç, bir başka başlangıcın sonudur."
Fakat mutluluk ve neşe insan nasıl güzelleştiriyor! Yürek sevgiyle nasıl da kaynıyor! Sanki kendi yüreğini alıp bir başkasıın yüreğine dökmek istiyorsun, herkesin neşelenmesini, herkesin gülmesini istiyorsun. Mutluluk nasıl da bulaşıcı! Dünkü sözleri ne okşayıcıydi, yüreğimi ne kadar yumuşatt... Nasıl da üzerime titriyor, şefkat gösteriyordu, bana nasıl cesaret veriyor ve yüreğimi şımarttıkça şımartyordu! Ah, o mutluluk cilveleri!
Onun içtenliğine inanabilmem için önce hakaret etmeyi öğrenebilmeli. Hiç öfke duymuyormuş! Biri onu incitir diye mi korkuyor acaba? Bu yüzden mi kendisi olmaya cesaret edemiyor? Neden sadece küçük mutlulukları arzuluyor? Buna da erdem diyor üstelik. Bunun gerçek adı korkaklıktır.
❝ bir karanlık yerimizi ele veriyor saklanıyorum bir aşkı, bir aşkla erteleyerek halbuki senin gözlerindeki nemden töhmet altında kalırdı mevsimler söyle kimden çıkarayım hıncımı kimin gözünün yaşına bakmayayım arkamı dönüp usulca ağlayarak sen mi cesaret edeceksin yoksa ben mi susacağım bir tanışma provasında vurularak
Sayfa 15 - bülent parlakKitabı okudu
Norveç'te yenilerde olan bir olayda ise politik doğrucu tutum yeni bir boyuta erişmiştir. Nisan 2016'da çıkan bir habere göre, kendisini ırkçılık karşı feminist olarak tanımlayan genç bir adam, Norveçli solcu siyaset Karsten Nordal Hauken, evinde Somalili bir mülteci tarafından anal yolla tecavüze uğramış, mülteci daha sonra yakalanarak dört yıl hap se mahkum edilmişti. Cezasını tamamladıktan sonra yetkililer on Somali'ye sınır dışı edecekti. Hauken durumu öğrenince ne kadar suçlu ve sorumlu hissettiğini ifade ettiği bir dizi metin yayımladı "Yoğun bir suçluluk ve sorumluluk duyuyordum. Onun Norveç'te barınamamasının, Somali'de karanlık, belirsiz bir geleceğe gönde rilmesinin sebebi bendim." Hauken aynı zamanda tecavüzcüsüni "daha ziyade, adaletsiz bir dünyanın ürünü, savaş ve çaresizlike damgalanan bir yetiştirilme tarzının ürünü” olarak gördüğünü yazmıştı. Hauken uğradığı tecavüzün kendisinde bıraktığı travma tik etkiyi hiçbir surette inkâr etmiyor, bu krizden sağ kurtulabilmek için alkol ve uyuşturucuya sığındığını söylüyordu: Kendimi unutulmuş, görmezden gelinmiş hissediyorum. Ama konuşmaya cesaret edemiyorum, her yönden gelecek saldırılardan korkuyorum. Hiç bir kızın beni istememesinden, erkeklerin bana gülmesinden korkuyorum. Zorluk çeken genç adamlara daha fazla dikkat yöneltilmesi gerektiğini söylediğimde feminist karşıtı olarak algılanmaktan korkuyorum. Erkekler ve oğlanlar, duygularından bahsetmelerinde bir sorun olmadığını öğrenmek zorunda. Oğlanlar ve erkekler görmezden geliniyor. Benim durumumda bu, yıllar süren bunalım, istismar, yalnızlık ve tecritle sonuçlandı.
Sayfa 191 - Eksik Parça YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.