Rachel Gillig was born and raised on the California coast. She is a writer, with a B.A. in Literary Theory and Criticism from UC Davis. If she is not ensconced in blankets dreaming up her next novel, Rachel is in her garden or walking with her husband, son, and their poodle, Wally.
Zihnimde bir kıvılcım çaktı. Aynı anda hem gerçeği söyleyip hem de yalanla kurtulmanın bir yolu vardı.
En iyi yalanlar böyle söylenirdi işte. Gerçekten bir parça katarak.
Herkese Merhaba,
İlk çıktığına baya merak ettiğim bir kitaptı ve beni hayal kırıklığına uğratmadı. Tam bir giriş kitabı olmuş. Konu bakımından bana baya değişik gelen bir fantastık bir kitap oldu. Uzun süre elimde kalmasının sebebi ise tamamıyle benim iş yoğunluğumdan kaynaklanmıştır.
Gelelim kitabımıza ; Elspeth lanetli olan ateşli hastalıktan
“sihrim hareket eder. sihrim acı verir. sihrim yatıştırır. sihrim korku verir.”
bu kitaba tek kelimeyle bayıldım!
karakterleri, karanlık havası, gizemi, benzersiz büyü sistemi ve dünyasıyla beni kendine âşık etti.
ilk bölümden itibaren bağlandım ve elimden bırakamadım. elspeth’in kafasının içinde yaşayan canavar.. çok ilginçti!!
tam da böyle
Bilindik büyü sistemlerin dışında kalan anlatılar oldum olası beni çok etkilemiştir. Kafasında sivri şapkası ile asalı yaşlı adamlar ya da sözlü veya sözsüz lanetleri ile cadıları sevmiyorum demiyorum, sadece daha farklı anlatıyor hayal dünyama çeşitlilik katıyor.
Kart odaklı büyü sistemleri de bunlardan biri. Işıkyaratan serisinde "9 Kral" ya da Hunter X Hunter serisndeki "Greed Island Arc" hemen aklıma gelenlerden bazıları. Fakat en önemlisi tekrar ve takrar izlemekten usanmadığım Yu-Gi-oH serisidir. Kartların gücü vardır ve doğru kullanımları sınırsız olanağa sahip yetiler vadeder.
Bir Karanlık Pencere, tam da bu bağlamda küçük yaştaki ana karakterimizin bir kartı özümsemesi ile bakış açısına göre güç kazanması, bakış açısına göre lanete yakalanmasından doğuyor. Sayfalar ilerledikçe kitapta yer alan kartlarla bağ kurulamaması oldukça hayal kırıcı. Çünkü kitaba devam etmemdeki ana motivasyonum buradan ilerleyebilecek öykü beklentilerimdi. Bunun dışı ise ne yazık ki aynı lakırtılar.
Gotik fantastik romantik kitaplarda yer alan klasik aşk sahneleri, bir şey söylemek isteyip hiçbir şey söyleyememe klişeleri ve her sayfası tahmin edilebilir olay silsilesi...
Yine de kitapta kötü karakterin belirlediği son ya da kötü karakterin aslında en başından iyi bir karakter olması hissiyatı ikinci kitabı da bir şekilde okunur hale getirecek gibi görünüyor.
Okuduğunuz için teşekkürler.