Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi bir mutasavvıf ve filozoftur. Vahdetivücud inancını savunmuş ve bunu eserinde alegorik bir biçimde sunmuştur. İnsanın tamamlaması gereken seyr-i sülük dediğimiz manevi yolculuğun basamaklarını ve izlenecek rotayı Raci karakteri üzerinden hikayeleştirmiştir.
Raci eğitimli, kendini yetiştirmiş bir gençtir ancak zihni fikri bunalımlar ile işgal altındadır. Kitapta bulunduğu durumu şöyle açıklıyordu: ''küfür ile iman, inkar ile ikrar, tasdik ile şüphe arasında bir durumdaydım. Kalbimle inkar ettiğimi aklımla, aklımla inkar ettiğimi kalbimle kabul ediyordum.'' bu dayanılmaz durum içindeyken mezarlıkta bir dervişle karşılaşır.
Aynalı Baba mevcudiyetin bilgisine vakıf, hakikati kavramış bunun için kalabalıklardan uzaklaşan kendine özgü kıyafeti ile mezarlıkta uzlet hayatı yaşayan bir bilgedir. Raci'yi ney ve saz eşliğinde bir yolculuğa çıkararak şüphe ejderhasını yenmesini sağlamaya çalışır. Evinin mezarlıkta olması ince bir detay çoğumuzun zihninde her şeyin son bulduğu, hiçlik ve yok oluş kavramlarını karşılayan bir mekan, tasavvufta benlikten sıyrılmayı ifade eder dolayısıyla manevi tekamüllerin başlangıcı önce hiç olmakla mümkündür.
Raci, kitap boyunca çeşitli suretlere bürünür. Onu bekleyen problemleri çözmeye ve soruları cevaplandırmaya çalışarak ruhi deneyimler yaşar.
Küçük bir kainat olan insanın değerini hatırlatan, fıtratta var olan inanma ve inanılacak olanı bulma arzusunu hissettiren bir kitaptı.