Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayır diyememek
Hayatimin bu bölümünde 4 yaşından 80 yasina kadar her yaş grubundan insan mevcut fakat ne yazık ki en büyük darbeyi kendi yaş grubum olan 40 lı yaşlarını süren kadınlardan alıyorum. İnsan bu yaşına gelip halen ayıp olur, yazıktır, yardımcı olayım dediği insanın arsizliklarina katlanıp bir de üzerine onun ayıpları, basitlikleri adına utanır mı ya hu? Ne gariptir ki kadınların ordan burdan boş ya da uzman görüşlerini paylaştıkları bilgilendirici muhabbetleri yerine erkeklerin maç, balık, siyaset muhabbetlerini dinlemek çok daha doyurucu gelmeye başladı. Zaten abimin dedigingibi. "Kimse konuşanı dinlemiyor çünkü herkes kendi sırası gelsin diye bekliyor. "
Kültürel olarak başkasına hayır demenin ayıp olduğu bilinciyle yetiştirilmiş bir toplumun evlatları olarak, kişisel sınırlarımız ve haklarımızı korumamız konusunda çok da becerikli olmadığımızı söyleyebiliriz aslında.
Destek Yayınları
Reklam
Trafikte arada kaynak yapanlar çok uyanık değilsiniz lan bir gün inat olsun birinize çok kötü çarpacam bu ne ya ayıp yani biz bekliyoruz herkes gitsin, yani arkadan gelip böyle araya girmek ne kadar ayıp bir şey ya
224 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Ah Gülsarı
Tanıştığıma çok memnun oldum sevgili yazar. Gün olur asra bedel ile devam edeceğim seni tanımaya. Bu yaşa gelip okumamak ayıp oldu biraz ama geç olsun güç olmasın. Yaşar Kemal ile Anadolu insanını tanırsın ya işte aynı tad, Kırgız insanını , atını , doğasını anlamak gibiydi. Ah Gülsarı seni sarıdonlu inatçı taypalma yoga
Elveda Gülsarı
Elveda GülsarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202016,1bin okunma
"Ve ağlıyordun. Çok uzun za­man önceydi bu, hayal meyal hatırlıyorum, savaşta müş­fikliğe yer yok. Ve ağlıyordun. Neden ağlıyordun? Neydi orada yazan küçük bir çiçek gibi kederli ve hüzünlü şey? Ağlıyordun, sürekli ağlıyor, ağlıyordun... Ne ayıp şey bir subayın ağlaması!"
Bu ek suçluluk süper egonun âlicenap terörünü daha da kindar bir güç olarak tepemize çöreklendirir ve sonuçta kendimizi daha da suçlu ve sonra daha da mutlu hissederiz ve işler böyle sürer gider. Suç ve ayıp veya “yasa” ve arzudan oluşan bir kısırdöngüye kısılıp kalırız. Bu acımasız “yasa"yı yatıştırmaya çalıştıkça kendimizi daha çok parçalamaya meylederiz. İpin ucunu kaçırdığımızda bu açmaz bizi, Freud'un deyişiyle melankoliye, günümüz jargonuyla akut klinik depresyona itebilir. Ve bu da, en kötü durumda intihar yoluyla egonun yok olmasıyla sonuçlanabilir.
Reklam
iconic
"Çok ayıp," dedi. "Bana da mı ateş edeceksin? Çiçek vereceksin zannetmiştim."
Sayfa 206Kitabı okudu
İç servetimize gelince, onu ancak kendi hatamız sebebiyle kaybederiz. İç servetine sahip olmamak utanılası ve vahim birşey olduğu gibi buna sahip olduktan sonra kaybetmek de çok ayıp ve çok acıdır.
Sullivan derin bir iç çekti fakat onunla tartışmadı. Bütün söylediği, " Seni çok özleyeceğim Jonathan," oldu. " Ayıp ediyorsun Sully," dedi Jonathan sitem ederek. " Mantıklı ol lütfen! Onca zaman neyi öğrenmeye çalıştık? Dostluğumuz zaman ve mekanla sınırlıysa, zamanı ve mekanı aştığımız an, kardeşliğimizin bitmesi gerekir. Zaman ve mekan kavramını aştığımıza göre istediğimiz an görüşebileceğimizi hiç düşünmüyor musun?"
Sayfa 76 - Epsilon YayıneviKitabı okudu
Reklam
#Filistin
İbrahim Aleyhisselamı ateşe atılacağı zaman, bir karınca, ağzıyla su taşıyor. Mübarek bir zat diyor ki: — Sen yaklaşamazsın bile bu ateşin yanına, bu suyla bu ateş söner mi? — Sönmez elbette, sönmeyeceğini ben de biliyorum. — Peki, niye taşıyorsun? — Tarafımı belli ediyorum. Ben ateşi söndürmek tarafındayım. Diğer tarafta ise yılan devamlı
Üstüm başım ayakların kokuyor Ayakların şiir, Doristos yemişlerin çok olsun sevgilim Ben senin suya temas edebilme ihtimalini sevdim Suya ve sabuna İyiki devlet su işleri var demeli insan Adolf hitler ve sabunu çokça yad etmeli Nezleyim burnumda bunca yük varken Deodoranttan habersiz yari neyleyim Şapkalı mantar çıkmış gibi bir şey Sevgilim
HEİMON Çünkü her kim ki yalnızca kendini önemser, Düşüncesinin, dilinin ve ruhun başkalarınınki Gibi olmadığım söyler, onu açıp baktığında Boşluktur göreceğin. Oysa bir bilge kişi varsa Görüşülebilecek, kimse için ayıp değildir Ondan çok şeyler öğrenip aşırılıklardan kaçınmak.
Sayfa 53 - YKY
Beni hor görürcesine başınızı sallayacak ve belki de şunları söyleyeceksiniz bana: "Yaptığınız ayıp, küçültücü şeyler... Yaşamaya susadığınız hâlde, yaşamın sorunlarını bir mantık karmaşasıyla çözmeye kalkışıyorsunuz. Sırnaşık ve küstah davrandığınız hâlde, ne kadar korkaksınız! Saçmaladığınızda kendinizi çok beğeniyor ama sert ve küstah sözler kullandıktan sonra, durmaksızın ürküyor ve özürler yağdırıyorsunuz. Bir yandan korkunun ne olduğunu bilmediğinizi söylerken, bir yandan da yaltaklanıyorsunuz. Bizi öfkeden dişlerinizi gıcırdattığınıza inandırmaya çalışırken, öte yandan güldürmek içinde türlü maskaralıklar yapıyorsunuz. Ustelik esprilerinizin hiç de gülünecek bir tarafı yok ama taşıdıkları edebideğer, herhâlde sizi sevindiriyor. Belki gerçekten acı çekmişsinizdir fakat bu acınıza bile saygı göstermiyorsunuz. Içtensiniz; anca konurunuz eksik, gururunuz yüzünden en küçük şeyleri bile sorun hâline getirip, içinizde gerçeği çarçur ediyorsunuz. Gerçekten söylemek istediğiniz bir şeyler var fakat korkunuz yüzünden kelimeleri ağzınızda geveleyip duruyorsunuz. Çünkü düşünceleriniaçıkça söyleyecek -cesareti kendinizde bulamıyor ve kararsız biraküstahlık içerisinde boğuluyorsunuz. Anlayışınızla gurur duyuyorsunuz ama kararsızsınız; kafanız çalıştığı hâlde yüreğinizi ahlaksızlık karartmış. Oysa yüreği temiz olmayan kimsenin anlayışı datam olamaz. Ya o yılışıklığınıza, kırıtmalarınıza ne demeli! Hepsiyalan... Yalan!"
Sayfa 44
" söylenenlerin ne kadarı doğru, merak ediyordu ve ayıp değildi ya, özlemişti işte. Çok lafa gerek yoktu. "
Sayfa 17 - Kırmızı Kedi Yayınevi
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.