Cemil Meriç in en değerli eseridir Bu ülke. Belki de en çok bizi anlattığı için seviyoruz dur. İçinde altı çizilecek yüzlerce yer var. Yazarın gözleri görmeden bu eseri yazması da takdire şayan.
Eser Cemil Meriçin otobiyagrafisi ve onun yaşamını ifade eden bir kronoloji ile başlıyor. Ki eserini okumadan önce Sayın Cemil Meriç hakkında bilgi sahibi olmak gerek. Onu bilmeden tanımadan düşünce dünyasını ve eserinde anlattıklarını anlamak daha doğrusu doğru anlamak zor. Önce O'nu tanımak, tanışmak sonra yavaş yavaş düşünce dünyasına adım atmak gerekiyor.
Tüm bunlardan sonra Bu Ülke, 73. sayfada karşılıyor bizi. Fakat yazarını bir nebze olsun tanıyarak, onun kitabı yazarkenki sancılarından , gayelerinden haberdar olarak.
Bu Ülke, sağ ile sol, ilerici ile gerici, aydınlık ile karanlık, doğu ile batı gibi ikilikleri araştırıyor, doğrusuyla yanlışıyla tarafsız bir biçimde söylüyor aklından geçenleri.
Meriç'in denemelerinden oluşuyor, fakat denemeden çok daha öte. Çünkü tespitleri, tecrübeleri, kısaca bir hayat karşılıyor okuru.
Meriç’in “aynı kaynaktan fışkırdılar” dediği eserler dizisinin önemli bir halkası. Bir çağın, bir ülkenin vicdanı olmak isteği Meriç’in bütün çabasına her zaman yön vermiştir: “Bu sayfalarda hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim; etimin eti, kemiğimin kemiği.” Bu Ülke, Meriç’in sürekli etrafında dolandığı Doğu-Batı sorunu yanında, sol-sağ kutuplaşmasına ve kalıplaşmasına ilişkin önemli tesbit ve aforizmalarını da içeriyor.