“Anne özellikleri bütün kültürlerine damga vurmuş olan bu kadınlar ‘kadınsılık’ adı verdiğimiz konuda inanılmaz eksikti. Bu beni ‘Kadın albenisi’ diye adlandırmaktan hoşlandığımız özelliklerin aslında hiç de kadınsı olmadığına , bilakis erkekliğin yansımasından ibaret olduğuna çarçabucak ikna etti; bunlar tam da kadınların bizi memnun etmek zorunda kaldıkları için geliştirdikleri özelliklerdi ve kendi büyük hedeflerini yerine getirmeleri noktasında asli bir yere kesinlikle sahip değildi.”
Kur'ân ve sünnet ışığında kurulan insanî ilişkiler kişinin ha- yatına âdeta damga vurur, âhiret yolculuğunun yönünü belirler. Doğru ve güzel iletişim kişiyi dünya hayatında yüceltmekle kalmaz, ona dünya ve âhiret saadetini de bahşeder.
“Olgunluğa erişen her insan, bir insanoğlu olarak kaderine damga vuracak on ya da on iki hayati karar almak durumundadır. Hayati bir karar, hayatımıza bir önce ve bir de sonra katarken, varoluşumuzu her yönden etkiler.”
Kimileri, insanı "gülen bir canlı" olarak tanımladılar. İnsanı, güldürmeyi bilen bir canlı olarak da tanımlamaları gerekirdi; çünkü eğer başka bir canlı ya da cansız bir nesne bunu yapabiliyorsa insana olan benzerliği, insanın ona vurduğu bir damga veya insanın onu kullanım şekli sayesindedir.
Annelik özellikleri bütün kültürlerine damga vurmuş bu kadınlar "kadınsılık" adını verdiğimiz konuda inanılmaz eksikti. Bu beni "kadın albenisi" diye adlandırmaktan hoşlandığımız özelliklerin aslında hiç de kadınsı olmadığına, bilakis erkeklerin yansımasından ibaret olduğuna çarçabuk ikna etti; bunlar tam da kadınların bizi memnun etmek zorunda kaldıkları için geliştirdikleri özelliklerdi ve kendi büyük hedeflerini yerine getirmeleri noktasında asli bir yere sahip değildi.
Sovyet ordusu Kızıl Ordu'ydu.
Çar'ın ordusu Beyaz Ordu'ydu.
Bu yüzden İstanbul'a gelenlere Beyaz Rus deniyordu.
1917'den itibaren İstanbul'a sığınmaya başlamışlardı.
120 binden fazlası ABD'ye ve Avrupa'ya geçmiş, 50 bin kadarı İstanbul'a yerleşerek, şehrin sosyokültürel belleğine damga vurmuşlardı.