Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sonra acı çeken, ümit eden, haz duyan ve hasta kalpteki sarsılışların uyandırdığı şeye inanan zavallı faniye, kendime döndüm ve burada by fakir bahcelikte, bu üzgün, susan dostlar arasında kendimi, kır bahçecikte, bu üzgün, susan dostlar arasında kendimi, bütün eski beylik konular üstünde bir kere daha düşünmekten ibaret en derin felsefeye verdim.
Sayfa 43 - Can Yayınları Lacivert KlasiklerKitabı okudu
Allah dertsiz bırakmasın
Tanımadığım insanlarla tanışmayı, hatta ilk kez gördüğüm bir insanla hayata dair derin konular konuşmayı severim, hele de bu insan görmüş geçirmiş birisiyse, benim için çok keyifli bir kitap okuyormuş gibi olur. Hayatımın zorlu bir döneminde, işimin olmadığı bir gün evde oturmaktan bunalmıştım ve dışarı çıkmak istedim. Bir parka gittim ve masa şeklindeki bankta oturan yaşlı amcaya selam verip yanına oturdum. Genel geçer sohbetten sonra ben amcaya dert yanmaya başladım, şunlar oldu bunlar başıma geldi derken bir süre soluksuz konuştum. O güngörmüş insanların huzurlu dinleme halini çok seviyorum. Bu amca da beni bölmeden, sıkılmadan dinledi. Konuşmamı bitirip, onun yorumunu beklercesine gözümü onun üzerine diktim. Onun ağzından sadece bir cümle çıktı: “Allah dertsiz bırakmasın oğlum.” İlk duyduğumda, “Ne kadar da iyi birisine benziyordu, bu da ne şimdi, neden bana beddua ediyor?” dedim. Sonra biraz daha konuştuk ve neden böyle dediğini anlattı bana; dertlerin insanı diri tuttuğunu, bir yaşama amacı sağladığını, mücadelenin insanı ayakta tutan yegâne şey olduğunu söyledi. Eskilerde bana söylediği cümleyi dua niyetine söylerlermiş. Sanırım hayatımda gerçekten bir şeyler öğrendiğimi hissettiğim nadir anlardan biriydi bu sohbet.
Sayfa 55 - Sahi KitapKitabı okudu
Reklam
“İLİŞKİNDE TÜCCAR MISIN, YOLDAŞ MI” "Birinin eksiğini, ihtiyacını karşılamak için değil, yaşam dansı için berabersiniz. Zamanla müziğin türü ve ritmi değişir ama dans daha derin bir anlam kazanarak devam eder." “Ömür boyu beraber olacağız!” coşkusu, şiirler , müzikler… Sonra bu coşku birdenbire, “Tanıştığımızda böyle değildi, evlendikten sonra değişti,” cümlelerine dönüşebilir. Manzara değişecek; bindiğiniz otobüsler, uçaklar değişecek; gittiğiniz yerler ve tanıştığınız insanlar değişecek. Konuştuğumuz konular değişecek, gözlemleriniz değişecek ama yoldaşlık baki kalacak. Erich Formm’un 'Sahip Olmak ya da Olmak' adlı kitabında dile getirdiği üzere, “sahip olmak” gözüyle mi, “olmak” gözüyle mi bakıyorsunuz? Sahip olmak, nesneleri ya da insanlar elde edip onları kendi egemenliğine almaktır. Olmak ise öze dönük bir kavramdır; insanın var olan özelliklerini, insancıl potansiyelini zenginleştirmesine yönelik bir destektir. Bilinçli bir sevgi.
Sayfa 153Kitabı okudu
Ümmet olarak hayatın bütününü kuşatan bir gün dem içinde olmamız gerekirken tek gündemimiz bir birimiz üzerinde farklı gördüğümüz konular olamaz, olmamalıdır. Evde aile fertleri olarak birbirimizde hoş bulduğumuz noktaları hemen bitirip farklı olduğumuz noktalara neden kayalım? Eşler, birbirlerinin eksik ve ayıp avcısı olamazlar. Ebeveyn, çocuklarının tek tük hatası üzerinden onlara kimlik çıkaramaz. Sadece ayıpları ve eksikleri gören göz sorunlu bir gözdür. Neticede ümmet parçalanıyor ve bu parçalanma ümmetin dışındakilerin işini kolaylaştırıyorsa birbirimizin tali konulardaki farklılıklarını görmemek zorundayız. Şüphesiz gaye ümmet ise bu böyledir. Gaye sadece ben/biz ise ya da biz ümmet demek isek, eh, sorun yok o takdirde! Mevcut görüntüyü derin düşünerek izleyen bir mü'min, sorunu çözmekte zorlanmayacak tır; yeter ki akıl nimetini köreltmeyelim. Belki nere ye gidiyoruz, ne oluyor, sorularının cevabına yardım eder diye Buhari'den 5060 numaralı hadisi buraya "Kalpleriniz uyumlu olduğu sürece Kur'an oku yun. Farklı olmaya başlayınca okumayı bırakın." Birey olarak veya grup çapında Kur'an, farklılaşma nedeni olduğunda birakin' uyarısına dikkat edildiginde Kur'an'ı anlama iddiası ile birbirini yok kabul edenlerin kime hizmet ettiği düşündürücü sonuçlar getiren bir sorgulamadır.
Bu dünyada lüzumsuz şeyler konusunda sürekli kendimizi geliştiriyoruz ama konu insana dair olduğunda "Ya bunlar çok derin konular çok da dalmamak lazım" diye geçiştiriyoruz meseleleri.
Felsefi duyarlılık
Felsefi duyarlılık, neredeyse hayatımızın her boyutunda yer alan, henüz yerleşmemiş türden sorulara duyulan ilgi ile başlar. Onları düşünmek, görünüşün ardında yatan tereddütleri görmek için doğal eğilimimizi uyandırır ve genellikle bununla alakalı olan soruları fark etmemizi sağlar. Varoluşumuzun bu boyutunu ne kadar incelersek, günlük hayatta bizi şaşırtan felsefi konular o kadar çok önümüze çıkar. Zamanla, deneyimlerimizin temelini oluşturan ve çözüme ulaşmamış daha derin meselelere dikkat etmek, onların farkına varmak için daha incelikli bir beceri geliştirmemize yardımcı olur. Bu kapasite beslendikçe ikinci doğanız haline gelir.
Reklam
Arkadaşın sırrı. Sohbetteki konular tükendiğinde, arkadaşlarının en derin sırlarını açığa çıkarmayacak çok az insan vardır.
Hayyam, dönemin en önemli bilimsel sahalarında hakkıyla bilimsel unvanlar edinmiş; daha gençlik dönemlerinde matematikçi ve astronom olarak ünlenmiş; Kur'an'ı hatmetmiş; tıp alanında derin bir bilgi birikimi edinmiş; metalür­jiyle ilgili risaleler yazmış; bilgelik ve felsefe alanında kalem oynatmış ve dini-si­yasi konular da görüşlerine başvurulan biri olmuştur.
Sayfa 34 - KafkaKitabı okudu
Dine karşı ne kadar kayıtsız olsak bile din ve din felsefesi bize karşı kayıtsız kalmıyor. Eğer günümüzde bile ateist olduğu için karne alamayan öğrenciler varsa, şeriatla yönetilen ülkeler bulunuyorsa, dini görüşleri yüzünden kişiler dışlanabiliyorsa, öldürülebiliyorsa, sırf sosyal medyada dini eleştiren şiir paylaştığı için kişiler hapse atılıyorsa dini konular karşısında kayıtsız olmanın doğru olmadığını düşünürüm. Sosyal yaşantımızda yeri bu kadar derin olan bir konuda kayıtsız kalmak bana doğru gözükmüyor. Aslına bakarsanız bunu bir tür sorumluluk olarak görüyorum.
Sayfa 95 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
“Caddede arkasından ıslık çalınan, güvendiği adam tarafından saldırıya uğrayan ya da evi bir başına çekip çeviren kadınlar olarak yalnız olmadığımızı bu konular konuşulunca ancak o zaman anlıyoruz. Bıkkınlığımızsa yük kaldıramayan narin omuzlarımızdan ya da aksi karakterimizden değil, hepimizin kurbanı olduğu derin adaletsizlikten kaynaklanıyor.”
Reklam
Terbiyeli bir yazar gibi davranmadığım duygusuna yabancı değildim. Son yıllarda, ziyaretçi edebiyat akademisyenlerine, değeri ne olursa olsun, romanlarımın anahtarının doğayla ilişkimde aranması gerektiğini tekrar tekrar söyledim - daha sonra açıklayacağım nedenlerle ağaçlarda aranması gerektiğini de söyleyebilirdim. Bu iddiamın konudışı bir acayiplik, eksantriklik, asıl gerçeği gizlemek için uydurulan çapraşık bir bahane olarak, değişik kibarlık düzeylerinde ele alındığına tekrar tekrar tanık oldum. Fakülte tavuk ve horozlarının eşelenmeyi çok sevdikleri o saf entelektüel çöp yığınından geriye kalan, edebi etkiler ve roman kuramlarıdır. Kuşkusuz bu konular da gerçeğin bir kısmını oluşturmaktadır. Ancak, bu konuların gerçeğin tamamı oluşu, ağacın toprağın üzerindeki kısmının ağacın tamamı oluşu kadardır. Doğayı tartışsak bile kısa sürede iki farklı şeyden söz ettiğimizi hissediyorum: Onlar açısından bazı soyut entelektüel kavramlar, benim açımdansa en derin değeri, edebiyat da içinde olmak üzere herhangi bir sanat dalı tarafından doğrudan tanımlanamayacağı gerçeğinde yatan bir deneyim.
epub.
Geçmişimizin bizi olumsuz yönde etkilememesi için onunla ilgili temizlik yapmamız gerekir. Bu çalışmaları yaparken yüzeysel olmamak ve kesinlikle içselleştirmek gerekir. İnanarak, güvenerek ve bütün bu yaptığımız çalışmaların işe yarayacağını düşünerek işe başlamalısınız. Önce, bütün geçmişimizi yazmalıyız. Sonra her birini gözden geçirip okumamız
Sayfa 132Kitabı okudu
İçinde bulunduğu tefekkürün dünyevi değil de ruhani konularla ilgili olduğunu düşünseydik onu düşünceleriyle baş başa bırakırdık. Ama korkarım düşünceleri maddi konular üzerine, derin derin düşünmesini gerektirmiyor.
295 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.