Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Yedi yıl. Yani, seksen dön ay. Ya­ni, üç yüz otuz altı hafta. Yani, padişah, üç yüz otuz altı defa se­lamlığa çıkacak. Askerler üç yüz otuz altı defa (Padişahım çok yaşa!) diye bağıracaklar." Üç yüz otuz altı haftanın kaç gün tut­ tuğunu zorlukla hesapıadı. Iki bin beş yüz sayısını bulunca umutsuzluğu korkuya döndü. Bu kadar günün ancak iki üç sa­atinde bu avluya çıkabilecekti. Geri kalan yirmişer saat, hep o kOğuşta, o marsık kokulu, Rumca sesler çınlayan maltada. Çeşit­li ahlaksızlıkların, çekişmelerin, belki de adam öldürme tasarıla­rının içinde geçecekti. Hiçbir faydalı iş görmeden, okuyamadan,yazamadan, resim yapamadan . . . Daha beteri, Mustafa Kemal Pa­şa'ya sövdüklerini duymazdan gelmeye çabalayarak. . . Elini çe­nesine götürdü. Şu anda, yalnız kalmaktan başka hiçbir şey iste­miyordu. Bu isteğinde yanılıp yanılmadığını araştırdı. Yalnızlık istiyordu ama, dönemeçleri, zaman zaman Bekirağa bölüğünde­ ki gibi, bir başka çeşit yılgınlığa çıkan yalnızlığı değil! .. Güven verici, dinlendirici yalnızlık... "Içindeki karanlık mağarada, umutSUZlUğun, aç bir ayı gibi homurdanarak uyandığını, sana duyurmayan bir yalnızlık.»
Reklam
Kalbimde hep bahar akşamlarının okşayıcı, dinlendirici sessiz ışıkları var! Ne kalbi parça parça eden ihtiras rüzgarları, ne de ruhu yakan ateşler !
154 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Böyle Muazzam bir Manga ile tanışmak onur verici.
𝐺𝐼𝑅𝐼𝑆 Gelecekte geçen ve ütopik bir eser olan Yokohama Kaidashi Kikō serisi hakkında konuşacağım. (Japonca :ヨコハマ買い出し紀行) (Türkçe: Yokohama Alışveriş Günlüğü )
Hitoshi Ashinano
Hitoshi Ashinano
tarafından yazılan ve resimlenen bir Japon bilim kurgu manga serisidir. Haziran 1994'ten Şubat 2006'ya kadar 12 yıl boyunca süren dergi, Kodansha'nın Aylık Öğleden
ヨコハマ買い出し紀行 14 [Yokohama Kaidashi Kikou 14]
ヨコハマ買い出し紀行 14 [Yokohama Kaidashi Kikou 14]Hitoshi Ashinano · 講談社 · 20064 okunma
206 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kitabın sakinlestirici, dinlendirici bir tarafı var ve okurken hakikaten iyi hissediyorsun. Oldukca akıcı ve hızlı ilerleyen bir kitap ama bitiresin yok çünkü cok keyifli..Neyi nasıl isteyeceğinle ilgili olan kısımlar en dikkat çekici olandı. Aynı olanı tekrar tekrar çekmemle ilgili olan bölüm de benim için yorucu bir yüzleşme oldu. İlle de okuyun, dura dinlene, yaza çize. Ve mutlaka bir vakit sonra tekrar okumak iyi gelecektir ..
Rezonans Kanunu
Rezonans KanunuPierre Franckh · Koridor Yayıncılık · 20193,815 okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Söyleme Bilmesinler- Şermin Yaşar
Kitapta her karakterin sırası geldikçe söz alması ve karakter her söz aldığında hikayenin derinleştikçe kalp sızısının artması. Toplumu oluşturan bireyler, uzaktan izlediğimiz mutlu hatta musmutlu aileler gerçekten mutlu mu? Yok mu herkesin bir kalp sızısı. Yaşlının derdi olmaz mı unu eledi eleğini astı diye? Gencin derdi olmaz mı sağlığı yerinde ayakları yere basıyor diye... Bazen hep bir eksik parça vardır insanın zihninde. Yapbozun bir parçası yoktur da sanki diğer bütün parçalar da onsuz eksik kalmış gibi hissederiz. Kilit parçadır çözülemez bir türlü bulmaca. Bir gün o taş gelir yerini bulur ve işte öyle çözülür tüm düğümler. Sanki iyi bildiğimiz bir ailenin itiraflar kitabı gibi değil mi sizce de? En yakınımızdan en içimizden en bizden okurken can yakan ama bir o kadar da sımsıcak saran bir kitap. Bana göre kitabın tek eksik yönü Z kuşağı olma ihtimali yüksek torunlara da söz hakkı tanınmalıydı. Onların bakış açıları onların duyguları da yansıtılmalıydı. Belki de sevgili Şermin Yaşar bunu başka bir kitaba saklamıştır :) Yani olsa bir devam kitabı kesinlikle okunur. Akıcı, enfes, dinlendirici ve sürükleyen bir kitap.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20233,949 okunma
Reklam
Ölümden değil, yaşamdan yana olmak. Bir ağaç dikmek, bahçeyi çapalamak, ayrıksı otlardan arındırmak, toprağı karıştırmak, havalandırmak, tazelemek. Güneşte yanıp gölgede serinlemek, Bir ağaç altı bulup orada gölgelenmek. Ve kısa bir öğle uykusu: derin ama kısa; ve dinlendirici. Uyandın. Dinlenmişsin. Bir bardak çay, demli. Hafif bir esinti. Tekrar koyul çapalamaya, çabalamaya. “Tohum saç, bitmezse toprak utansın!””* Güneş çekiliyor. Akşam. Evine dön. Kapıyı kapa, rüzgâr dışarıda kalsın. Umut ve dua: Güneş yarın yeniden doğsun. Güneş doğsun ve manasızlığı boğsun. Çapalanan topraktan bir mana filiz versin. Bir sürgün göğe doğru yükselsin, ağır ağır, ama güvenle... Çabamız bir şeye değsin, değsin ve bir değişimi başlatsın ve bir değer yaratsın. Bir değeri olsun çabamızın. Çabaladığımıza değsin. Toprağa karışan çabamız bir sürgün versin. Bir fidan olsun bu sürgün, bir ağaç, bir orman. Bir orman, kayrana açılan. Güneş şavkısın bu kayranda. Ve biz kayrana karışalım. Parça olalım, bir şeyin parçası.
Bazen herşey yorar insanı, dinlendirici olanlar bile.
Sayfa 148 - Can Yayınları/37. Baskı/2022Kitabı okudu
Yatay olan, hayata daha fazla bağlanmayı sağlar. Yatar vaziyette yere değmek, hayatın nasıl başladığını hatırlamaktır. Günün birinde de bu pozisyonda bitecektir hayat, demek bu bedensel idman ölüm üzerine düşünme temrini için de bir fırsattır. Yerde uzanmak, bir pasiflik idmanıdır ve hep ileri atılan ve her yere uzanışı yenilgi olarak hisseden aktiviteyle tezat oluşturan gerekli tecrübeye aracılık eder. Yere uzanıp serilmenin nasıl dinlendirici olabileceğini, gün be gün yatağımıza yattığımızda ve ara sıra da hasta olduğumuzda deneyimleriz. Şimdi böyle gönüllü olarak uzanarak, hayatta zaten gönülsüzce karşıma çıkacak olan bir duruma aşinalık kazanırım. Sükûnet veren bu pozisyon bana yine yer kazandırır. Evin zemini rahat rahat yeterlidir bunun için. Altımdaki zemin ve içimdeki zemin: Böyle bir çifte zeminlilik, yeni bir hayat anlamı bulmamı sağlar. Yukarıdan aşağıya bakmak yerine aşağıdan yukarıya bakmak, perspektifi temelden değiştirir. İzlenimlerin bolluğu azalır, böylece dünya daha derli toplu bir şekilde görünür olur. Her zaman her adımına dikkat etmeyi gerektiren temkin gayreti, dinlenmeye çekilebilir. Uzanmak, bu nedenle o kadar dengeleyici ve sağaltıcıdır. Uzanan insan yekinip etmez, en azından aniden yapmaz bunu, çünkü teslim olduğu yerçekimi onu öyle kolayca bırakmaz. İnsan dik durup yürüdüğünden farklı birisi olur, hissedilir şekilde daha yumuşak ve uysal. Bu nedenle yatıp uzanmak şefkatli dokunuşlar için tercihe şayan düzlemdir. Ümitler yeniden yaratıcı ve üretken olmaya yönelikse, yere temas etmek bunun için bir başlangıç olur.
"Bazen her şey yorar insanı. Dinlendirici olanlar bile."
Reklam
J. S. Bach: Partita No.1
Sevgili arkadaşlar, Kitabınızı okurken arka planda dinleyebileceğiniz, kızım Duru Aydın'ın piyanosu ile icra ettiği dinlendirici klasik müzik performansını takdirlerinize saygı ile sunuyorum. youtu.be/f93n2jQ-oWY?si=...
1922 yılında okuduğu kitaplar arasında Reşat Nuri (Güntekin)'in Çalıkuşu romanının da olduğu bilinmektedir. Siirt Milletvekili Mahmut Bey'in günlük notlarından onun Çalıkuşu'nu okuduğunu öğreniyoruz: "21 Ağustos 1922, Akşehir - Düşmanda bir hassasiyet var. Bizim tarafta fevkalâde bir hareket, bir şey olduğu hissetmiş gibi… İki gündür Paşa, Çalıkuşu'nu okuyor. Öyle beğendi ve sevdi ki… Büyük hareketlerin arifesinde böyle bir şey okumak da çok dinlendirici. 22 Ağustos 1922. Bugün de Akşehir'deyiz. Paşa, daireden çıkmadı. Akşama kadar Çalıkuşu'nu okudu. Çok memnun oldu, takdir etti." Mustafa Kemal Paşa ileriki yıllarda Çankaya'da kütüphanecisi Nuri Ulusu'ya; Reşat Nuri Güntekin'in Çalıkuşu ile Aka Gündüz'ün Dikmen Yıldızı romanlarını çok severek okuduğunu bizzat söylemişti. Reşat Nuri'nin Çalıkuşu romanı 1921 yılında Vakit gazetesinde uzun süreli olarak yayımlanmıştı. İyi bir aileye mensup genç bir kızın Anadolu'ya giderek öğretmenlik yapması, kurtuluş mücadelesi yapan Türk toplumu için bir umut ışığı olmuştu. Kitap ise 1922 yılında basılmıştı. Savaş anında bile eğitim konusunda yapılacaklardan kendisini soyutlayamayan Mustafa Kemal Paşa'nın Çalıkuşu romanını sevmesi ve takdir etmesi doğal bir sonuçtu.
Sayfa 392 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Mevsimler değişiyor. Bunlar Vivaldi’nin dört mevsimleri gibi değil. Dinlendirici olamıyorlar hiç.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.