Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ey Allah'ım ne güzel şeydi yaşamak!
Sayfa 181 - Ayrıntı
Ödüyoruz..
İktidarı hak etmeyecek kadar sıradan kimselerdeki bayağı iktidar hırsını görmezden gelmenin bedelini çok ağır öderiz.
Sayfa 169 - Ayrıntı
Reklam
Osmanlı İmparatorluğunda iki farklı kültürel dünya birbiriyle fazla ilişkisi olmadan yanyana yaşıyordu. Bunlardan biri, kısmen sözlü olarak nakledilmiş edebi geleneklerin dünyası, folk-kültür dünyası, hikayeler, epikler ve yaygınca okunan şiirdi. İkincisi, “yüksek” kültür dünyası, ilkinden hemen hemen Çin Seddi’yle ayrılmıştı. Divan edebiyatı diye adlandırılan bu ikincisinin kalitesi yükseltilmiş atmosferinde, iletişim araçları, ulemanın nispeten ufak bir grubu, merkezi idarenin “bölümlerinin” yüksek kademeli memurları (Hacegan) ve birkaç tane de hiçbir yere bağlı olmayan “hommes de lettres” tarafından kontrol edildi.
Vatanseverlik asil bir duygu... Ama sorgulamadan vatanseverlik olmuyor. Memleketi kafasına göre idare eden dümbüklere el pençe divan durmak memleketi sevmek anlamına gelmiyor. Kendi çıkarları için başkasını azarlayan, ona buna hain diyenlere pabuç bırakmamak gerekiyor.
"Daha ilk imtihan edildiği anda ulvi düşüncelerinden vazgeçen in­sanların gerçekte samimiyetsiz kişiler oldukları belli olacaktır. Bir divan şairinin dediği gibi, "Pervane olanlar narda bellolur'."
Methiye yolunda şiir yazacak olsaydım bilir misiniz kimi metheder idim ve şu methiye için hiç bir mükâfat almaz idim: Anadolu Türklerini metheder idim ve yaza yaza koca bir divan cem’eder idim (toplardım); ama... şair değilim, elimden gelmiyor. Bu Türkler ki her biri bir arslandır, sabırları zaman gibi tükenmez bitmez, sadakatleri güneşin ziyası gibi leke kabul etmez ve ahlâkları elmas taşı gibi temiz ve sadedir. Bunları yılda bir methetmeyen şairin nidası (seslenmesi), ihlaslı nida olamaz! Yunan kalkıştı; gel Anadolu, Karadağ içeri daldı; aman Anadolu, Belgrat çevrildi; yetiş Anadolu, Arabistan bulandı; gel yatıştır Anadol[u], para lâzım; para topla getir Anadolu. Rumelinde yol yapılır; kefil ol sen Anadolu ve keza ve keza. Gel baba Anadolu, gel kahraman Anadolu denilir de mukabil[ind]e şairler yılda beş satır teşekkür yazmazlar; ayıp değil mi? Uzaktan mı böyle görünür bilmem. Bize göre Osmanlı devleti demek, Anadolu Türkleri demektir. Devlet hazinesine akça verirler, geri almazlar. Devletin kuvve-i askeriyesi (askerî gücü) bu Türklerdir. Beş yüz seneden beri bin bir belâya ve düşmana karşı durmuş gene bunlardır. Devlet-i Osmaniye'yi Arap ve Tatar devletlerinden kıdemli ve zorlu (daha eski ve güçlü) eden Anadolu Türkleridir ki her biri arslandır. Hem şu hâlde bir melektir. Kocaları, çocukları hizmet-i askeriyede bulundukları esnada ve harp ve şecaat (yiğitlik) meydanında talaşdıkta (döğüştüğünde), Türk kadınları saban, ekin, orman, mal bakmak ile meşgul olup hem yurtlarını idare ediyorlar hem öşürden, Vergiden hazine-i devleti taşlamıyorlar (devlet hazinesini vergisiz bırakmıyorlar) !
Reklam
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Divan şiirini rahat zamanlarda, keyifli anlarda söylenmiş güzel sözler zannetmeyiniz, onlar yaşanmış bir hayatın söz sanatına dökülmüş halidir ki insanlar ibret alsınlar. Sair gerek bireysel, gerek toplumsal macerasının özünu şiire döker. Detaylarını dökerse manzume, özünü dökerse şiir olur. Şiir için: « Darası alınmış sözdür » denir. Eskiler "Hayy" ismi şerifinin kulları üzerindeki tecellisinden ibaret olan hayatı bir nimet olarak görmüşlerdir, mâlâyânîye ayıracak vakitleri yoktur. Şiir de böyle bir şey.
Kemal Sayar
Kemal Sayar
: Zaman da insanlara bir hediye, bir emanettir ve çok iyi kullanılması gerekir.
Aklım bana yardımcı olsa, yarime olan aşkımı terk etmez miydim? Elimde seçenek olsa, rahatlığı tercih etmez miydim?
Fuzuli! Yarimin sokağının başından ayrılamam. O sokak bana zulmedilen bir yer olsa da vatanımdır.
O kanlar içerek semiren, o ciğerler yiyen aşk yok mu? Yarabbi bize karşı yumuşat onu, merhamet ver ona.
Sayfa 255
Reklam
rakı doldurun! eksilmesin !!! bitmedi, yazacağım daha yazmazsam ağlayacağım çünkü
Her yerde seni hatırlıyorum durmadan Saat kaç olursa olsun, takvim ne derse desin.
Kan sızıyor bir halkın dinmeyen uğultusundan.
Yar
İncinmiş gonca gül gibi, açılmış bahar gibi, dertlere düşmüşem ben yar, yandım ararım yar. Yunus Emre
Sevgili mal verene, altın bağışlayana kendini öptürmez. O âşk derdi ile sararıp solan gerçek aşka yanağını uzatır. (Mevlânâ, Divân-ı Kebir 1.cilt, s.306, çev. Ş.C)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.