Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Doğayı bir makine olarak gören Renaissance görüşü de kökeni bakımından aynı şekilde benzeşime dayalıdır, ama çok farklı türden tasarımlardan yola çıkar. İlkin Hristiyanlığın yaratıcı ve her şeye gücü yeten Tanrı tasarımına dayalıdır. İkinciliğin, insanın makineler tasarlama ve yapma deneyimine dayalıdır.
Sayfa 15
Bu uygarlık, gerçek ve canlı metafiziği, gerçek Tanrı inancı ile putlaştırmaların her türlüsünü yıkıcı, sun'iliklere meydan vermeyici, Tanrı-in- san-doğa bağıntısını yeni baştan kurucu Hakikat Uygarlığının son ve mükemmel açılımı olan İslâm Uygarlığının özüne, ruhuna, kaynaklarına, bütün insanlığa, tabiat ve tabiatüstünü, fizik ve fizikötesini, insan ruhunun sırlarını perspektifine alan derin ve geniş bir bakış açısıyla tekrar dönmekle gerçekleşimini oluşturabilecektir.
Reklam
Roma'nın taşrası gibi Paris'in banliyösünün de bir özgünlüğü vardır; ufkun bize sunduğu tarlalardan, evlerden, ağaçlardan başka bir şey görernernek doğayı yüzeysel bir şekilde gözlemlemek anlamına gelir; nesnelerin tüm görüntüleri Tanrı'nın düşünceleridir. Bir ovanın bir şehirle birleştiği nokta her zaman için dokunaklı bir melankolinin izlerini taşır. Orada doğa ve insanlık sizinle aynı anda konuşur. Yerel özgünlükler o noktalarda kendilerini gösterir.
Sayfa 681
içkinlik 'aşkınlığın' tersidir. Her şeyin bu dünyevi varoluştan ibaret olduğu, doğa yasalarının her şeyi yönettiği ve Tanrı'nın tam anlamıyla doğaya eşdeğer olduğu fikrini ifade eder.
İbnü'l Arabi'nin eserini incelersek, onda tasavvufun büyük bir evren şemasına dönüştüğünü görürüz: Bu sistemde en yukarıda Plotinos'un "Bir"ine benzeyen hiçbir belirleme almamış, hakkında hiçbir yüklemin tasdik edilemeyeceği "gizli," "kapalı," "belirsiz" bir varlık bulunur. Bu, Mutlak Varlık
Aydınlanma çağında ölen Tanrı'nın yerini hiç gecikmeden doğa aldı. Aydınlanma öncesinde Tanrı'nın ne olduğu ve nasıl olması gerektiği araştırılırken, aydınlanmayla birlikte doğanın ne olduğu ve nasıl olması gerektiği araştırılmaya başlandı. Sorun, Tanrı'nın olup olmadığı sorunu değil, sorun, Tanrı'nın neden var ve neden yok olduğu sorunudur. Doğanın bir kriter olması ve olmaması sorun değil, sorun, doğanın neden kriter olması gerektiği ve gerekmediğidir.
Reklam
Hümanizm
Hümanizm dini insanlığa tapınarak, Budizm ve Daoizmde doğa kanunlarının, Hristiyanlık ve İslamdaysa Tanrı'nın oynadığı rolü insana devretmek istiyor.
Ahlâk, yasaktan doğmuştur ve bugüne kadar da yasak olarak kalmıştır. Yasak, doğası ve menşei itibariyle dinî bir mefhumdur. "Tanrı'nın On Emri"nden 8 tanesi yasaklardır. Ahlakı olan, insan doğasının hayvani güdüleri karşısında kısıtlama ve yasak prensibini izler. Hristiyan ahlâkı bu konudaki tek değil, fakat en meşhur ve en bariz örnek olarak verilebilir. Eski dinlerin tarihi, bugün bize anlamsız gelebilecek çeşitli anlamsız olabilecek bir yasak yoktur. Elbette yasağın rasyonel bir manası da olabilir fakat yararlılık hiçbir zaman birinci anlamı olmamıştır. Demek oluyor ki ahlâk, tarihçilerin can atarak tanımladığı gibi "doğa ile uyumlu yaşamak" değildir. Eğer, "doğa" kelimesini gerçek manasıyla alırsak, ahlâkın doğaya karşı yaşamak olduğunu iddia etmek gerçeğe daha yakın olacaktır. İnsan gibi ahlâk da irrasyoneldir, doğa dışı ve doğaüstüdür. Doğal insan ve doğal ahlâk mevcut değildir, Doğanın sınırları içerisinde insan değil, olsa olsa akılla donatılmış hayvandır. Doğanın sınırları içindeki ahlâk da ahlâk değil, bir çeşit bencillik, bir çeşit akli ve aydınlanmış bencilliktir." Darwinist düşüncenin öne sürdüğü "hayatta kalma mücadelesi"nde (ahlâki anlamda) en iyiler değil, en güçlü ve çevreye en iyi uyum sağlamış olanlar kazanır. Biyolojik gelişim ne insan haysiyetine ne de ahlâka doğru bir seyirdir (eğer insan haysiyeti ahlâkın kaynaklarından biri ise). Darwin'in insanı biyolojik tekâmülün en üst seviyesine ulaşabilir (üst insan olabilir), fakat insani niteliklerden, hatta insan haysiyetinden mahrum kalır. Çünkü bunu ona ancak Tanrı bahşedebilir.
Sayfa 194
Bazı Aydınlanma figürlerinin, yüzlerini Tanrı'dan Doğa'ya doğru çevirirken, dönüp dolaşıp Doğa'da onları tekrar Tanrı'ya götüren bir aklın işaretlerini keşfettikleri gerçekten doğrudur.
Sayfa 35 - Yordam kitap 3.basım çeviri selin dingiloğluKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.