Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
haydaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
Tarlaya domates ekersek, domates yeriz. Çilek ekersek de çilek.
Sayfa 185 - tabii ki de para vermedim yayıneviKitabı okudu
Kötü Kan
Antik Roma'da bir gladyatör savaşırken öldüğünde kanı değerli bir ilaç hâline gelmişti. Zengin aristokratlar ölü gladyatörün damarından kanını emmek için para öderdi. Bu tedavi çoğunlukla epilepside ve enerjiyi arttırmak için kullanılıyordu. Ortaçağ'da cellatlar idam suçlularının kanını satarak para kazanıyordu. Bir suçlunun kanını içmenin kişiyi daha çok güçlendireceğine inanılıyordu. Ínsanlar domates çorbası içer gibi kan içiyordu. Tedavi olarak kan, 15. Yüzyıla kadar kullanılmaya devam etti. Papa VIII. Innocent, 1492 yılında ağır bir şekilde hastalandığında doktorları üç çocuğun kanını içmesini önermişti. Fakat işe yaramadı. Papa da, kanı akan çocuklar da ölmüştü. Kanın ilaç olarak kullanılması ise 18. Yüzyıla kadar devam etti XVI. Louis, 1793 yılında giyotine gönderildiğinde kalabalıklar mendillerini kraliyet kanına batırmak için birbiriyle yarışıyorlardı. Kral kanının şifa kaynağı olduğuna inanılıyordu.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
Çocukların büyümek, öğrenmek ve gelişmek için zamana ihtiyacı var. Neticede çocuk yetiştiriyoruz, hormonlu domates değil!
YAVAŞ GÜZELDİR-HAYATIN RİTMİ-EpubKitabı okudu
... çadırımızı kurarız o ormanın içine, mangalımızı yakarız, dalarız göle... Balık, bira, domates ve bir yığın kitap... Okuruz, oynarız, şakalaşırız, içeriz, yüzeriz, ...
Cem Yayınevi, 1. Basım (epub)Kitabı okudu
ÖKKEŞ KAPICI Mevsim yazdı, ama yine de yolun iki yanı zümrüt gibi yemyeşildi. Biber bahçeleri, domates bahçeleri olabildiğine uzanıyordu, Bu bahçelerde insanlar, ellerinde küfeleri ürünlerini topluyorlardı. İçlerinde çocuklar da vardı. Ökkeş, bu çocuklara bakarak kendini çok mutlu hissediyor, içinden: "Onlar çalışıyorlar, bense lstanbul'a gidiyorum, diyordu. Ardından da: "Ama başka zamanlar ben de onlar gibi çalışıyorum!" diye düşünüyordu. Bu bahar babasıyla birlikte az mı çalışmışlardı, o fasulyeleri, biberleri, o salatalıkları dikmek için. Hele kabaklar, az mi üzmüştü onları? Kabaği ekeceksin, onlara ark açacaksın , kabak küçücük çıkınca onu devireceksin, sürgününe yol hazırlayacaksın. Bir zaman sonra kabak, kocaman çiçeğini açacak, birkaç gün sonra da ciçek taç yapraklarını dökecek , tam ortasında bir kabak oluşacaktı. Salatalık da öyleydi. O da çok bakım isteyen nazik bir bitkiydi Ökkeş , bunları düşünüyordu. Cip yürüvor. köyleri dağları hep geride bırakıyordu. ...
Zenginlik; sabahları poğaça yiyebilmektir. Zenginlik; merdivenleri yardımsız çıkabilmektir.Pencereden bakıp yoldan geçenleri görebilmektir. Her akşam kendi kapını kapatabilmektir. Saçının okşanmasıdır. Kolundaki saatin geleceği göstermesidir. Bir sonraki hafta için plan yapabilmektir. Güzel günleri bekleyebilmektir. Bazen bir tabak makarnadır. Bazen iki tane domates ve bir taze ekmektir. Kendine inanabilmektir. Zenginlik varlığından mutluluk duyabildiğin herşeydir...
Reklam
Kahvaltıya buyurun :)
Tavşan kanı çay, sıcacık tandır ekmeği, tereyağlı sucuklu yumurta, peynir, domates ve salatalıktan oluşan kahvaltıyla iyice doyurduk karnımızı.
Sayfa 14 - CAN YAYINLARI 2. BASKIKitabı okudu
Yer Etme Tekniği
Reklamlarda ve pazarlama çalışmalarında geçen; "sıcacık çorba", "kıpkırmızı domates", "çıtır çıtır patates" vb. kelime gruplarıyla çağrışım yaratılmaya çalışıldığı belirtilmiştir.
Sayfa 91 - Demirtaş, 2004:83Kitabı okudu
Afiyet olsun :)
Malzeme boldu. Dolma biberler, patlıcan, domates, salatalık, yeşillik, ızgara, pirzola, şiş, canımız ne isterse pişirip yemeye başladık.
Sayfa 32 - CAN YAYINLARI 2. BASKIKitabı okudu
Okudum ve annemi özledim ben de..
Evi düşündüm, parmesan peynirli domates suyunda yüzen spaget­ti, annemin limonlu keki, kuzu kızartma ve sıcak çörek, ve öyle kötü hissettim ki kendimi tırnaklarımı koluma batırıp kan gelene dek sık­tım. Büyük memnuniyet duydum bundan. Tanrı'nın en sefil yaratıklarından biriydim, kendime işkence etme noktasına gelmiştim. Benim elemimden daha büyük elem yoktu şu dünyada.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.