"Beni işitenlere söylüyorum: Düşmanınızı sevin, siz- den nefret edenlere iyilik yapın, size beddua edenlere siz hayır duasında bulunun, size kötü davrananlar için siz dua edin... Başkalarına, size davranılmasını istedi- ğiniz gibi davranın. Sadece sizi sevenleri sevmenizin ne kıymeti var? Kendilerini sevenleri günahkarlar da se- ver."
İncil/Luka
"Hadisin rivayetlerinde var ki: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin" Azab vermiş, cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: "ENE ENE; ENTE ENTE". Hangi nevi azabı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş:
Peygamberimiz (sav): "Dua ibadetin özüdür" "Kabul edileceğine yakinen inanarak, Allaha dua ediniz" buyurmuşladır (Tirmizi). Kur'an'da ise şöyle buyrulur: "Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin... Allaha korkarak ve umutla dua edin"(Araf, 55-56).
Ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin. Öyle ki, göklerdeki Babanız'ın oğulları olasınız. Çünkü O, güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır. Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur?
Çocukken ne mutluyuzdur. Işık, mantığın sesiyle nasıl da körelir. Bu hayatta taşı düşmüş yüzükler gibi dolaniyoruz. Ama sonra bir gün, bir yerden köşeyi dönüyoruz ve bir de bakıyoruz ki karşımızda, yerde yatıyor; mücevher gibi kesilmiş, ışıl ışıl bir kan damlası… Hayalet değil gerçek. Dokunup rahatsız edersek yok olabilir. Ama bir adım atmazsak da, hiçbir şey düzelmeyecek. Bu bilmeceyi nasıl çözeceğiz? Bir yolu var.Dua edin. Kendi duanızı söyleyin. Nasıl söylerseniz söyleyin, fark etmez. Çünkü bittiğinde, saklamaya değer tek mücevhere, bağışlamaya değer tek tohuma siz sahip olacaksınız.
Bir grup sahâbi oturmuş Allah'ı zikretmektedir. O esnada Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem gelir ve onlara "Devam edin" der. Onlar dua etmeye devam ederler. Allah Resûlü de yapılan dualara "Âmin" der. Sıra Ebû Hureyre radıyallahu anh'a gelince o, "Allah'ım! İki arkadaşımın istediklerini ben de istiyorum. Bir de unutulmayan bir ilim diliyorum" diye dua eder ve Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem "Âmin" der. Önceden dua etmiş olan Zeyd b. Sabit ve arkadaşı "Biz de unutulmayan bir ilim istiyoruz" diye tekrar dua ederler. Bunun üzerine Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem "ed-Devsî (Ebû Hureyre) bu konuda sizden önce davrandı" buyurur.
Bir konuda başarılı olmak ve sonuç almak mı istiyorsunuz? Yapmanız gereken en basit işlem şudur: O konuda başarılı olan şahısları inceleyerek onları başarıya götüren sebepleri tespit edin. Bir de başarısız olanları inceleyerek onları başarısızlığa götüren sebepleri tespit edin. Sonra dönüp kendinize bakın. Sizde başarılı olma sebeplerinden