Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Kitabın girişine konulan övgü yazılarından hoşlanmasam da sonuna kadar bu övgü yazılarını okudum. Sonda gerçekten söyledikleri gibi mi diye kitabı okurken her zaman takındığım eleştirel tavırdan daha fazlasıyla ilerlemeye başladım ve şunu söyleyebilirim ki modern edebiyatta kadın'ın sağlam bir tasvirini yapmış, gerçek kimliği bilinmeyen Elena Ferrante. Kadınlar arasındaki dostluk, kıskançlık, imrenme, rekabet, sevgi, hoşgörü, paylaşım, destek olma vb. birçok duyguyu öylesine yalın, doğal anlatmış ki yazar, hayran kalmamak elde değil. Napoli'nin varoşlarının nasıl bir yaşam sürdürdüğünü, bu yaşamın kadın ve erkek davranışlarına nasıl etki ettiğini okuyacaksınız. İkinci kitabını okumak için sabırsızlanıyorum.
Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım
Benim Olağanüstü Akıllı ArkadaşımElena Ferrante · Everest Yayınları · 20151,603 okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Öncelikle bana bu güzel kitabı hediye eden ( ilk defa kitap hediyesi aldım.) 1K'nın saygın üyelerinden olan arkadaşa tekrar teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Gercek bir aşkın dokunaklı ve yürek burkan hikâyesi. Keşke insanlar kendilerini klasiklerinde yaptıkları gibi ifade edebilseydi. Marguerite Gautier'e ağlamak istedim, Armand Duval'a üzüldüm. Kıtabin beni bu kadaur hüzünlendireceğini tahmin etmezdim. Geçmişin verdigi acılar tazelendi. Geçmişle işimiz bitse de geçmisin bizimle işi bitmez. Sevgi, kıskanclık, öfke, korku, acı ve nefret boyle bir temaya sahip bir aşk hikayesi. Tum aşkların canı cehenneme; her zaman acı ve ıstıtap dolu. Hıc mi gercekten özverili birbirini sevipte kavuşan mutlu olanını görmeyeceğiz. Yazarın yazı stili, geri sarmalanmasıyla baslayan hikaye gerçekten büyüleyici. Armand Duval'ın Marguerite'nın cesedini gördüğü mezarlik olayı, edebiyatta en güçlü, en güzel, en duygulandıran andir sanırım. " Herhalde doğmadan önce cok kötülük ettik ya da öldükten sonra cok büyük bir mutluluk tadacagız ki, Tanrı bu yasamın kefaretini tüm iskencelerle, tüm acılarla ödenmesine izin verebiliyor." Günümüzün kötüsü Marguerite Gautier kadar kötü ve temiz olabilse keşke. Aşkların da hangisinin daha özverili olduğunu öğrenmek icin kitabı okumaniz dileğiyle, Kamelyalı Kadın kesinlikle okumanız gereken bir klasiktir
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201917,5bin okunma
Reklam
Edebiyatta Kıskançlık
Büyük yazarlar edebiyata tutkundur, onların meselesi kişilerle ilgili değildir. Yeniden yaratmak yoluyla gerçekliğe ulaşmaya çalışırken, para kazanmayı, ünlü olmayı falan önemsemezler. Nitelikli bir yapıtla karşılaştıklarında, yazarını kıskanmak bir yana, büyük mutluluk yaşarlar.
Sayfa 119 - Doğan KitapKitabı okudu
152 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
“Aşk imiş her ne var âlemde, İlm bir kıyl-ü kâl imiş ancak.” İnsanoğlunun muğlak bir varlık olduğunu hepimiz biliyoruz. Olmasa bile olması gerekirdi de bana göre. “Anlaşılmak kendini satmaktır.(F.P.)” Bizi anlaşılmaz kılan çok şey var. Ama öyle bir şey var ki her yerde her şekilde karşımıza çıkabiliyor. İnsanın en büyük kıvılcımı: Aşk. Hayatımızı
Tünel
TünelErnesto Sabato · Ayrıntı Yayınları · 2000842 okunma
192 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Hep kişilerin, şehirlerin, binaların tarihi yazılacak değil ya! Burada anlatılan tarihler ise tali yolların dillenmesi gibi düşünülebilir. Farklı bir şey okumak, duymak isteyenlere; yeni bir tat almak gibi bir şey diyebiliriz. Kitaplar ilginç başlıklara sahip. Kıskançlığın, öpüşmenin, kem gözlerin, şişmanlığın gibi. Kişi, mekan, şehirlerden
Kara Kediler Kem Gözler Modası Geçmiş Batıl İnançlar Kitabı
Kara Kediler Kem Gözler Modası Geçmiş Batıl İnançlar KitabıChloe Rhodes · Doğan Kitap · 201527 okunma
Tanpınar'ın dediği gibi, “Edebiyatta kıskançlık vardır” ve Alvarez, S. Plath'ın mısralarındaki bağışlamazlığına dikkat çekerken bu fikri doğrular gibidir. Plath'ın son şiirlerindeki “yıkıcı, değişken, talepkâr, Plath'ın takdir etmeye eğitildiği her şeyden tamamen uzak” havayı betimler.
Reklam
152 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Otranto Şatosu; Gotik roman türünün ilk örneğidir. Gotik romanı nedir peki? Korkulu, gizemli ortamlarda büyülü, hayaletli, şeytani olayları konu alan İngiliz ve Amerikan romancılığına özgüdür. Bir nevi gotik romanların günümüzdeki uzantıları bilimkurgu ve fantastik romanlarıdır diyebiliriz. Kitabın önsözünde Gotik edebiyatından da bahsedilmektedir. Yazarımız kitapta gotik mimarisini de kullanır. Olaylar bir kalenin içinde geçer. Bencilliği, çıkarcılığı ve kibirliliği ön planda olan Lord’un etrafında dönen olaylar silsilesini aktaran yazar, aslında feodalite sistemini de eleştirmiştir. Lord’un (Manfredi) gerçekleşmesinden korktuğu kehanet nedeniyle aceleyle, tek olan oğlunu (Conrad) evlendirmek ister ve evlendireceği gün oğlunun gizemli ölümü ve şatoda duyulan garip sesler, hayaletlerle ile bir takım olaylarla hikaye başlar. Ve tabi ki çarşı pazar karışır:) çıkarcılık, iki yüzlülük var, korku var, aşk var, saflık var, kıskançlık var, dostluk var, inanç var... Kitap adına spoi vermemek için detayları aktarmaktan kaçınmakla beraber; edebiyatta geniş alanlarda bir okuyucu iseniz ya da öyle bir okuyucu olmayı düşünüyorsanız Otranto Şatosu’nu okuyun derim :) Ve mutlaka kitaptan önce birazcık Gotik edebiyatını araştırın derim. Bilgi sahibi olduktan sonra kitabı okumak çok daha zevkli olacaktır. Bana kendini hiç sıktırmadı ve iki günde bitirdim. Size de keyifli okumalar dilerim:)
Otranto Şatosu
Otranto ŞatosuHorace Walpole · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20171,674 okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kıskançlık, haset, gıpta, imrenme... Küçüğünden büyüğüne insanların ve her türlü hayvanın hissettiği şeytani duygu. Doğan Kitap'ın Renkli Tarih serisinden okuduğum ve en az önceki kadar (Öpüşmenin Tarihi) iyi bir kitap. Kıskançlık kavramının teorik açıklamaları yanında, bilimsel araştırma sonuçları, tablo, film ve kitaplarla dolu 200 sayfa. Mitolojiden günümüze bir yolculuk. Kitabı okurken elimden telefon düşmedi. Çünkü neredeyse her üç sayfada bir ressamların tablolarını görmek istedim. Evet, kitapta bazı tabloların resimleri var ama bunlar siyah beyaz. Kitap, kıskançlık ve haset arasındaki farkı, kıskançlığın bir şeyi kaybetme korkusu; hasedinse bir şeye ulaşamama korkusundan kaynaklandığı şeklinde açıklıyor. "Kıskançlık yok edilemez" diyor Toohey. Yazarın, kıskançlık sonucu kıskanılan kişiye yönelen yıkıcı davranışlarla ile ilgili düşüncesi de şöyle: "Bir duyguyu kontrol edemeyebilirsiniz ama onu eyleme döküş biçiminizi kontrol edebilirsiniz. Kıskançlık bir uyarı mekanizmasıdır. Uyarıyı alınca ne yapacağınız, bambaşka bir konudur." Şahsi düşüncemse yıkıcı kıskançlık yaşayacağımız birinden uzak durmamız yönünde.
Edebiyatta Sanatta ve Popüler Kültürde Kıskançlık
Edebiyatta Sanatta ve Popüler Kültürde KıskançlıkPeter Toohey · Doğan Kitap · 201622 okunma
Kıskançlık
Kardeş aktristler, Joan Fontaine ve Olivia de Haviland arasındaki kıskançlık hakkında "1978'de, Joan, Hollywood Reporter'a verdiği röportajda kız kardeşi için şunları söylemişti: 'Önce ben evlendim, Olivia'dan önce Oscar kazandım, ondan önce ölürsem, yine kazandığım için Olivia şüphesiz çok öfkelenecektir."
Sayfa 124 - Doğan KitapKitabı okudu
112 syf.
10/10 puan verdi
6 Hakkında İncelemeler
EYLÜL İNCE'DEN Bir kitap düşünün ki içinde aşk olsun; babanın üvey evladına duyduğu, annenin öz kızına… Yine babanın alkole ve sigaraya, hepsinin 6 rakamına!... Biraz karışık oldu değil mi? Evet, kitap da böyle zaten; karışık, karmaşık, zor ama özel, farklı bir eser. Belki türünün ilk örneği, belki de postmodernizm romanın bir adım
6
6Emre Karadağ · Cinius Yayınları · 201718 okunma
Reklam
168 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Peter Toohey'in, Edebiyatta Sanatta ve Popüler Kültürde Kıskançlık isimli kitabını beğenmiştim. Aynı tadı bu kitapta da bulacağımı sanıyordum ama öyle olmadı. Can sıkıntısının tarihi yine can sıkarak anlatılmış. Kendi adıma sevindirici olan şey, iyi ki bu kitabı diğerinden önce okumamışım. Bu kitaptaki nispeten olumsuz tecrübemden dolayı diğer kitabı elime almazdım sanıyorum. Kitapta ilgi çekici bilgiler var ama bunlar da kitabı okuma heyecanını diri tutamıyor. Eser, can sıkıntısını özellikle edebiyat ve resim dünyasından örneklerle anlatıyor. Can sıkıntısını iki gruba ayırıyor: basit can sıkıntısı ve varoluşsal can sıkıntısı. Basit can sıkıntısı herkesin her an yaşayabileceği türden bir sıkıntı. Varoluşsal sıkıntı ise daha çok, bilişsel gelişmişlik gerektiriyor. Diğer her şey bir yana, kitapta yer alan, bilim insanının can sıkıntısına örnek sayılabilecek, Dürer'in Melencolia I isimli gravürü ile Lucas Cranach'ın bu gravüre tepki olarak yaptığı Melancholia tablosunu öğrenmek, kitabın bana kattıkları oldu. Sırada, Renkli Tarih serisinin diğer kitapları var.
Can Sıkıntısının Eğlenceli Tarihi
Can Sıkıntısının Eğlenceli TarihiPeter Toohey · Doğan Kitap · 201465 okunma
Arketip Nedir?
Arketip İsviçreli psikiyatr Carl Gustav Jung tarafından, kişiliği açıklamak için ortaya konan kavramlardır biridir. Arketipler Jung'a göre kişilikleri veya davranışları simgeleyen model karakterlerdir. Bu karakterler kişiliği açıklamakla kalmaz aynı zamanda kişiliklere de yön verir. Edebiyatta genel olarak 12 arketip üzerinde durulsa da Jung'un
136 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.