"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Sırça Köşk, bir dönemin yasaklı kitaplarından. Okumadan önce neden yasaklı olduğunu tahmin etsek de okuduktan sonra gerçekler neden yasaklanır ki diye düşündürüyor.
Bu kadar mı sevmiyoruz gerçeğin anlatılmasını?
Bu kadar rahatsız eden ne?
Gerçekle yüzleşememek niye?
İfade etmeyince, anlatmayınca geçip gidecek mi öylece?
Sabahattin Ali,
Seslenince ölüm en tiz çığlığıyla sessiz bir gecede
Ne kıymeti kalır sözde aşklarla donanmış hatırların
Kör talihle budanmış yaşamın
Hey KADIN
Ölüyorsun,
Bıçaklanıyorsun, yerlerde sürünüyorsun
Aşk bildiğin kesiyor çoğu zaman nefesini kendi eliyle
Sonra çıkıyor rahat aldığı nefesiyle cümle alem içine
Yine de susuyorsun, yine de akıllanmıyorsun
Hey ADEM
Bıçaklıyorsun, yerlerde sürüyorsun
Sırat, mahşer bilmiyorsun
Dün kestiğin nefes, bugün solumana sebep olanın aslında, önemsemiyorsun
Bir gün senin de başına geliyor, el sürüyor bir can'i ahbabının namusuna, kıyıyor oracıkta körpecik canına
O zaman namusunun farkına varıyorsun
Sonra ne zamanlara kaldık diye etrafta dolaşıyorsun
Sana bahşedilen o nefes var ya, sana farz herkese borç bildiğin o nefes; bir gün kesilecek, sanmıyorsun, görmüyorsun, bilmiyorsun.
Zaten sen her şeyi sonradan anlıyorsun, hep sonradan üzülüyorsun, sonradan pişman oluyorsun (!)
HEYHAT tüketiyorsun, tükeniyorsun.
Biraz edep yahu, biraz vicdan!!!
Ben bir eseri okuduğumda, eğer o eser güzelse etkisinden kolay kolay çıkamam. Zaten etkisinde kalmadığım esere de güzel demem. Döner döner okurum çarpıcı yerlerini. Bu okumalarımda bir de bakarım ki, bir yığın çarpıcı şey varmış ve ben onları kaçırmışım. Esere başlamadan önce ne önsöz okurum ne de hakkında yazılmış şeyleri. Anlamak için kendime
Yazar Nicos Kazancakis önemli bir felsefe, düşünce insanıdır. Hayatının bilinirliği açısından hak ettiği yerde olmadığını söyleyebileceğim, yaşama dair ciddiye alınması gereken düşünceleri olan bir yazarın kitabıyla muhatap olacağınızı kitabı okumadan önce bilmeniz gerekiyor. Osmanlı vatandaşı olarak doğup Yunan vatandaşı olarak ölmesi, yaşadığı
"ÜZÜLME!
İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme!
Rahman, “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı?
O halde ne diye üzülürsün ey can?
Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan;
Gece gibi kapkaranlık nefsini yak!
“Derdim var” diyorsun;
Dert insanı Hak’ka götüren Burak’tır; sen bunu bilmiyorsun.
Sanma ki dert sadece sende var.
Şunu bil ki; sendeki derdi
Âlem, üç şeyin mecmuundan ibarettir: Varlık, düşünce ve hareket.
Bunların hepsini kendinde toplayan insan, üç şeyin peşinde olmak için yaratılmıştır: Hakikatın, hayrın ve güzelliğin.
İnsan ruhunda bu üç şeye götüren üç yeti vardır: Zeka, duygu ve irade.
Zeka üç yerde kullanılır: Kazanmada, hilede, ilimde.
Duygunun üç dünyası vardır: Sanat,
Terk Etmeniz Gereken 9 Cümle: 🙂🕊️
📍Ben yapamam.
📍Artık çok geç.
📍Başkaları ne düşünür?
📍Ya yapamazsam?
📍Böyle gelmiş böyle gider.
📍Benden bir şey olmaz.
📍Çok mutsuzum.
📍Kendimi değersiz hissediyorum.
📍El alem ne der?
#alıntı
Bütün devletleri avucunda oynatan, İflas etmiş bir devleti ilk 4 ekonomiye dahil eden, Çin'e üniversite yaptıran, Küba'ya ajan gönderen, ingiliz elçisini kendi casusu yapan, Singapur da camii yaptıran, 10 binden fazla okul açan, borçların %86'sını ödeyen, bir siyasi deha Alem-i İslam Halifesi Osmanlı İmparatorluğu'nun padişahı Sultan Abdülhamid Han hazretleri
El muzaffer daima ☝️
Camus okumayı ve Camus'ye dair okumayı sever ve önemserim. Görüşlerini benimsediğim için değil, ondan da öte üzerinde düşünmeyi gerekli gördüğüm varoluşsal konulara dair görüşler sunduğu için. Açıkçası ilgisi olsun veya olmasın -insanlığa dair evrensel kavramları sorgulatması sebebiyle- tüm insanlarca okunmasının elzem olduğunu düşündüğüm
Kitabı yorumlamaya öncelikle yazarlarımızı tanıtarak başlamak istiyorum.
Bekir Develi aslında herkesin tanıdığı bi isim Ramazan da özellikle sık sık görüyoruz.Gezi, belgesel, yarışma sunuculuğunu yapıyor.Bu kitabın bilgi sahibi bir modda moderatörü denilebilir.
Muhammed Emin Yıldırım aslına bakarsanız bu kitabın yapımı için konuşulabilecek en doğru insan