Kitap II. Dünya Savaşı esnasında yaşanan tek bir hikâye etrafında şekilleniyor. I. Dünya Savaş’ından sonra artık umudunu ve gayretini iyiden iyiye yitirmiş askerlerin; savaş, barış, ölüm, kalım, yaşamın anlamı ve yolun sonu üzerine yaşadıkları tüm buhranları; iniş ve çıkışları, oldukça başarılı ve naif bir dille ortaya koymuş yazar. Bunda
Bu iki eser Bekir Develi’nin Muhammed Emin Yıldırım Hoca ile yapmış olduğu Youtube yayınlarının kitaplaştırılması ile meydana gelmiştir. 2020 yılı Ramazan ayında her gün bir program gerçekleştirilmiştir. Toplamda 30 bölümden oluşan bu anlatıma şu linkten ulaşabilirsiniz.
Programlar Mekke ve Medine Dönemi olarak iki kitap halinde okuyucuya sunulmuştur. Bana da “Kilerde Kitap” ekibinin düzenlediği program ile Sevgi Sula hocamızın mihmandarlığında ilk kitabın anlatımına katılmak nasip oldu. Kendilerine tekrar teşekkür ediyorum. Her sene özellikle Ramazan ayında bir Siyer kitabı okumak gerektiğini alandaki birçok hocamız tavsiye ediyor. Bu ilk kitapta ise bildiğimiz çoğu konunun bilmediğimiz detaylarını buluyorsunuz. Çünkü Muhammed hocanın da dediği gibi “Bilmediğin değerlere sahip çıkamazsın.”
Kitabı okudukça, Kur’an-ı Kerim’i İbni Mesud (ra) gibi Cebrail (AS) tazeliğinde, yeni gelmiş gibi okumamız gerektiğini hatırlıyoruz. Menhec yani usul bilmemiz gerektiğini, hamaseti hamiyetle değiştirmemiz gerektiğini öğreniyoruz. Nübüvvet öncesi dünya ve Mekke dönemi cahiliyesini bilmeden İslam’ın kıymetini bilemeyeceğimizi anlıyoruz. Bu cümleyi daha iyi kavramak adına “İlk Bahar” kitabını da tavsiye ediyorum.
“Ben Hatice’nin sevgisi ile rızıklandırıldım” buyuran o yüce Nebiye (SAV) selam olsun… Şu anda O’nu andığımızdan haberdar olsun, bu gayretlerimiz ahiret azığımız olsun, bizler de eşlerinin sevgisi ve evlatlarının iyiliği ile rızıklandırılanlardan olalım inşallah…AMİN
balkandays.blogspot.com/2023/05/herkes-...
Cengiz Aytmatov’un ismi ile müsemma bu önemli eseri, bir günün yaşanmışlıkları ve hatırlattıkları ile nasıl olur da bir asır kadar uzun olabileceğini gözler önüne seriyor. Önce kitabı okuyup sonra yazarın hayatını okuduğum için aslında kitapta ilim, bilim, kültür ve değerleri adına ölen ya da öldürülen Ebu Talip’in, yazarın babasını anlattığını
Çok iddialı olacak belki ama bu kitap şimdiye kadar okumuş olduğunuz İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy eserlerinden hem dili hem de içeriği olarak farklı bir yerde duruyor. Hem tarih hem de edebiyat eseri diyebiliriz. Yazarımız yılların vermiş olduğu tecrübe ve bilgi birikimi ile bir yandan marşımızın yazıldığı yıllardaki tarihi arka planı
“Her şeyi ihtiyardı balıkçının -yenilgi nedir bilmeyen, neşeli, deniz rengi gözlerinden başka…”
Bu kitabı okurken kendimi her ayrıntının ince ince anlatıldığı sahnelerde, hızla giden bir trenin içinde duran küçük ve meraklı bir çocuk gibi hissettim. Etrafımda her şey hızla akarken, ben durup o çocukla beraber yaşlı adamı dinlemek istiyordum.
Bu kitabı okuduktan sonra hayatında çok fazla çalkantılar, inişler ve çıkışlar yaşayan insanların, dinginliğe kavuştuktan sonra neden onu bırakmak istemediklerini biraz daha anlayabildim sanırım. Ama burada dinginlikten kastım tamamen sessizlik ve olaysızlık hali. Şimdilerde ise konfor alanı denilen alan. Aslında içinde bulundukları ev, aile, her
İslam bir dindir ve bir din nasıl dirilir diye merak ediyorsanız, Sezai Karakoç’un bu eserini okumalısınız. Din dirilmez tabi, dinin muhatabı olan insan dirilir yani dirilmelidir. Üstat bu kitabında dirilişin nasıl olduğunu 19.yy.’lın ikinci yarısından itibaren dünya üzerinde yaşayan her bir fertten topluma, kültürden sanata, siyasetten
Roman bizi 13. yy. sonu ve 14. yy. başında Uluğbey’in Semerkant merkezli Mâverâünnehir bölgesindeki saltanat dönemine götürüyor. Romanda saltanatın özellikle son dönemleri, Uluğbey’in tüm baskılara rağmen ayakta tutmayı başardığı rasathanesi, hayatının tehlikeye girmesinden sonra en önemli hazineleri olan kitapları saklama macerası ve sonunda öz
“O, Tebriz, Batum, Tiflis, Bakü hattında halı ticareti yapan bir tacir. Batum'da bulunduğu sırada Bolşevik İhtilâli patlak verip sınırlar kapatılınca bir daha Tebriz'e dönememiş, Trabzonlu bir motorcunun yardımıyla onun şehrine kaçmış, İstanbul'a geçmek niyetiyle Trabzon'a şöyle bir uğradığını sanmış ama büyükannemle evlenince
Sadece tarihte toplumların rönesansı olmaz. Ya da aydınlanması, Alman felsefecilerin ifadesi ile “Aufklärung”. İnsanların da aydınlanma ve özünü bulma dönemleri olur. Bu önce Peygamberler ile gelir. Mesaj çok net ve açıktır aslında ama tam anlamıyla idrak edilemez. Bu nedenle tarih boyunca insanlar Peygamberlerden hep bir mucize beklemiştir eksik
Amin Maalouf’un meşhur eseri Semerkant. Yıllar önce üniversite yıllarında okuduğum bu eseri, okuma grubum ile tekrar okumak iyi ki de nasip oldu. Aslında çoğu şeyi hiç de anlamamış olduğumu fark ettirdi bana. Bu nedenle de sanırım bu yazıma pek çok kaynak ekleme ihtiyacı hissettim.
Eser dilinin akıcılığı ve olayların gizemiyle merakla bir
“Bir şeyin gerçek olması pek o kadar önemli değildir fakat gerçek olarak algılanması çok önemlidir”
Henry Kissinger
Açıkçası bu kitabı okuma listemizde görünce, adından dolayı mesafeli durmuş, bahsettiği şeyleri az çok bildiğimi düşünmüştüm. Ama hiç de öyle
Her sene en az bir siyer kitabı farklı yazarlardan okunmalı bence. Filistin asıllı yazar Waddah Khanfar biyografisinin zenginliklerini, Siyer tarihini okuma ve yorumlamada çok yerinde kullanmış diyebiliriz. Şimdiye kadar okuduğunuz Siyer kitaplarından oldukça farklı bir kitap sizi bekliyor. Kureyş Suresinde geçen İlaf meselesinin ne anlama geldiğini, o günün şartlarında Peygamberliğin gelişine hazırlanan Mekke'nin başında bir kralının bulunmayışının hikmetlerini ve daha birçok farklı yorum ve dikkat çekişleri okuyacağınız kaliteli bir eser.
balkandays.blogspot.com
İlk BaharWadah Khanfar · Vadi Yayınları · 2020199 okunma
Tam bir ziyafet tadında okudum Sezai Karakoç’un bu eserini. Okurken neredeyse her satırının altını çiziyorsunuz. Oruca hiç bu gözle bakmamıştım diyorsunuz. Ruhu şad olsun, haberdar olsun inşallah. Rabbim bu güzel hizmetini ve hayrını kabul eylesin. Ne güzel ardında hoş bir sada bırakmak, ne güzel ardından güzel sözlerle anılmak…
Kitabın
Kur’an-ı Kerim’de “Denge (i‘tidâl)” Kavramının İşlendiği Ayetler
Bahsedilen öyle bir kelime ki hem bir tane hem bin… DENGE. İçinde bir sürü anlamı barındırıyor. Güneşin doğuşunda, dünyanın dönüşünde, yaratılmışların fiziksel özelliklerinde, insan ilişkilerinde, ölümde kalımda, mutlulukta hüzünde, vermede almada, öfkede tevazuda, kısacası dünyadaki tüm eylem ve davranışlarda DENGE… Ne ultra-Ortodoks Yahudilerde olduğu gibi eş olan kadına gerekenden fazla yüklenilmesi, ne de Hristiyanlıkta Ruhbanlık sınıfı gibi aile kurmanın yasak olması. İkisinin dengesi İSLAM.
balkandays.blogspot.com/2023/01/denge.html
