erdem atılay

İki davranışçı birbirleriyle sevişirler ve ardından biri diğerine "Bu senin için olağanüstüydü, peki benim için nasıldı?" diye sorar.
Sayfa 280Kitabı okudu
Reklam
Euthyphron ikilemi
Tanrı, emrettiği ve sevdiği eylemleri, ahlaken iyi olduğu için mi emreder ve sever? Yoksa Tanrı'nın emretmesi ya da sevmesi mi, emrettiği ve sevdiği eylemleri ahlaken iyi yapar?
Her şeyi yadsırsanız, çevrenizdekiler hemen zeki bir insan olduğunuzu düşünürler: Bildik bir numaradır. İçten insanlar , yadsıdığınız şeyden üstün olduğunuzu düşünmeye hazırdır. Ama çoğu zaman doğru değildir bu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Felsefe insanın düşünerek, kendi varoluşunun bilincine vardığı her yerdedir.
Reklam
Felsefe yapmanın kaynağı, bir varlık karşısında şaşkınlık duyma, kuşku ve yitmişliğin bilincine varmadır. Her durumda, felsefe, insanı kavrayıcı bir sarsıntıyla başlar, boyuna şaşıp kalmadan yola çıkarak, bir erek arar.
Bu şimdiye dek yaptığım en iyi, en doğru şey ve bu yolun sonu, şimdiye dek hiç bilmediğim kadar güzel, çok güzel bir uyku.
Sayfa 462Kitabı okudu
Umarsızlığına, korkunç yalnızlığına, insanların acımasızlığına, Tanrı'nın acımasızlığına, Tanrı'nın yokluğuna ağlıyordu.
Yüzyıllar boyu kahır ve üzüntüden doyum sağlamayı bir yaşam biçimi olarak benimseyip bunu türkülerine, şarkılarına ve edebiyatına yansıtmış olan bir toplumun bireyleri, çağdaş dünyanın farklı beklentilerinin kendilerini uyanmaya ve etkin olmaya zorlamasını kızgınlıkla karşılayabilirler.
İsteyerek ölmeli mi, yoksa ne olursa olsun umut mu etmeli?
Reklam
...houyhnhnm'lar, kendilerinde olan o iyi huylardan ötürü hiç gururlanmıyorlar; tıpkı benim bir bacağım ya da kolum eksik değil diye gururlanamayacağım gibi.
Sayfa 327Kitabı okudu
Gözlerimi açınca, eski alışkanlık, bugün için bir ümit var mı diye düşünmeye başladım.
En iyisi hiçbir şey söylememek. Ama sessiz kalmak neyi çözecek ki?
Her şey geçip gidiyor. Bu zamana kadar yaşadığım, soğuk bir cehennemi andıran sözde "insan" dünyasında tek gerçek şey bu. Her şey geçip gidiyor.
Sayfa 112Kitabı okudu
Ona göre ben hâlâ, ölmeyi bile becerememiş utanmaz, aptal bir hayaletten, ''yaşayan bir cesetten'' başka bir şey değildim.
Yine de eksik veriler yanlış bir tabloya yol açabilirse de bu, gerçeklikle ilgili kanıtlarımıza ters düşen bir yaratılış tablosu uydurmak üzere ampirik verileri görmezden gelmeyi tercih edenlerin ya da kendi yaratılış görüşlerini önyargılarıyla uzlaştırmak için ilahi zeka gibi hakkında gözlenebilir hiçbir kanıt bulunmayan bir şeyin varlığını gereksinenlerin, daha da beteri doğa hakkında, sorular sorulmadan cevapları varsayabilen peri masallarına asılıp kalanların ulaştığı (hatalı) tablodan çok farklıdır.
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
Hepimiz daha biz doğmadan önce, bizim henüz var olmadığımız bir anın var olduğunu kabul ederiz. Öyleyse ölümden sonra var olmama ihtimalinden neden bu kadar rahatsız oluyoruz?
Ortak özelliklerin en önemlisi ise, tektanrılı dinin, kadının ikincilliğini doğal kabul etmesi ve bu "doğal ikincilliği", kadının ve onun bedeninin denetlenmesinin meşru gerekçesi saymasıdır.Bu ortak özellik, tarihsel ve coğrafi olarak, her üç tektanrılı geleneğin de aşağı yukarı aynı ya da birbirine yakin topraklarda ve benzer maddi koşullarda doğup gelişmesiyle açıklanabilse bile, ilginç olan, bugünkü ifadelerinde de kadınlara ilişkin tutumu gündemlerinin merkezine almalarıdır.
Sayfa 236Kitabı okudu
Kadınlar, kocalarının otoritesine boyun eğmelerini ve ikincillik statüsünü kabul etmelerini kendilerinden açıkça talep eden bir düzeni ve aynı zamanda geleneksel ataerkil aileyi yücelten bir hareketi, nasıl olup da canı gönülden desteklemektedirler?
Sayfa 210Kitabı okudu
Köktendinciler, kendi kutsal kentlerinin duvarlarını ne denli güçlü ve yüksek örmeye çalışırlarsa çalışsınlar, laik dünya bu duvarların hemen dışında varlığını ve etkisini duyurmaya devam etmektedir!
Sayfa 213Kitabı okudu
Gerçekten de amacımız barış olduğu zaman, savaşı anlamsız kılmanın yolu, karşı-silahlar üretmek değil, tümüyle silahlardan arındırılmış bir dünya kurmaya cesaret etmektir!
Sayfa 242Kitabı okudu
İslam'ın tanrısı da, tıpkı İbranilerin öfkeli Yehova'sı gibi kıskançtır: Mümin, tüm beden ve ruhuyla Allah'a yönelmek zorundadır. Bu yönelişe gölge düşürebilecek her şey, hele müminin gözünü karartıp onu doğru yoldan çıkarabilecek bir şey olan, bir kadına duyulabilecek derin aşk, tanımı gereği tanrı iradesine teslimiyet ve itaat demek olan İslamiyet için bir tehdit oluşturur.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
İslam'ın; şeriadın ve içtihadın oluşurduğu biçimiyle erkek arzusu çevresinde kurulmuş ataerkil evreninde kadın, erkeği doyuma ulaştırmak için yaratılmış bir zevk nesnesidir. Bu evrende cinsel eylem, eşit iradeyle donatılmış iki kişiyi birleştiren bir eylem olarak görülmez ve yalnızca erkeğin iradesi göz önüne alınır.
Sayfa 166Kitabı okudu
Bizzat Muhammed tarafından uygulanan ya da uygun bulunan evlilik türü, erkeğin çokeşliliğini ve dokuz ya da on yaşındaki küçük kızlarla evlenmeyi içermekteydi.
Sayfa 136Kitabı okudu
Kuran'da, "kadınlarınız sizin tarlanızdır, tarlalarınızı dilediğiniz gibi ekin" (2.Sure:223) "direktif"i verildiğinde, Allah ile erkek arasında, kadınların aradan çıkarıldığı bir iletişim oluşur. Erkek, bu iletişimin öznesiyken, kadın nesneleştirilir: Allah, erkek ile kadın hakkında konuşur. Müslüman toplumlarda kadının tecridi ve örtünmeye zorlanması yoluyla "korunması", erkek "tohumu"nun korunması kaygısıyla yakından ilişkilidir.