Zihnin, düşüncenin ve kalbin en ufak bir değişikliği gerçekleştiremeyen, sonradan hayatın biz nasıl olduğunu bile anlayamadan, kolayca hallediverdiği meselelerin bir tekini bile çözemeyen güçsüzlüğüne şaşırıyordum.
Gel,
Dallarda tomurcuklanan bahar gibi
aydınlansın içim.
Güneş ol karakıştan kalan
son karları erit.
Dağlarda dökülen soğuk sular gibi
süzül yaralı yüreğime.
Gel,
Soğuktan kavrulan yüzüm renklensin.
Çatlamış dudaklarım senin gelişine gülümsesin.
Ayrılırken eğdiğin o güzel bakışını kaldır.
Gözyaşlarını sil artık.
Memleketimin topragının,denizinin
Gökyüzünün rengiyle bak bana.
Gözlerinde ayışığındaki denizler gibi
çelik renkli parıltılar oynaşsın.
Üç yıldır bütün sesler senin yarım kalmış sesin
Üç yıldır yüzün dünyanın tek fotoğrafı
Üç yıldır senden yapılmış bir kapıyım.
Bunu da sen ögrettin biliyor musun
Sevmek ölümden uzun sürüyormuş.