Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Feministler, erkek egemenliğinin karşısına feminizme ait bir iyi toplum anlayışı çıkarmanın yerine, liberal demokratik, hatta kapitalist kuralların radikal potansiyelinden yararlanma yolunu seçmektedirler.
Ayrınt Yayınları 1996 Sayfa: 175
Feminist Yaklaşın
Aynı insanlara hangi feminist kitap ya da dergileri okuyorsunuz, hangi feminist söyleşileri dinlediniz, hangi feminist aktivistleri tanıyorsunuz diye sorduğumda ise feminizm hakkında tüm bildiklerinin kulaktan dolma şeyler olduğunu, feminist harekette gerçekte neler yaşandığını bilmediklerini, hareketin tam olarak ne ile ilgili olduğunu
Sayfa 7 - bgst yayınları
Reklam
Liberal feministler çok canımı sıkıyorlar ya. Porno tabi kadın düşmanlığı ne demek kadın ve trans emekçiler var oğlum başta transların ve kadınların iş hakkı için mücadele etmemiz gerekiyor neden pezevenk savunuyorsunuz aq
536 syf.
·
Puan vermedi
Feministler okurken baya kafayı yerler uyarı vereyim.
Nasıl bir kitaptı ya? Hem umutsuzluğa sokan hem umutla yaşatan. Karanlığın dibini gösteren, aydınlığın zirvesine çıkaran. İsyan dolu, empati dolu, acı dolu, vahşilik dolu.. Her duygunun maksimumu var bu eserde. Konusuna gelecek olursak Fransa' da geçen, bir grup madenci isyanı. Yaşadıkları b*ktan hayata, aldıkları 2 kuruş maaşa ayaklanan bir grup işçinin hikayesi. Ama tabi olay sadece işçi üzerinde kalmıyor. Kadınların bir mal kadar değerinin olmaması, yolsuzluklar, kötü olan her şey vardı kitapta. Resmen insanlığın en barbar dönemini resmetmişti benim gözümde. Taş devri daha entelektüel olabilir bu dönemden. Çok beğendim her duyguyu hissettim, burjuvalardan nefret ediyorum :). Yaşasın işçiler, Yaşasın işçi hakları diyerek bitireyim. Kesinlikle tavsiye ederim
Germinal
GerminalEmile Zola · Anonim Yayıncılık · 201410,8bin okunma
İnsanlar rahatsız olmasın ya da toplumsal ahenk bozulmasın diye insanların saçma da olsa görüşlerini yansıtmasına, yeni fikirlerle flört etmesine, kısacası deneyip yanılmasına izin vermezsek seküler bir ahlakı dinin yerine koymuş ve modern bir Engizisyon gibi hareket etmiş olmaz mıyız? Dünya'nın evrenin merkezinde olmadığını söyleyen Galilei ve Bruno, kadın haklarını savunan ilk feministler, Tanrı'nın bir yaratıcı değil, evrenin doğal ve fiziki yasalarının bütünü olduğunu iddia eden Baruch Spinoza, aklın vahiyden üstün olduğunu söyleyen İbn Rüşd ve daha nice filozof, aktivist ve bilim adamının sesleri hep aynı gerekçeyle, düzen ve ahenk adına susturulmaya çalışılmamış mıydı?
·
Puan vermedi
Lou Andreas-Salomé modern anlamda “feminist” olarak tarif edilemese de, bağımsız ve özgürlükçü yaşamıyla kuşaklar boyu feministler için bir rol model oldu. Nietzsche, Rilke ve Freud gibi önemli şahsiyetlerle kurduğu dostluklarla ve onlar üzerindeki etkisiyle gündeme geldi. Avrupa üniversitelerinde öğrenim gören ilk kadınlardan biri olarak, erkeklerle ilişkileri çağının kadınlarına göre farklı bir seyir izlemişti. Feniçka, Andreas-Salomé’nin Alman oyun yazarı Franz Wedekind’le yaşadığı, daha sonra Alban Berg’in Lulu adlı operasının librettosuna da konu olan bir deneyime dayanır. Geleneksel cinsiyetler arası ilişkileri pek umursamayan, İsviçre’de doktorasını yapmış Moskovalı bir kadının bir erkek psikoloğun gözünden anlatılan hikâyesidir. Anlatıcı yapıtın akışı içinde Feniçka’yla dostluğunu ilerletirken, kadınları her daim belli şablonlar içinde; ya erkek avcıları ya da salt zihinsel kapasiteleriyle öne çıkan cinsiyetsiz varlıklar olarak değerlendirmekten vazgeçip, insan olarak görmeyi öğrenir.
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20167,7bin okunma
Reklam
Evde "son sözü" kimin söyleyeceğini ya da kadınla erkeğin birbirine eşit olup olmadığını tartışmak elma ile armudun aynı olduklarını iddia etmek gibidir. Böyle bir tartışma ne kadar gereksizse, eşitlik üzerine konuşmak da o kadar yersizdir. Mahiyetleri farklı olan şeyler birbirlerine eşit olamazlar. Olsalardı ayrı olmazlardı. Bu, kadında bir tenkis olmadığı gibi erkekte de bir rüchâniyet değildir. Hem bu feministler kadın erkeğe eşittir diyorlar da; neden erkek kadına eşittir, demiyorlar. Bununla, zihinlerinde irtifa kaybeden kadını erkeğin derecesine yükseltmeyi talep ettiklerini ilan etmiş olmuyorlar mı? Çağımızda kaç erkek Hz. Meryem'in derecesine yükselebilir?! Hz. Hatice ya da Aişe'ye ihtiramda bulunmayan mümin var mıdır? Bir erkek ibadet ve riyazet yolunda ne kadar ilerlese ilerlesin Sahâbe kadrosundaki Hz. Hatice'nin seviyesine ulaşabilir mi? Hanımının duası ve gayretiyle hidayete eren erkeklerin sayısı, erkeklerin delaletiyle hidayete eren kadınlarınkinden çok daha fazladır. O halde eşitlik tartışmalarının zemini İslâm değildir.
Ilımlı feministler hayvanlar “kral”lığında kendilerine ideolojik destek verebilecek örnek pek bulamazlar. Hemen hemen tüm türlerde erkekler daha agresif, dominant ve anlayışsız iken, dişiler çocuk yetiştirmekle daha ilgilidir.
144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Feminizmle alakalı olarak bilgilendirici ve yanlızca kadınların değil herkesin okuması gereken bir kaynak olarak görüyorum. Feminizmin birçok çalışma sahası içerisinde yazarın değindiği konulardan çok fazla sapmadan incelememi yapmaya çalıştım. :) Öncelikle yazarın bu kitabı yazmaktaki temel amacı feminizmin yalnızca kadın hakları için mücadele
Feminizm Herkes İçindir
Feminizm Herkes İçindirBell Hooks · Çitlembik Yayınevi · 2018895 okunma
sütyenler yakılsın memelere özgürlük
1960’ların kadm özgürlüğü hareketlerinin, en yaygın eylem olan sütyen yakmayla başlaması önemli bir noktadır. Feministler dışındaki insanlar tarafından eleştirilmiş olsalar da “sütyen yakanlar” harici sınırla- malara karşı bir direniş örneği oluşturmuştur. Sütyen yakma eylemiyle kadınlar, mecazi anlamda, bir insana yöneltilen toplumsal sınırlamalara karşı çıkmışlardır. Bu noktadan sonra kadınlar, tıp ve moda gibi doku- nulmazlığa sahip kurumların iktidarını sorgulayabilir konumdadır artık. Nitekim sutyen takıp takmama, üstsüz dolaşma ya da dolaşmama, emzir- me ya da emzirmeme ve hatta ameliyatla göğüslerini aldırıp aldırmama konularında kendi kararlarını kendileri vermeye başlamıştır.
Reklam
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuma yazma bilen küçük feministler ve hayal güçleri için besleyici bir kitap. Cinsiyeti ne olursa olsun her çocuğa okutulabilir. Neden meclislerde bir sürü yaşlı adam var da her yaştan her cinsiyetten her renkten insan yok bunu sorgulamanın ve çözüm üretebilmenin erkenden başlamasını sağlayabilecek bir kitap. Bir çocuk için kesinlikle güzel bir hediye olabilir.
Küçük Feministin Kitabı
Küçük Feministin KitabıSassa Buregren · Güldünya Yayınları · 2015160 okunma
Toplumsal cinsiyet eşitliği düzenlemeleri yeni bir ırk getiriyor Lütfi Bergen Erkek ve kadının nikâhlı beraberliği aile düzeninin temelidir. Batıda kadın feodal düzende de sanayi toplumunda da istismar edildi. İffeti temsil eden Meryem’in oğlu İsa’ya adanan Kilise ailenin çöküşüne ve kadının sefaletine ses çıkarmıyordu. Feminist teori
283 syf.
7/10 puan verdi
Feministler Toplanin
Reenkarnasyon ile dünyaya gelen önceki yaşamında moche veya inkalarin kraliçesi olan bir kadından söz ediyoruz. Sıradan bir yaşantısı varken bir anda ülkeme hizmet etmeliyim ülkemi kurtarmaliyim düşüncesiyle adeta yırtık dondan çıkar gibi vuku bulmuş birisi. Bazıları meşhur Fransa ile İngiltere arasındaki 100 yıl savaşlarıni bitirdiğine inansada zamanında çok dindar olmasına rağmen cadı ilan edilip klise tarafından yakılarak canice öldürülür. Ruhun şad olsun Jan Dark. Amen.
Kutsal Bakire Jan Dark
Kutsal Bakire Jan DarkMargaret Oliphant · İlya Yayınevi · 2012133 okunma
Bunlar, gezegenimize ve onun üzerindeki tüm yaşama neler olduğundan derin bir biçimde endişe duyan bireylerdir. Yeni Çağcılar'ın arasında anti-savaş eylemcileri, çevreciler, atom bombası karşıtları, barışçılar, feministler, ekolojistler, bankerler, psikologlar, doktorlar, fizikçiler, mavi ve beyaz yakalı ve hatta yakasız işçiler ve daha pek çokları vardır. Yani, açıkça görülüyor ki, kendilerinden başlayarak gezegenimizi yok olmaktan kurtarmayı savunan "bencil" görüşün milyonlarca taraftarı vardır. Kendisinden nefret eden, kendisini suçlayan, hor gören, kendisinden kuşku duyan insan adeta kendi kendisini boğmaktadır; kendisine başkasıyla ilgilenecek zaman ve enerji bırakmayan olumsuz bir öz imajla kuşatılmıştır. Bu tür duygular kendi kendilerinden beslenir ve giderek daha çok nefret, kızgınlık ve kırgınlık doğururlar; bu da kaçınılmaz olarak etrafa saçılıp başka insanlara da bulaşır.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.