Herkese Merhaba,
Serinin 2. kitabı ile karışınızdayım. Yine bir polisiye okuyup beğendiğim için mutluyum. Biraz daha aşk olsaydı çok mutlu olabilirdim ama olmadı :/
Kitabımıza gelirsek; cok ayrıntıya girmeden yorumu bittireceğim.Karanlık Nehir’de boynunda gizemli bir madalyon olan genç bir kızın cesedi bulunur. Kay ve Elliton yeni bir cinayet olayını çözmek kolları sıvarlar. Kay olayı araştırdıkça akıl almaz şeyler bulmaya başlar, elliton'a ise başka bir dava verilmiştir oda kaybolan bir kızı bulmak zorundadır. Burda spoi vermenden yorum yazamacağım için olayları anlatmayacağım zaten cok iyi bir şekilde devam edip bittiyor kitabımız, ama biraz yazar burda basitte kaçmış ben iki saniyede olayı bir kısmını çözdüm tabiki asla katili anlamadım ama bazı şeyler bu kadar uzatmak gereksizdi yani neyse severek ve heyecanla okudum. Kay mükemmel bir kadın karakter, zekası, cesareti bayılıyorum, yine kendisine hayran bıraktı. Ama erkek karakter için diyemeyeceğim bir şey aşırı bir pasiflik söz konusu, kitabın erkek başrolu değilde figüran gibi. Polis demeye bin şahit gerekir, hiç mi dövüşemez insan, sacma sapan korkak tavırlar yani,inş serinin devamın bu şekilde devam etmıyordur. Aşk konusu ve erkek karakterin pasifliğinden 2 puan kırdım. Aşk ise ağzımıza bal çalıyor gibi yapıyor, o kadar geride yok gibi arada yokluyor bırakıyor, sinir oldum yani, 5 kitap cıkmış hala bu şekilde devam edildiği okudum.Buda canımı sıktı.
Neyse çok uzatmadan Tabikisi tavsiye ediyorum. Okuyunuz :D
sonbaharların kralı gelirmiş meğer istanbul'a
ciğerlerimin filmini çektiler
ciğerlerim artiz oldular icabında
akut alevlenmiş kronik bir sonbahar gibi bakıyordu
sigara figüran falan.
ben kırmızı bir yaprağı oynuyordum esas kız olarak
uçuşuyordum, uçuşmakmış meğer benim anlamım
ben bunu geç anladım.
senin için şiir yazacaktım
sonbaharların kralı gelirmiş meğer istanbul'a
ciğerlerimin filmini çektiler
ciğerlerim artiz oldular icabında
akut alevlenmiş kronik bir sonbahar gibi bakıyordu
sigara figüran falan.
ben kırmızı bir yaprağı oynuyordum esas kız olarak
uçuşuyordum, uçuşmakmış meğer benim anlamım
ben bunu geç anladım.
senin için şiir yazacaktım istanbul
ismini ağrı
1. Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
2. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrının Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.
3. Tanrı, «Işık olsun» diye buyurdu ve ışık oldu.
4. Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.
5. Işığa «Gündüz», karanlığa «Gece» adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk
Devrim, kadının mutfaktan çıkıp ülke yönetmesidir.
-
Vladimir İlyiç Lenin
Ah kör olası Adem :) Ah Adem, Vah Adem. Ne diye yedin o elmayı bak gördün mü nereden nereye geldik :)
Bu kitabı, kendine ben şeriat istiyorum diyen hilafet istiyorum diyen kadın ( adına kadın diyorum , feministlere hakaret olacak ) ümmetin kızıyım ben diyen din mücahitleri
birkaç katilin her gün yeniden kafalarına vurduğu
ve sonunda da uçuruma itiverdiği
altı buçuk milyon figüran
Bu ülke insanı şanssızlığı sever
Bu ülke insanı doğuştan şanssızdır
Ve bir kez şansı yüzüne güldü mü utanır
şansını ümitsizlik örtüsü altına gizler
Gelsin baba gelsin koca gelsin
Polisiniz devletiniz gelsin
Bakanınız haklarımı versin
Aman istemem üzeri kalsın
Ev işlerini marslılar yapsın
Cadıysam süpürge bana kalsın
Olursa çocuk yaparım olsun
Kitaplara sığındığım gibi sığın bana
Sıradan figüranken, dönüşüveririm bir kahramana
Yeter ki adımla anılsın adın
Adım adım, sayfa sayfa yazılması gibi
Soluksuz ve sonsuz bir maceranın.
Esen rüzgarlarla oynaşan bir yaprağım
Es en derinlerime
Ayazı kışın, çiçeği baharın
Hatırası dünün, umudu yarının
Sen ol.
Sen ol
Kalan ömrümün her sayfasında
Bulunsun adın.
m.sarıtaş
Antik Acılar Sunay Akın'ın bir çırpıda bitecek, içinde tanıdık dizilerinin de olduğu şiir kitabı.
Öyle içten dizeler var ki içinde tam kendimi kaptırdım derken kitap bitiverdi. Daha uzun olmasını dilerdim kendi adıma. Okurken bazı dizeleri Volkan Konak'ın sesiyle kulağımda hissettim, ondan dinlemişim muhtemelen öyle kalmış içimde.
Her şiirin
Amerika özgürlükler ülkesi. Lanse edilen tüm o şaşalı cümleleri ardında saklı bir tarikatlar, şehler ülkesi. Kurucuları başta olmak üzere bir çok gizli ve ya yarı gizli örgütün hüküm sürdüğü bir “kardeşlik” toplumu. Dayanışmanın önemini vurgulayıp duran ‘birey’sel bir toplum. Aslında liberal bir birlikteliğin rol modeli. Bir persona aslında gerçek