Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
415 syf.
10/10 puan verdi
·
88 günde okudu
Hayat ve Huzur
Henüz bitirdim. Bir inceleme yazısı değil -haddime de değil- yalnızca ne hissettirdiklerini bir nebze olsun not etmek istedim. Fakat bu bir inceleme yazısı olsaydı, Tanpınar'ın bu romanı yazarken yaptığı gibi 4 farklı bölümde yazılmış olurdu. Çünkü ne Nuran'ın Mümtaz'da bıraktığı hisleri Türkçe'nin bilinen veya bilinmeyen tüm
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916,5bin okunma
Sanat bir ifadedir; her devir, her medeniyet başka türlü duyar ve pek tabii olarak başka türlü ifade eder. Bence en iptidai zenci müziği bile sanat eseridir. Kaldı ki, bizim alaturka dediğimiz şeklin bir tekamül seyri, fevkalade incelmiş ve mükemmelleşmiş tarafları vardır. O ruhu ve medeniyeti bırakırken onun ifade şeklini muhafaza edecek değiliz, lakin topyekûn inkar da ancak barbarların kârıdır. Benim nefretim buralarda çalınan şeylere!... Bunlar alaturka değil, bunlar alafranga değil, her şeyden evvel müzik değil... Şark ve Garp müziğini birbirinden ayırmadan evvel her iki nev’in iyisini kötüsünden ayırmaya çalışmalıyız... Otuz kırk seneden beri bu memlekette yarım sayfalık bile güzel beste yazılmamıştır. Buralarda çalınanlar bayağılığın, ademi iktidarın ifadesidir.
Reklam
Garp, bugün hakîkî şark rûhuna hasret duyduğu fakat bir türlü tenezzül edip bunu itiraf edemediği için hoşnutsuz, sinirli ve şaşkındır. Şark da, hakîkî Garp tekniğine ve maddeciliğine omuz silktiği için harap, yıkık, geri ve tasalıdır.
Şapka, Kemalizm'i Osmanlı ıslahat hareketlerinden tavizci ve muvazaacı olmamak karakteri ile ayırır. Mustafa Kemal, denizkızı masalına inanmıyordu. Ya balık, ya insan vardır. Mustafa Kemal geri bir memlekette medeniyet meselesi halledilmedikçe hiçbir meselenin halledilemeyeceğini biliyordu. Şarklı-Garplıya inanmıyordu. Ya Şark, ya Garp vardır. Garp medeniyetinin temeli, hür tefekkür dür. Şapka bir başlık taklidi değil, tefekkür inkılâbının bir sembolü idi. Bu inkılâp, müspet ilme dayanan ilkokul eğitimi ile köyde halkın derin köklerine kadar inmeli idi. Ömrü buna yetmedi. Medeniyet meselesi halledilmedikçe hiçbir meselenin halledilemez olduğunu bugün de görmüyor muyuz? Demokrasi politikacıları, geçici dünya nimetlerini paylaşmak için, can çekişen taassubu beslediler ve ona yeniden halk kanını emme kudreti verdiler.
Sayfa 504 - PozitifKitabı okudu
“Şark İle Garp Arasında Görülen Esaslı Farklar” denemesinden
Deli Petro’nun hayranı olan bir şâir bu hükümdarın ölümüne ağladığı meşhur mersiyede “Sen aramıza şahsî tecrübe denen şeyi getirdin” diye onu över. Dante ise daha evvel bu şahsi tecrübenin san’attaki yerini “Bir şeyi resmetmek için evvelâ o şeyin kendisi olmak gerekir” diyerek anlatır.
Sayfa 30 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Bu âlemi böyle tahayyül edebildiğimde, yönümü şaşırıyorum.Ne Doğu kalıyor, ne Batı. Geçmiş ne zaman bitti, gelecek ne vakit doğar söyleyemiyorum.Ne semanın nerede durup, toprağın nerede başladığını biliyorum artık; ne de Şark ile Garp'ın ne yöne düştüğünü. Tek bildiğim şu: Öğrenme aşkıyla geçti ömrümüz, aşkı öğrenemesek de...
Reklam
(الساكت عن الحق شيطان اخرس ) "Haksızlık karşısında sükût eden 'Hakkı söylemeyen' dilsız şeytandır." Bu ne büyük sözdü, demokrasinin rûhu idi. Hak ancak böyle korunurdu. Bu, kuvvetli bir imân eseri idi. Inanan adam önce hakkı korumakla mükelleftir. Hoca efendilerimiz de halka bunu öğretmekle mükelleftir. Nasıl olur da kendileri tatbik etmezdi? Bu sukût neden olabilirdi? İkinci seçimi garantiye almak için mi idi? Hadiseleri görmeyen ve muhitini bu kadar tanımayan kimse nasıl ikinci seçimden ümit edebilirdi? İşte bu imân zaafı, bir milletin rûhunu tereddîye sürüklemek için kâfi idi. Montesquieu'nun "Her millet lâyık olduğu idâreye mazhar olur" sözünü söyleyişinden bin sene evvel, en büyük hikmet ve hakikatleri bütün cihâna ilân eden son Peygamber Hazret-i Muhammed (s.a.v) (كما تكونوا يولى عليك) yani; "Siz nasılsanız ona göre idâre olunursunuz" düstûrunu vaz'etmişti Montesquieu'nun ilham menbai da o idi. Fakat Şark kultüründen bîhaber Garp hayranları, bütün sosyal kaideleri Garp medeniyetinin vaz ettiğine inanıyorlardı. Çünkü din sosyolojisi, din psikolojisi kimse tarafından ele alınmamıştı. Medrese kültürü bu lüzûma hiç yönelmemişti. Son asrın bütün içtimaiyat ve rûhuyat nazariye ve kanunları Kur'ân ve hadîslerle bin üç yüz sene evvel vaz'edilmişti.
Sayfa 144
376 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
TANPINAR'IN kitabında bahsetmiş olduğu zamanın sahnesi oldukça büyük bir alan ve zaman dilimi. Bazen betimlemeler de bizi kaybetse de oldukça akıcı ve sürükleyen bir hikayeyi okudum. TANPINAR okurken tarihsel meraklarımızın çoğaldığını hissediyoruz. Diğer eserlerinin bir kısmını da okuyup yaptığım gözlemlerde, Şark ile garp arasında sıkışlığın güzel bir anlatıcısı olmuştur her zaman.
Sahnenin Dışındakiler
Sahnenin DışındakilerAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20192,786 okunma
Çankaya'da Gazi'yi ziyaret ettik. Sa­lona girince : - Hayrola, Şark ve Garp Cepheleri komutanları bir arada, ne haber? .. dedi.
Sayfa 62
Akşamüstü otele döndüğüm zaman, Bekir Sami Bey beni görmeye geldi, yeni Rusya hakkındaki fikrini sordum. Tamamen hayal kırıklığına uğramıştı.Halbuki, gitmeden önce, Şark mefkûresinin kuvvetli taraftarlarındandı. Dönüşünde yeni Rus rejiminin dünyanın en kötü zulmünü ifade ettiğine inanıyordu. Bolşeviklerin samimiyetine inanmıyordu. Onlara inanmış olan birtakım yeni hükûmetler Çarlık zamanından daha kötü muamele ile karşılaşmışlardı. Rusya’nın küçük bir azınlık tarafından idare edildiğini ve kendisine İttihat ve Terakki’yi hatırlattığını söyledi. Artık Garp mefkûresine dönmemiz ve Garplılaşmamız gerektiğini söylüyordu.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.