Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir gazetecilik efsanesi Nusret Garo
"Sevdikleri incinmesin diye sürekli kendini feda etmiş, gönlüne aldığı yaralardan ötürü ruhu delik deşik olmuş bir insana ne söylerseniz söyleyin, artık onu daha fazla kıramazsınız. Hayatında hiç fedakârlık yapmamış insanlar, şimdi karşıma geçip bana sevgiden bahsetmesin."
Gazetecilik öyle orospu bir meslektir ki ölünceye kadar ne aklını ne bedenini ne de yüreğini rahat bırakır.
Reklam
Günümüzde medyaya duyulan güvensizlik o kadar büyüktür ki, vatandaşlar Twitter’da yazılan bilgilere daha çok güvenmektedir.
Sayfa 169Kitabı okudu
Medya kuruluşlarının çıkarları ve iktidarla ilişkileri, gazetecilerin çoğu zaman yurttaş odaklı ve kamu yararını gözeten bir habercilik yapmasını engelliyor.
Sayfa 156Kitabı okudu
Barış gazetecisi, çatışmaların bağlamı ve ardalanında yer alan kültür ve tarih gibi her türlü ayrıntıya yer verirken, savaş gazetecisi ‘ilk taşı kim attı’ meselesine odaklanır.
Sayfa 153Kitabı okudu
Eğitmenlikten, Çevirmenlikten, Gazeteciliğe Milena
“Milena, okullarda ve özel kurslarda Çekçe lisan dersleri vermeye başladı. Dersleri başka derslere hiç benzemezdi. Aynı zamanda bir-iki Almanca/Çekce çevirisi ile iki-üç köşe yazısını Tribuna Gazetesine gönderiyor, burada yayınlanmış bulunan bu birkaç makale kendisinin edebiyat hayatına girişini göstermekteydi. Milena’nın ilk edebiyat uğraşılarının ortaya çıkışına neden oluyordu. Bundan böyle makale yazmayı sürdürdü, gazetecilik her açıdan kendisine uymakta idi. Okuyucusu ile direkt temas, zamanın siyaset hayatına girişi kadar önemliydi. Böylece Milena, tüm hayatınca bağlı kalacağı mesleğine Viyana’da başlamış oldu. O mesleği ki, kendisine Kafka ile tanışma, yarınını şekillendirme yollarını açtı…”
Reklam
Gazetecilik bir olayı göründüğü biçimiyle aktarmak değil,görüneni,arkasındaki görünmeyenle aktarmaktır.
Çatışma/savaş haberlerinde kullanılan dil ve söylem, ya eril, ya bir futbol fanatizmi ya da kurbanlaştırıcı ögeler taşıyor. Sınırları delmek, vatan toprağına el uzatmak gibi eril ifadeler, ezmek, geçmek, geri püskürtmek gibi futbol fanatizmi söylemleri ve trajedi, katliam, suikast, cani gibi kurbanlaştırıcı ya da canavarlaştırıcı sözcüklere sık sık rastlıyoruz.
Sayfa 150Kitabı okudu
Üstüne basa basa söylemek, haykırmak zorundayız. “Gazetecilik suç değildir!”
Gazetecilik bir zamanlar önemli bir meslekti. Şimdilerde sadece bazı gazeteciler kıymetli. Kuralları açıklayanlar, övenler, hükümdarın ağzından çıkanları sorgulamayanlar…
Reklam
Burada bir konuyu belirtelim; basındaki garip meşhurlarımızdan biri "olsaydı, tutsaydı" hesabıyla "Çanakkale'de direnmeyip gemileri geçirsek ne olurdu" yu yazıyor. En çok güldüğüm, adamın birinin Britanya işgalindeki İstanbul'da kendisinin İngilizce gazetecilik yapabileceğine inanmasıydı.
Gençlik ise kendini İngiliz sporlarına ve daha da kötüsü futbola kaptırmıştı. Eğitimlerini henüz tamamlamamış olan Avrupa gençleri arasında futbol âdeta bir din olmuştu. ..... Sokaktaki halkı heyecanlandırarak geçinen boş kafalı ve cahil bazı gazeteciler, gençliğin bu yeni tutkusunu kışkırtarak sömürme yoluna gitmişlerdi. Futbol için ayrıca köşe yazıları konulmuş ve sığır bacağı gibi güçlü bacakların meziyetlerin­den uzun uzadıya bahsetmek artık gazetecilik sayılır olmuş­tu.
Dik duran gazeteciler artık yok denecek kadar az :((
Gazetecilik yetenektir. Cesarettir. İnattır. Dik durmaktır. Özveridir. Düzgün konuşmaktır. Doğru soruyu sormaktır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.