Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gazetecilik öyle orospu bir meslektir ki ölünceye kadar ne aklını ne bedenini ne de yüreğini rahat bırakır.
Gazetecilik bir olayı göründüğü biçimiyle aktarmak değil,görüneni,arkasındaki görünmeyenle aktarmaktır.
Reklam
Günümüzde medyaya duyulan güvensizlik o kadar büyüktür ki, vatandaşlar Twitter’da yazılan bilgilere daha çok güvenmektedir.
Sayfa 169Kitabı okudu
Medya kuruluşlarının çıkarları ve iktidarla ilişkileri, gazetecilerin çoğu zaman yurttaş odaklı ve kamu yararını gözeten bir habercilik yapmasını engelliyor.
Sayfa 156Kitabı okudu
Bir gazetecilik efsanesi Nusret Garo
"Sevdikleri incinmesin diye sürekli kendini feda etmiş, gönlüne aldığı yaralardan ötürü ruhu delik deşik olmuş bir insana ne söylerseniz söyleyin, artık onu daha fazla kıramazsınız. Hayatında hiç fedakârlık yapmamış insanlar, şimdi karşıma geçip bana sevgiden bahsetmesin."
Barış gazetecisi, çatışmaların bağlamı ve ardalanında yer alan kültür ve tarih gibi her türlü ayrıntıya yer verirken, savaş gazetecisi ‘ilk taşı kim attı’ meselesine odaklanır.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Gazetecilik bir zamanlar önemli bir meslekti. Şimdilerde sadece bazı gazeteciler kıymetli. Kuralları açıklayanlar, övenler, hükümdarın ağzından çıkanları sorgulamayanlar…
Dik duran gazeteciler artık yok denecek kadar az :((
Gazetecilik yetenektir. Cesarettir. İnattır. Dik durmaktır. Özveridir. Düzgün konuşmaktır. Doğru soruyu sormaktır.
Nellie Bly yolculuğuna 14 Kasım 1889 sabahında başladı. Jules Yeme bu güzel kadıncağızın dünya turunu tek başına ve seksen günden kısa bir zamanda tamamlayacağına inanmıyordu. Ama Nellie gezegeni yetmiş iki günde kucakladı ve bu arada gördüğü, yaşadığı şeyleri köşe yazılarında kaleme aldı. Bu genç gazetecinin ilk meydan okuyuşu değildi, sonuncusu da olmadı. Meksika hakkında yazmak için o kadar Meksikalılaştı ki, çok korkan Meksika Hükümeti onu kovdu. Fabrikalar hakkında yazmak için fabrika işçisi olarak çalıştı. Cezaevleri hakkında yazmak için kendini hırsızlıktan tutuklattı. Tımarhaneler hakkında yazmak için delirmiş gibi yaptı ve rolünü o kadar iyi oynadı ki, hekimler onun zır deli olduğuna hükmettiler. Bu sayede, maruz kaldığı ve herhangi bir insanı delirtebilecek psikiyatrik tedavi yöntemlerini gözler önüne serebildi. Nellie yirmi yaşındayken Pittsburgh' da gazetecilik erkek işiydi. İşte o dönemde ilk köşe yazılarını yayınlama densizliğini yaptı. Otuz yıl sonra, Birinci Dünya Savaşı'nın ateş hattında mermilerden sakınarak sonuncuları yayınlayacaktı.
Gazetecilik mesleğindeki ahlaksızlık zirvedeydi. Kim olduğu meçhul tipler “gazeteci-yazar" sıfatıyla ekranlara çıkarılıyordu. Gazete sayfalarından haber değil, adeta virüs yayılıyordu. AKP’ye karşı olanları “darbeci" ilan ediyorlardı. İşadamlarından yurtsever gazetecilere, profesörlerden siyasilere, yargıçlardan askerlere, yüzlerce kişiye iftira atılıyordu. 2010
Reklam
Çatışma/savaş haberlerinde kullanılan dil ve söylem, ya eril, ya bir futbol fanatizmi ya da kurbanlaştırıcı ögeler taşıyor. Sınırları delmek, vatan toprağına el uzatmak gibi eril ifadeler, ezmek, geçmek, geri püskürtmek gibi futbol fanatizmi söylemleri ve trajedi, katliam, suikast, cani gibi kurbanlaştırıcı ya da canavarlaştırıcı sözcüklere sık sık rastlıyoruz.
Sayfa 150Kitabı okudu
Genel olarak bakıldığında, yayın organlarında çıkan fotoğraflarda gösterilen feci biçimde sakatlanıp yaralanmış bedenler Asyalılara ya da Afrikalılara aittir. Bu gazetecilik âdeti, egzotik (yani, sömürgeleştirilmiş) insanları çekinmeden teşhir etmeyi matah belleyen ve kökü yüzyıllara dayalı bir pratiğin mirasıdır:... ....
Okuluna devam ederken bir yandan da sürekli okuyordu. Muharrem Bey ona her fırsatta çocuk kitapları, dergiler getiriyordu. Bunlar bitince İlhan da soluğu evlerinin yakınındaki kitapçıda alıyordu ve o okuma açlığıyla eline ne eline geldiyse yutuyordu: Reşat Enis, Esat Mahmut, Muazzez Tahsin, Peride Celal, Sadri Ertem, Mahmut Yesari… Kitabevinin üst katında çeviri eserler olduğunu öğrenince oraya dadandı sonra; Maksim Gorki, Anatole France gibi yazarlar da eklendi listeye. İlhan çocukluğunu ağırlıklı olarak roman okusa da şiirle de sürekli içli dışlıydı. Muharrem Bedrettin Bey geçmişte gazetecilik yapmıştı, eli kalem tutar ve divan şiirinden de şiirinden anlardı. Evde onu çok defa şiir okurken bulurlardı. İlhan’ın kulağında sürekli çınladığından o da çok gecikmedi, ‘’İlkbahar’’ ismini verdiği ilk şiirini ilkokul üçüncü sınıfta yazdı.
Burada bir konuyu belirtelim; basındaki garip meşhurlarımızdan biri "olsaydı, tutsaydı" hesabıyla "Çanakkale'de direnmeyip gemileri geçirsek ne olurdu" yu yazıyor. En çok güldüğüm, adamın birinin Britanya işgalindeki İstanbul'da kendisinin İngilizce gazetecilik yapabileceğine inanmasıydı.
JEREMIE: Yalnızca devlet güdümlü gözetleme değil söz konusu olan, sorun mahremiyet sorunu; verilerin üçüncü şahıslarca nasıl kullanıldığı ve verilerle ne yapıldığına dair insanların bilgi sahibi olup olmaması. Ben Facebook kullanmıyorum, o yüzden hakkında pek fazla bir şey bilmiyorum. Fakat bugün Facebook'la birlikte, kendileri hakkında her tür bilgiyi büyük bir memnuniyetle sunan kişiler görüyorsunuz, onları mahremiyetle kamusallık arasındaki sınırı bilmemekle suçlayabilir misiniz? Birkaç yıl öncesine kadar, dijital teknolojiler henüz ortada yokken, kamunun gözü önünde bir hayat süren kişiler, gösteri dünyasından, siyaset veya gazetecilik alanından figürlerdi; oysa bugün herkes “yayımla” tuşuna bastığı anda kamusal bir hayat sürme olanağına sahip. “Yayımla” demek bir şeyi kamuya açık hale getirmek, elalemin bu veriye erişebilmesi demek. Ve tabii henüz yirmisine ulaşmamış ergenler kendilerinin sarhoş, bilmem ne bir halde resimlerini gönderdiklerinde şunun farkında olmayabilirler: El âlem, muhtemelen çok uzun bir süre boyunca bu resimleri saklayabilecek. Facebook mahremiyet, arkadaşlık ve kamusallık alanındaki bu sınırı muğlaklaştırmaktan kazanç sağlıyor. Yalnızca arkadaşınızın, sevdiklerinizin göreceğini sandığınız verileri de kaydediyor. Yani verilerinizin kimler tarafından görüleceği ayarını nasıl yaparsanız yapın, “yayımla” tuşuna bastığınız anda onları önce Facebook'a vermiş oluyorsunuz, ancak bir sonraki adımda Facebook bunu sizin seçtiğiniz Facebook kullanıcılarına açıyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.