Duyarlı (reaktif, rasyonel) nefretin sıklığı göründüğünden daha da fazladır, çünkü çoğu zaman kişi bütünlüğüne ve özgürlüğüne yönelik tehditlere, açık ve net olmayan ama üstü kapalı, hatta sevgi ve koruma kisvesine bürünmüş tehditlere karşı nefretle tepki verir. Ancak yine de karakter nefreti o kadar büyük bir olgu olmaya devam etmektedir ki, iki
sen yenisin galiba; sözcüklerin akşamdan kalma
dünyada… kendini yaşayacağın içten bir köşe yok
omzunda eskimiş kuşlar, dilinde radikal bir rüzgâr
gülcü çocuk, hayallerinde cimrisin, diyor sana
sen yenisin galiba, ürkekliğin yabansı ve yabancı
cümle kurmakta gecikiyorsun, harflerin serçe
sen yenisin galiba; âşığa bağdat soruyorsun
sen yenisin
Ben ne istediğini bilen, ne istemediğini gizlemeyen ve benden istenilene de kendi nezdimde red veya onay verebilen bir kadınım. Benim tutarsız, Aklından, kalbinden ve ağzından ne çıktığı belli olmayan, saygısız ve toksik hiç bir sevgiye, ilişkiye, arkadaşlığa, dostluğa, insanı ilişkiye ihtiyacım yok olamazda. Kıymet vermeyi de öğrendim kıymet
2+2=5 eder Winston. İktidar bir araç değil amaçtır.Büyük birader her zaman var olacaktır o hiçbir zaman yok olmayacaktır.Halka gerçekliği ya da bir gerçek varsa bu büyük biraderin istedigi dogrultuda olur.Buyuk biraderin gozu ustunde der posterler kitabin ana temasida bunun uzerine kuruludur.Gerçekliğin yokdan değil vardan yok edilmesi .Hiçbir şey kendi düşüncelerinizdede,belleğinizde yoktu.Sadece büyük biraderin istediği bir geçmiş anlayışı vardır.Kitapta şöyle bir alıntı var:Çiftdüşün sözcüğünü kullanırken bile çiftdüşün uygulamak gereklidir.Çünkü insan bu sözcüğü kullanmakla,gerçeklikle oynayıp onu çarpıttığını kabul ediyodur;yeni bir çiftdüşün'le bunu kafasından siler;ve yalan her zaman gerçeğin bir adım önünde,bu böyle sürüp gider.Benim yorumum ve görüşümden bahsedicek olursak George Orweel 1984 bir başyapıt olarak kalmaya devam edecektir.İster şimdi ister gelecek nesiller için bir şeyler bırakmak geleceğin salt gerçekliğe ulaşması en temel düşüncedir.
Tekelleşmis Sözde Rekabet
Parayı tefecilerin kontrolünde olmaktan kurtarmazsak parayı yüksek bir maliyet ile tüketmek zorunda kalırız.
Maliyetli para kullanmak tefecilere paranın zaman değerini kaptırmak demektir.
Karşılıksız paranın karşılığı olan paradan daha fazla kullanıma sunulduğu bir ekonomide hiç bir kimsenin ömrü paranın zaman
Bütün varlığım var oluş ve yok oluş arasında titriyor. Geçmişten gelen bir hatırlama bir yıldırım çakması gibi geleceğin karanlık sularını aydınlatıyor.
DADA; belleğin yok edilmesi: DADA; arkeolojinin yok edilmesi: DADA; peygamberlerin yok edilmesi: DADA; geleceğin yok edilmesi: DADA; kendiliğindenliğin anlık ürünü olan her tanrıya tartışmasız ve mutlak inanç
Bu gün 23 Nisan!
Neşe dolamıyor maalesef insan!
"Küçük hanımlar, küçük beyler... Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtın aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız."
23 Nisan, Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve yeni bir
Rum okulları konusunda geniş bilgiler verdiği görülen Papa Eftim, bu okulların amacının çocuklara Türk düşmanlığı aşılamak olduğunu şu sözlerle ifade eder:
"Okulların durumu başlı başına bir âlem... Buralarda tam kötü tohumlar yetişmesi, gelişmesi için gerekli bütün unsurlar hazır. Bakın, bir tek Rum, çocuğunu Türk okullarında okutmuş mudur?
..karışık zamanlarda özümün yönünü yitirmediğim için ve hayatımim anlamı ve süresi olduğu için. Çünkü her zaman kendi içimi dinledim ve sakin bir şekilde, şöyle diyerek, devamlı beni uyaran sesi izledim: Şunun ötesi yok: Hayatı iyi ve mutlu yaşamak! Korkulu ruhların yolundan uzaklaştırsa da, kalbini izle. Hayat sana eziyet etse de, katılaşma. Ve sakin akşamlarda, işim bittikten sonra, sevgilim ya da çocuğumla evin önünde çimenlikte oturunca, doğanın soluğunu duyunca, o zaman içimde o çok sevdiğim türkü yükselir, çokların türküsü ,geleceğin türküsü...
…bundan daha da önemlisi, düşünce konusunda gittikçe kendine çeki düzen vermeye çalışan, gittikçe uyuşuk duruma gelen, içgüdü yönünden yoksullaşan Alman ulusuna saldırmaktır sanırım. Ellerine ne geçerlerse yiyorlar hep, karşıtlarla besleniyorlar, ister “inanç” olsun, ister “bilimsel düşünce”, ister “Hrıstiyanlığa özgü sevgi” olsun, ister évangile
....
Neden “Sosyalizm” ?
Albert Einstein, Mayıs 1949:
Ekonomik ve sosyal konularda uzman olmayan birisinin sosyalizm üzerine görüşlerini açıklaması önerilebilir mi?
Bunun birkaç nedenle olabileceğine inanıyorum.
Öncelikle soruyu bilimsel bilgi açısında ele alalım.
Astronomi ile iktisat arasında önemli yöntemsel farklılıklar yokmuş gibi