Aşırı tutuk bir kitaptı. Başından beri hep bir sonraki sayfada heyecanlanırım dediğim ama beni heyecanlandırmayan bir yapıttı. Tat alamadım ve bir süre sonra devam da etmek istemedim. Bıraktım.
"Hayat bir lotus yaprağındaki damlacıklar gibi uçucu…"
Bu cümleyi ilk olarak 20 yıl önce okumuştum. O günden beri birçok yere not etmişim. Beni çok etkileyen bir metnin ilk cümlesi bu.
Bu basit ama güçlü benzetmeyle başlayıp akıp giden paragraf, bana hayatın anlamı ve geleceğe dair pek çok düşünce ilham etti.
“Dünya fani, ölüm gerçek”
Patanjali ne olduğunu anlamak istiyorsan ne olmadığına bak derken;
Zihnini kontrol edebilen her şeyi kontrol edebilecektir zihin her şeyi kaydeden bir oluşum olduğu için kaydettiğimiz bu bilgilere göre düşünce kalıpları oluşturur işte kendini zannettign bu karakter aslında ulaşmaya çalıştın gerçek benliğinin üzerini kaplayan düşünce kalıplarıdır
“Benim halifem olacak kişi herkesten daha güçlü olan değil, Allah’ı en çok seven kişi olacaktır. İbrahim(aleyhisselam) ve İshak(aleyhisselam), Allah’ın en güçlü değil en iyi kullarıydı.”
“Biz taştan yontulmuş tanrılardan, bütün dünyevi tanrılardan yüz çeviriyoruz. Bir tek Allah’a iman ediyoruz. Yerin ve göklerin Rabbi’ne, O’nun gönderdiği bütün
Narsizm, özgüvenle aynı şey değildir.Gerçek özgüven, karakterin imrenilesi gücünü yansıtır.Narsist'in özgüveni, gerçek bir küstahlıktır.Çoğunlukla başkalarının harcanması pahasına görkemli fikirlere götüren ve narsistin acımasız arzularının peşinde koşturan bir karakter kusurudur.
"Narsistik kişilikler, başkalarını aldatmak ve idare etmek konusunda oldukça yeteneklidirler.Narsist için her şey bir şey içindir fedakarlık değildir. özgüveni, gerçek bir küstahlıktır ve başkalarının harcanması pahasına acımasız arzuların peşinde koşturur."
"Narsist kişilik, empati yetenekleri çok sınırlıdır, kendilerini tamamlayacak birini ararlar. Fakat birini bulduklarında işler kötüye gider, çünkü hiç kimse gerçek anlamda bir narsisti tamamlayamaz."
🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀🍀
Nefsî tezkiye . 🍀
Nefsi tezkiye; öncelikle onu küfür, cehâlet, kötü hisler, yanlış îtikadlar ve fenâ ahlâklardan temizlemektir. Yâni şer’-i şerîfe aykırı her türlü îtikâdî, ahlâkî ve amelî yanlışlıklardan arındırmaktır. Onu temizleyip kötülüklerden koruduktan sonra da, îmân, ilim, irfân, hikmet, hayırlı duygular, güzel huylar gibi
001- Bizi toprağa gömdüler fakat tohum olduğumuzu bilmiyorlardı...
002- Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.
003- Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak lazım.
004- Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne
Zihninizden geçen düşünce ve arzuların gerçek olma olasılığını, zihninizi kullanma şeklinizle ölçebilirsiniz. Zihninizde başkalarına karşı kötü şeyler düşünüyorsanız, zihninizi başkalarının iyiliği için kullanmıyorsanız ettiğiniz dualar nasıl kabul olabilir ki? Zihninizi iyilik için kullanmalısınız. Affetmelisiniz.
Kalbinizin sesini duyabiliyor musunuz? Kalbiniz açık mı, berrak mı, şeffaf mı, sevgiyle dolu mu? Bunların hepsine 'evet' diyorsanız doğru yoldasınız demektir.
Kalbinizde sadece iyilik, ilahi bilinç ve sevgi olsun.
Nasıl iyilik peşinde olursunuz?
-Her an, her yerde iyi niyetli olarak.
-Başkaları için iyi düşünerek.
-İnsanların, çocukların aciz hallerine duyarlı olarak.
-İhtiyaç sahibi ailelere, okullara yardım eli uzatarak.
-Maddi durumumuz iyi olmasa bile, her şeye rağmen elimizdekini ihtiyacı olanlarla paylaşarak.
-Kullanmadığımız kıyafetleri ve eşyaları ihtiyaç sahiplerine ulaştırarak.
-Tek başımıza yapamıyorsak arkadaşlarımızla toplanıp hep beraber eğitim bursu verebilmek gibi düşünceler, incelikler içinde olarak.
Farabi şöyle der: Cahil insan yeme içme, zevk peşinde koşan insandır. Bunların bazıları rahatlığın verdiği bolluk ile öfke duyularını kaybetmişlerdir. Bazıları ise tam tersine rahatlığın verdiği bolluk ile son derece öfkelidirler. Bunlar genellikle şehvetine düşkün insanlardır. Bedensel zevklerine tutsak olmuş bu insanların kendi arzuların dışında hiçbir hedefi yoktur. Onlar bu düşkünlüğün içinde debelenirken düşünmek, öğrenmek, sorgulamak gibi yeteneklerden de mahrumdurlar.
Tamamen dünya zevklerine kendilerini kaptırmış bu insanlardan kendi nesilleri de zarar görecektir. Cahil insan mutluluğu bu gibi dünyevi zevklerin içinde zanneder. Onun için bedenin ihtiyacı olan her şey bir mutluluk sebebidir. Gerçek mutluluğu sorgulamazlar, gerçek mutluluğun ne olduğunu dahi düşünmezler. Bu insanlar ahlaki düşkünlükleri hoş görmektedirler. Bu insanlar ahlaki düşkünlükleri hoş görmektedirler, onlar için ahlaki düşkünlük kötü bir şey değildir. Çünkü onlar kendi nefisleri, kendi arzularına tutsak olmuş insanlardır.
Buradan da anlaşıldığı gibi cahil insanın amacı kendini geliştirmek, bilgiye yönelmek ve bir şey öğrenmek değildir. Onun hiç böyle gayesi, zorunlulukları ya da arzusu yoktur. Onların mutluluğu tamamen şehvet ve mal düşkünlüğünden ibarettir, istedikleri şeyler olduğunda onlar kendilerini çok mutlu hissederler, ancak istedikleri şeyler olmadığında ise tamamen mutsuzdurlar.
_Evrimsel Psikoloji_
_Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor.
_Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
İnsanı frenleyen tek bir şey var; ölümün kesinliği, dünyanın geçiciliği... Bu terbiyeyi alan, bu dikkate sahip insan nefsine kapılmaz, dünyanın fani zevklerine aldanmaz. "Bu yaşa geldim; ölüm ha şimdi, ha biraz sonra, hiç belli olmaz. Bu yaştan sonra ölüm böyle temel bir gerçek olarak karşımda dururken dünyanın tümüne sahip olsam ne fark eder? En iyisi, ahirette beni bekleyen sonuca göre yaşamak" diyerek, eşine ve ailesine sadakatini sürdürür. Dünyanın zevkleri esas tutulduğunda, eşin fiziksel durumu kişiyi üzer. Ama ahiret düşünüldüğünde eşin fiziksel tarafı değil, manevi tarafı esas olur. Çocuklar gibi olmadık arzuların peşinde koşmaz. Dünyanın türlü hazlarına sahip olsa da doymayacağını bilir. Dünya zevkleri insana bir tattırır, on tokat yedirir. Zevklerin bitimi insan için elem olur.