Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Selçuklu dönemine gidiyoruz. Moğollar istilası altındaki Anadolu’daki taht ve güç kavgalarına tanık oluyoruz. Bir de arada bu hakim sınıflar arasındaki çatışmalarda “Bulunmuş Çocuklar”dan oluşan bir Türkmen oymağının suçlu olarak yargılanmasına… Aslında bu yargı (yargu) hakim sınıfların kendi aralarındaki çatışmalardan baka bir şey değildir. Ama oyunun oyuncuları eşitlik,kardeşlik, özgürlük ve neşe içinde yaşayan bu Türkmen kabilesinin çocuklarıdır. Özellikle tarih sevenler bu kitabı daha ilgi çekici bulacak. Kurgu ile gerçek adeta iç içe. Bir çok tarihi isme bu kitapta rastlıyoruz: Selçuklu Sultanı Rükneddin Dördüncü Kılıçarslan, dönemin “pervane” denen ünlü Muiniddin Süleyman, Tarihçi İbn-i Bibi, Mevlana ve daha niceleri… Türkiye’deki yargıda oynanan oyunların aslında hiç de yeni bir oyun olmadığını öğreniyoruz bu kitapta. Bence yalnızca romanı değil mutlaa yazılan senaryoda Ezop yani Ezel Akay tarafından görsel olarak aktarılmalı bize diye düşünüyorum…
Yargu
YarguHaldun Çubukçu · Doğan Kitap · 200749 okunma
Kadın
Fantin korkunç bir kahkaha koyverdi: – Yüz frank, dedi, bu para kimsesiz bir kadın tarafından ancak bir yoldan sağlanabilir!... Zavallı kadın, nihayet fahişe oldu... Fantin’in macerası, beşeriyetin bir esir satın alma hikâyesidir. Kimden satın alıyor? Sefâletten... Yetimlikten, kimsesizlikten, aldatılmışlıktan, ihanetten, iftiradan, çekememezlikten gelen dağ gibi yüklerin altında ezilen bir zavallı ne yapar? Cemiyet ve devlet de el uzatmayınca, sefalet çukuruna yuvarlanır!... Avrupa medeniyetinin esareti kaldırdığını söyleyenler aldanıyorlar. Kiliseye baş kaldıran Avrupa, dine ve onun koruduğu ahlaka da baş kaldırarak büyük bir hata işledi. Meyhanelerin, eğlence yerlerinin, genelevlerin sayısı artmakla hürriyet gelmiş olmaz... Bu, ihtilâlin arzu ettiği “eşitlik ve kardeşlik” prensibi ile bağdaşmaz. Eğer hâlâ sefalet varsa, kızlarımızın ve kadınlarımızın iffeti kendini bilmez mâceraperestlerin çirkin arzularına kurban ediliyorsa; hürriyet güçlülerden yana demektir. Zayıfları ezen hürriyet, gerçek hürriyet değildir. Fantin, burada sadece semboldür. Cemiyet nice Fantinlerin yıkılışına, esir edilişine ve sefaletin kucağına düşmesine seyirci kalıyor. Evet, esaret teklif ediyor; cemiyet de kabul ediyor...
Sayfa 103 - Antik Yayınları, Antik-Batı Klasikleri Serisi basımındanKitabı okudu
Reklam
1917 Şubat-Mart aylarında Çarlığın devrilmesinden sonra işçi ve köylülerin kaybedecek zamanlarının olmadığı gergin bir süreç başladı. Emekçi halk kitleleri geçici hükümeti düşman olarak görüyorlardı. Bu nedenle, devrimci yöntemlerle haklarını elde etmek için bir an bile duraksamadılar: Önce 8 saatlik iş günü hakkı, sonra da toprağın yanı sıra
Sayfa 36
127 syf.
10/10 puan verdi
Bir kadının neden erkeklerden her konuda geride olduğu özellikle edebiyat alanında, romanda ,şiirde neden ilerleyemediğini kadının özgürlüğünü geç elde etmesine bağlıyor.Düşünün bir yazar sessizliğe ihtiyaç duyarken kadın gürültü ihtiyacı duyuyor o dönemlerde , yazdıklarını gizleyecek vakte sahip olmak için.Ne rahat bir ortam, ne ekonomik özgürlük gerçek yaratıcılığı engeller.Var olan potansiyelin harcanır belki de .Virginia Woolf diyor ki Kadınlık korunan bir yaşam biçimi olmaktan çıktığı zaman her şey olabilir.Bütün mesele eşitlik aslında. Günümüzde de kadın yerden yere vuruluyor. Kadının yaptığı iş küçümseniyor .Kitap size diyor ki zihinsel olarak erkekte kadın da vardır kadında erkekte.Eğer ki tek kimliğe sahip olursak asla bütüne ulaşamayız.Erkeksi kadın, kadınsı erkek olmaliyız.Tek bir cinsiyetin harikalar yaratamayacağını anlatıyor.Ya bir şans verilseydi beş yüz sterlin ve kendine ait hir oda özgür bir ortam.Shakespeare'in geride bir sözcük bırakamayan kızkardeşi ölmedi diyor. Onu biz yaşatacağız .Siz yaşatacaksınız.İçimizde yatan bu kız kardeş için oturma odasından çıkmalı, kadınların kadınlardan nefret etmemesi gerekir.Vee son olarakta her kadın kendi özgürlüğü için bir savaş vermek zorunda çünkü altın tepsiyle sunulmuyor hele şu günlerde. Kadın doğum yapan bir makine olmaktan, hizmetçi olma konumundan çıkmalı.Gece çamaşır bekleyip sabah çocuğunu okula yollayan aynı zaman da çalışan kadınlar, belki daha kötü durumda olanlar kendimizi dinlememis gerek yoksa hep geride olacağız.
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İletişim Kitabevi · 202137,8bin okunma
VİKİPEDİ:Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılması için bir mücadeledir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürümüzü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel objektifleri eğitim, iş, çocuk bakımı gibi konularda eşit haklara sahip
Bugün, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü. Tarihi Devletler, önceleri, baskıya dayanan bir anlayışla yönetilmekteydi. Bu anlayışa son vermek amacıyla 1215 yılında İngiltere Kralı'na kabul ettirilen bildiri olan Magna Carta, insan hakları kavramının ilk belgesi sayılır. İnsan hakları konusunda yayımlanan bir diğer önemli bildiri ise, Amerika'da
Reklam
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
J.J.Rousseau, temel felsefesindeki düşüncelerini bu kitapta tüm açıklığıyla ortaya koymuştur. İnsanların; doğuştan günahsız ve iyi olduğunu savunan Rousseau, çevresel faktörler, yaşam zorluğu, toplumsal baskılar sebebiyle giderek gerçek benliğinden uzaklaşarak iyilik ve erdem gibi değerlere karşı yabancılaştığı, bencilleştiği savındadır. İlkçağlarda yaşayan vahşi insanların doğal ve bağımsız olduğunu, günümüzde ise kişisel çıkarlar, üstünlük, hakimiyet kurma hırsları sebebiyle dışa daha bağımlı hale geldiklerini, bütün bunların da insanlar arasındaki eşitsizlikleri arttırdığını ifade etmektedir. Eşitlik, adalet, bağımsızlık, erdem gibi değerlerin sıkı savunucusu olan filozofun, her ne kadar subjektif bir değerlendirme olarak görülecek olsa da; felsefeyle ilgilenmeyenler dahil okuyan herkesin perspektifine pozitif katkı sağlayacağı kanaatindeyim.
İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı
İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin KaynağıJean-Jacques Rousseau · Say Yayınları · 20201,392 okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
Fakir bir çocuğun masum hayallerini anlatan üzücü ama eleştirel yönü çok başarılı bir hikâye. İran ve diğer dünya halklarına, adalet, eşitlik, dogmayı sorgulama, direnebilme gibi öğütlerde bulunan metinler yazan bu yazar okunmalı,okutulmalı.
Bir Günlük Düş ve Gerçek
Bir Günlük Düş ve GerçekSamed Behrengi · Alfa Yayıncılık · 2014274 okunma
420 syf.
1/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Hayatımda bu kadar kötü az kitap okumuşumdur. Yazarımız Alein Kentigerna'nın 8 baskı yapmış bu kitabını okuyan arkadaşların öve öve bitirememesini hakikaten anlamadım...Ekşi Sözlük'te yorumlara baktım, bir kişi de benim gibi şüphelenmiş, bunu bir Türk yazmış bence , diyor...çünkü Halüsinasyon kitabında çevirmen adı ve bilgisi yok...ama diğer
Halüsinasyon
HalüsinasyonAlein Kentigerna · Panama Yayıncılık · 20212,880 okunma
Muhammed Ali
Louisville’de insanlar hala pis zenci diye çağırılıp köpek muamelesi görüyorken ve en basit haklarından bile mahrumken benden üzerime bir üniforma geçirip 10000 mil ötedeki bir ülkede bomba atıp kurşun sıkmamı nasıl beklerler? Hayır 10000 mil öteye gidip beyaz köle efendilerinin beyaz olmayan başka bir millet üzerine baskı kurmalarına, onları öldürmelerine, evlerini yakmalarına yardımcı olmayacağım. Gün böyle kötü işlerin sona ermesinin günüdür. Böyle bir tavır içinde bulunmanın bana milyonlarca dolara mal olacağını söylediler. Ama daha önce de söyledim ve yine söylüyorum. Benim halkımın gerçek düşmanı burada, Amerika’da. Kendi özgürlüğü, kendi adaleti ve eşitlik için savaşan o insanları köleleştirmede kullanılan bir maşa olmayacağım. Dinimi, halkımı ve kendimi küçük düşüremem. Eğer bu savaşın benim 22 milyonluk halkıma özgürlük ve eşitlik getireceğini düşünseydim kendim gidip orduya katılırdım. Kendi inandığım değerler için direniyorum. Kaybedecek hiçbir şeyim yok. Beni hapse atacaklarmış, ne olmuş sanki? Zaten 400 yıldır hapisteyiz. Muhammed Ali
Reklam
Bu istem [eşitlik], ya -özellikle ilk başta, örneğin köylüler savaşında durum budur- apaçık toplumsal eşitsizliklere karşı zengin ile yoksul, efendi ile köle, harvurup harman savuranlar ile açlık çekenler arasındaki karşıtlığa karşı kendiliğinden bir tepkidir; böyle bir tepki olarak o, yalnızca devrimci içgüdünün dışavurumudur ve doğrulanmasını da burada –yalnızca burada– bulur. Ya da burjuva eşitlik istemine karşı, bu istemden az çok doğru ve daha ileri giden istemler çıkaran tepkiden doğmuş bulunan bu istem, işçileri kapitalistlere karşı, kapitalistlerin kendi savları yardımıyla ayaklandırmak için bir ajitasyon aracı hizmeti görür ve bu durumda bu istem, burjuva eşitliğin kendisiyle ayakta durur ve onunla birlikte yıkılır. Her iki durumda da proleter eşitlik isteminin gerçek içeriği, sınıfların kaldırılmasıdır. Bundan öte bir eşitlik istemi, zorunlu olarak saçmadır.
Jean-Paul Sartre
“Hayranlık, hayran olunan kişiden daha aşağıda yer alındığını varsayan bir duygudur. Bana göre bütün insanlar eşitlik içinde vardır. Ve hayranlığın insanlar arasında işi yoktur. Bir insandan başka bir insan için talep edilebilecek gerçek duygu, değer vermektir.”
Sayfa 57 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Gerçek
"Biliyorum, özgürlük ve adalet yönünden eşitlik herkesin hakkı, ama vatan, vatan her şeyden önce gelir bayım!"
Sayfa 90 - Bordo Siyah- I. CiltKitabı okudu
Squealer'ın açıklamasına bakılırsa, tayınlarda çok katı bir eşitlik, Hayvancılığın ilkelerine aykırıydı; yiyecek sıkıntısı varmış gibi görünebilirdi, ama gerçek hiç de öyle değildi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.