Bu bir tezi kuşu yaprakları birbirine dikerek
yuva yapar. 🪡🐦🙂
・・・
Terzi kuşunun gagası bir dikiş iğnesi gibidir. İplik olarak kullanmak üzere örümcek ağından ipek, tohumlardan pamuk ve ağaç kabuklarından da lif elde eder.
Halen bir ağaca bağlı olup gelişmekte olan yaprakları seçer ve kenarları üstüste gelecek şekilde bu yaprakları çekerek şekle sokar. Bunun ardından sivri gagasıyla her bir yaprağın kenarına bir delik açar.
Topladığı örümcek ağı veya bitki liflerini bir terzinin iğne iplik kullanması gibi gagasıyla deliklerden geçirir ve düşmelerini engellemek için her ilmiği düğümler. Aynı işlemi diğer uçta da yaparak iki yaprağı birbirine “dikmiş” olur. Bir çift yaprağı ya da tek bir yaprağı kendi etrafında döndürmek için yarım düzine kadar düğüme ihtiyaç olabilir.
Daha sonra kuş bu keseyi çimlerle doldurup döşer.
Ayrıca bu yapraklarla kaplı kesenin içinde, dişisinin yumurtalarını koyacağı gizli bir yuva daha diker. 🍃🏠
#kuşlar #yuva #hayvanlar
youtu.be/Gru-YU9yGRg
Kaynak: ahirzaman
Gizli tutarak sevdim ahımı hicranımı.
Yıllar yılı gönlümü hayaliyle avutarak sevdim.
Her şarkıda hatırlayarak sevdim.
Çocuklar gibi bağlanarak sevdim.
Hasretini ateş yutar gibi içime çekerek sevdim.
Ümitlerimi rakıma meze yaparak sevdim.
Cama vuran her damlada hatırlayarak sevdim.
Anılarla yaşayarak sevdim.
Hayatıma küse küse sevdim.
Tutunduğum
Genç yaşta bilgeliği aramak üzere yola çıkan bir adamın hikayesi, bu Siddhartha'nın hikayesi.
Kendine verilenlerle, mevcut öğretilerle yetinmeyen, yolların yolunu, değişmezi, içrek olanı, kendini arayan bir adamın hikayesi Siddhartha.
Kendisini ve kendisine uygun olan yolu, düşünceyi ararken, tıpkı bir kuşun yuva yapmak için ağaç ağaç gezmesi gibi, farklı yollara sapan, kendini yitiren, kendini yeniden bulan bir adamın hikayesi Siddhartha. İnsanların hikayesi, insanlığın hikayesi.
Bu incelemeyi uzun tutamayacağım, çünkü bu kitap anlatılacak ve incelenebilecek bir kitap gibi gelmiyor bana, bu kitabın yaşanması, okunması gerektiğini düşünüyorum ve bu düşüncemi Siddhartha'dan şu sözle destekliyorum "Ama yeter, daha fazla konuşmayayım. Sözcükler gizli saklı anlamı zedeliyor, dile getirilen her şey o an değişiyor biraz, biraz çirkin, biraz aptalca niteliğe bürünüyor."
Siddhartha'yı, bir bilgenin bilge oluşuna tanıklık etmek isteyen, düşünce dünyasına yeni renkler eklemek isteyen herkese rahatlıkla önerebilirim.
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202037,9bin okunma
''İyi ve kaliteli çevirisiyle okumaktan keyif aldığım bu kitabı okuyup irdeledikçe karşımıza bambaşka bir dünyanın ruh halini, değerini, etiğini ve psikolojisini gözlemlerken buluyoruz. Belirli bir zümrenin yaşayış tarzını, insani ilişkilerindeki sahteliğini ve çıkara dayalı suni ilişkilerini Holly'in kişiliğinden yola çıkarak öğreniyoruz. Bir
"Kaç kilo kavun istiyorsun? Diye sordu manav bana
Sordum: Gönül hoşluğunun gramı kaça?"
(Suyun Ayak Sesi)
Gönül hoşluğunu hem dizeleriyle hem de çizimleriyle sonuna kadar yaşatan güzel insan, Sohrâp Sepehri.
"Yaşam böceğin gözünde ağacın boyutudur."
Biz böceklere böyle güzel dizeleri bırakmış olması büyük mutluluk
İnsanoğlu düzenli bir yaşam sürerse saygı görmekte. Peki, düzensiz bir yaşam sürerse, iffetli dahi olsa da saygıyı hak etmez mi? Erdem dediğimiz olgu, insanın yaşam tarzıyla sınırlı olabilir mi?
Değer yargısı ve düzgün bir hayat sürme inancı, kişiden kişiye farklılık gösteren bir yaşam biçimidir. İnsanoğlunun tek gayesi, melekler kadar saf ve
Sarmış ufuklarını senin gene inatçı bir duman,
beyaz bir karanlık ki, gittikçe artan
ağırlığının altında herşey silinmiş gibi,
bütün tablolar tozlu bir yoğunlukla örtülü;
tozlu ve heybetli bir yoğunluk ki, bakanlar
onun derinliğine iyice sokulamaz, korkar!
Ama bu derin karanlık örtü sana çok lâyık;
lâyık bu örtünüş sana, ey zulümlér sâhası!
gerçek gizli, kimseye görünmeden dolaşıyor yeryüzün de, halkın arasında kendine bir yuva arıyor, gerçek yönetim için gerçek bıçak ve ateş gibi bir şeydir, kabul edemez onu yönetim, gerçek keser atar, yakar yönetimi.
BU KADINLARIN ÇIĞLIKLARINI DUYUN! (Sema Maraşlı)
On sekiz yaş altında evlenmenin cezasını çeken genç kadınlar onlar. Severek isteyerek düğünle dernekle evlendikleri kocaları hapiste, gerçek tecavüzcülerle aynı koğuştu yatıyor. Onlar da dışarıda babasız büyütmek zorunda kaldıkları çocukları ile hayat mücadelesi veriyorlar. Kocaları hapiste
İran’ın kuzey taraflarındaki Kazvin’de bulunan Elbruz Dağlarında; eteğinde Şahrud Irmağının çağıldadığı, üzerinde kartalların yuva yaptığı sarp kayalıklardan bir kale yükselir. Ulaşılmaz sağlamlıkta bu kale büyük bir alanı görebilmektedir. Kalede, Alevi Mehdi isminde bir lider hüküm sürmektedir. Ancak Alamut ismi Mehdi ile değil, 35 yıl boyunca
ARKADAŞA MEKTUP
Ey benim değerli, sağlam ciğerli, bazen kederli, halden, her türlü dilden anlayan, yüz altın değerinde, bir çanak bal lezzetinde 9. Amerikan cikleti, canlar parçası, yürek yarası, gönül karası, havuç ortası, genç arkadaşlar hası, kral arkadaşım. (................)
Kalbimin derin köşesinden, gülyağı şişesinden, hergün ki
Bilirim.
Her gün doğmadan kızıllığına yazar adını…
Bilirim her martı dokunmadan denize kendi dilince tekrarlar duanı...
Ve her gül açmadan kollarını bu dünyaya, Senin kokunu bular yüreğine…
Bilirim düşmez güneş toprağın hiçbir zerresine hatırlamadan Seni…
Bilirim seversin Sen Seni seveni…
Ey beni en çok sevenin en sevdiği…
Ey gönlümdeki sevgiye
Hüznün kol gezdiği şiirlerden bir demet içeren bu eser, şairin çocukluk anılarını, sorgulamalarını, özlemlerini anlattığı dizelerle dolu. Okurken insanın içini ısıtan, acıtan, yüreğinde garip bir burukluk bırakan şiirler, özlemlerin depreşmesine sebep oluyor...
Üstadın şiirlerin de hüzün ve özlem özellikle yaşanan ve yuva diye tabir ettiğimiz evler üzerine daha yoğun... Hasretini bu kadar duygu dolu, açık yazabilen şaire hayran kalmamak mümkün değil....
Bu bölümü yaptığım araştırma esnasında denk geldim ve hoşuma gittiği için paylaşmak istedim :)
Behçet Necatigil, Şiirde anlam üstüne bir konuşmasında şunları söyler:
"Şiirde manaya varmak, belki gizli ama mutlak mevcut ipuçlarını
bulmaya bakar. Şair manadan ne kadar kaçarsa kaçsın veya ne kadar
kendine saklamak isterse istesin, zaman zaman, kendisine o şiiri yazdıran
sebepleri, şiirin yakınlı uzaklı kelimelerinde, belki kendi de farkında
olmadan ele verecektir. Şiirine göre; bir başlık, bir motif; teslim
oluş veya isyanı, ümit veya ümitsizliği çeşitli yollardan değişik şekilde
ifadeye yarar. Birbirine yakın manada isimler, sıfatlar, bir ima, bir
hatırlatış; bir şiirin okuyucuya ne demek istediğini bulmamıza yeter
birer ipucudur."!
Kaynak: dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/12/845/10703.pdf'den
Derin duygular ve hüzünle sarmalanmış eseri tüm şiir sevenlere tavsiye ederim...
Eski SokakBehçet Necatigil · Yapı Kredi Yayınları · 20132,010 okunma
Sahip olmadığı bir yaşam üstüne dile getiremeyeceği hayallere dalmış olan bir erkek ya da kadın, birden düz bir duvarda bir kapıyla karşı karşıya gelir. Bu kapıyı açar. Kapının ötesinde o hayat ve o hayatı doğal karşılayan bir erkek ya da kadın vardır. İlle de bir şeylere sahip olma isteği değildir söz konusu olan, belki de tam tersidir, ama gizli bir yaşam serilmiştir gözler önüne. Aranan gerçek yuva budur işte o kişi, sevilenin ta kendisidir.
Sevilen'in çoğu kez seven'in hayallerinin vücut bulması olduğunu söylersem belki de sinik bir yaklaşım içinde olduğum savunulacaktır. Oysa belki de bu kadarı yeterlidir. Hayaller değiştiğinde -ki değişirler, ki değişmek zorundadırlar -acı başlar. Büyülü kent birden yok olur ve siz yellerin kavurduğu çölün ortasında yapayalnız kalıverirsiniz. Sevdiğinize gelince... O sizi hiç bir zaman anlamamıştır. İşin doğrusu, siz kendinizi hiçbir zaman anlamamışsınızdır.