Dindinha bir seferinde mutluluğun “yüreğimizde parlayan bir güneş” olduğunu söylemişti. Güneş her şeyi mutlulukla aydınlatıyordu. Eğer bu doğruysa, her şeyi güzelleştiren şey göğsümde pırpır eden yüreğimdi…
"Anne, ceplerim yağmur dolu bugün
Ellerimde adı sanı belli olmayan çiçekler büyüyor
Tanımıyorum doğru düzgün
Biri neşeli öteki üzgün
İki yüzüm var
Anne, ceplerim yağmur dolu bugün
Yüzümden denizlere kan kırmızı bir şeyler dökülüyor
Kuru dallar kırılıyor göğsümde
Yara alıyor ten rengi bu gemi
Yüzmeyi öğrenemese bile
Alabora olmaya var talimi..."
bekir'in göğsünde N.K.V.D 'nin zindan duvarlarında kurumuş kan lekesi gibi kızıl yıldız; benim göğsümde alman kartalının pençelerinde asılı gamalı haç; iki kardeşin birbirine kavuşması, birbirine bağlanması bütün milletimin bir timsaliydi sanki